49.Bölüm

36K 3.3K 572
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen :)

**

Karşılaşma on dakika bile sürmemişti. Caroline'ın karşılaştığı takımın oyuncuları ikişer üçer çıktı parkurdan. Hepsi yaralanmıştı. Birinin yüzü tamamen kanla kaplanmıştı.

En son Caroline, üzerinde ağzından alev çıkan bir ejderha olan bayrağıyla çıktı. Arkasından da takımı. Herkes ayağa kalkıp alkışlamaya, tezahürata başladı.

Caroline rahat bir şekilde tribünün merdivenlerinden çıkıp, bayrağını orada hazır bekleyen direklerden birine geçirerek en başa astı. O sırada sağlık görevlileri ormana girip parkurdan baygın üç öğrenci çıkardı.

Kazanan takımların kaptanları en tepedeki direklere bayraklarını asıyordu. Beşinci bayrak asıldığında sıra bize gelmişti. İnanılmaz gerilmiştim ama belli etmedim. Ben bu takımın kaptanıydım sakin kalmalıydım.

Anonsumuz yapılınca yerlerimizden kalkıp aşağı indik. Seyircilere doğru tek sıra halinde dizildik. Güçlerimizi sınırlandıran karışımdan içtikten sonra anonsları yapan profesör kuralları anlattı.

"Parkurun dışına çıkmak kesinlikle yasak. Ankaların bayrağı Kaplanların, Kaplanların bayrağı Ankaların alanında bir sandığa konuldu. Amacınız rakibinizi geçip bayrağınızı almak ve tribünün üzerindeki direğe geçirmek. Bayrağı ilk kimin aldığının önemi yok. Önemli olan bayrağı yerine ilk hangi takımın ulaştırdığı. Bayrak yerine ulaştığında işaret fişeği ateşlenecek. Ateş edildiğinde herkes parkurdan çıkmak zorunda. Broşunu karşı takımdan birine kaptıran, parkurdan çıkmak zorunda. Broşu saklamak kesinlikle yasak. Kural ihlali yapan sadece oyunlardan değil, Lermont'tan da da atılır. Düello teklifiniz varsa hemen şimdi yapın."

Bir süre susup bizi bekledi.

"Yapmadığınıza göre, bundan sonra düello teklifiniz olursa, yarını beklemek zorundasınız. Bir sorunuz var mı?"

Tekrar susup bizi bekledi.

"Ankalar sol taraftan, Kaplanlar sağ taraftan. Şimdi parkur girişindeki yerlerinize geçip işareti bekleyin."

Yerlerimize geçtik. Diğer takım ile birbirimizden epey uzaktık.

Fişek ateşlendiğinde bütün takım koşarak ormana daldık. Lermont oyunları bizim için başlamıştı. Parkut çok büyük bir alana kurulmuş, etrafı tel örgülerle kapatılmıştı. Sandığa ulaşana kadar bir süre koşmak zorunda kaldık.

"Özel bir alan kurulmamış sadece orman," dedim nefesimi düzenlemeye çalışırken. "George. Bella ormanda yaptıklarını anlattı. Ondan daha güçlüsün yanına Jeff'i al. Sizin hedefiniz bayrağımızı almak. Orman senin alanın o yüzden en iyi sen saklanırsın. Saklanarak alanlarına girin. Kimseye saldırma. Eğer birileriyle karşılaşırsanız bırak Jeff halletsin. Gerekirse onu arkanda bırak.

Bella. Sen yanına Claire ve Lily'i al. Burada kalın ve sandığı koruyun. Sarmaşık ya da ağaç ne kullanırsın bilmiyorum ama iyi gizlendiğinizden emin olun. Bizi geçmeyi başaranlar mutlaka olacaktır alan çok geniş. Onlarla siz ilgilenirsiniz. Birini etkisiz hale getirseniz bile ortaya çıkmayın. Gerekirse sadece biriniz. Önden gelen yem olacaktır muhtemelen.

Tyler. Sen Shanny ile birlikte sol taraftan git. Shanny iyi bir tırmanıcıdır arada etrafı gözleyebilir.

Nate, sen de Amy ile birlikte sağ taraftan."

"Ne!" Nate sinirlenmişti. "Sana yanında kalacağım dedim Elena. Ayrıca sen ne yapmayı düşünüyorsun?"

"Amy de su senin yanında daha güçlü olacak. Ben Kathy ve Lucas ile ortadan gideceğim. Diğer takım bayrak için ikimizin gideceğini düşünecektir. George kimsenin aklına gelmeyecek. "

"Peki. Öyle olsun," dedi Nate. Sözleri kabullendiğini söylese de, ses tonu ve bakışları hiç de öyle söylemiyordu.

"Unutmayın daha önce ormanda bunun çok daha kötülerini yaşadık ve oyun değil, gerçekti. Bu ise sadece bir oyun. Haydi, gidip eğlenelim!"

*

İlk kitap burada son buluyor. Bu kitabın devamındaki Kader Ateşi adlı ikinci kitaba geçin lütfen :) 

Okuduğunuz için teşekkür ederim :)

*

Orién : ANKA ATEŞİ | KADER ATEŞİ | KÜLWhere stories live. Discover now