15.Bölüm

43.4K 3.7K 390
                                    

OY VERMEYİ UNUTMAYIN LÜTFEN :)

*

Zor nefes alıyorum. Bacaklarımı sıkıp canımı acıtan bir şey var ama koku o kadar kötü, nefes almak o kadar zor ki, canımın acıması umurumda değil. Gözlerimi açmak neden bu kadar zor? En son ne oldu? Neredeydim? Neredeyim? Yerde mi oturuyorum? Yer soğuk. Biri bana sesleniyor.

"Elena, beni duyuyor musun?"

Bu sesi tanıyorum ama kim olduğunu çıkaramıyorum. Canım çok yanıyor. Tanıdık bir koku var.

"Elena! Kendine gel, gözlerini aç!"

Çok kötü kokuyor. Nefes almamı zorlaştırıyor. Çok kötü. Nereden biliyorum bu kokuyu? Neden? Ne oluyor? Benimle kim konuşuyor?

"Elena!"

Zorlanarak gözlerimi açtım. Ellerim, yere çakılı bir demir parçasına gereğinden de sıkı bir şekilde zincirlenmişti ama asıl canımı yakan şey, uzattığım bacaklarıma sıkı sıkı dolanmış bir sarmaşıktı. Korkunç derecede kötü kokup nefes almamı zorlaştıran şey de oydu belli ki. Bacaklarımı sımsıkı sarmış, pantolonuma açtığı küçük deliklerden içeri girmişti. Küçük yırtıkların etrafındaki kanın sorumlusu da onlar olmalıydı.

Aynı ses yeniden konuştu. "İyi misin?"

Etrafıma bakındım. Karanlığı aydınlatan tek şey, eskimiş tahtaların açılmış aralarından sızan hafif bir ışıktı.

"Elena!"

Toprak zemin, demir parçaları ve saman artıklarından, bir zamanlar ahır olarak kullanıldığı belli olan bir yerdeydim. İçeride bizi tutan demirlerden başka bir şey yoktu.

"Bana bak!"

Aklımı toparlayabildiğimde, sesin geldiği yöne baktım. "Bella?"

O da benimle aynı durumdaydı ve karşı çaprazımdaki demire zincirlenmişti. Ancak loş ışıktan görebildiğim kadarıyla sarmaşıklar onun bacağının neredeyse tamamını sarmış, beline kadar çıkmıştı.

"Nihayet." Ses tonundan uzunca bir süre beni kendime getirmeye çalıştığını anlayabiliyordum. "İyi misin?"

Ellerimi çekiştirip zincirlerden kurtaramayacağımı anladığımda, bacaklarımı sarmaşıktan kurtarmaya çalıştım. "Bella neler oluyor? Neredeyiz?" diye sordum panik halinde. Bacaklarımı her hareket ettirdiğimde daha da çok sıkıyorlardı. Bu daha da çok panik olmama neden olmuştu. Bunu bize kim yapmıştı? Bizden ne istiyorlardı?

"Boşuna uğraşma, o bir veskar." Korku ve panik benim tüm vücudumu ele geçirmişti ama Bella'nın ses tonu yeni uyanmış gibi sakindi. Aslında daha çok sarhoş gibiydi.

Bella'nın söylediğini ve verkarın canımı yakmasını umursamadan debelenmeye devam ettim. "Senin elementin ağaç değil mi? Neden bir şey yapmıyorsun!"

"O bizim için zehirli. Hiçbir şey yapamam," dedi umutsuz bir şekilde.

Debelenmeyi kesip, sakinliğine inanamayarak ona döndüm. "Bella, sarhoş musun?"

Bella başını, sırtını yasladığı ahşap duvara yaslayıp, iç geçirerek tavana baktı. "Zehirli kelimesinin neresini anlamıyorsun?" Tekrar bana baktığında devam etti. "Ayrıca benden medet umacağına neden kendin denemiyorsun? Ama uyarayım, bu şey etrafındayken güçlerinin yüzde onunu bile kullanamazsın."

"Tamam anladım, zehirli," dedim panik olmayı bırakıp, kendimi sakinleştirmeye çalışarak. Nerede ve neden burada olduğumuzu sonraya bırakarak, veskara odaklandım. "En fazla ne kadar zarar verir?"

Orién : ANKA ATEŞİ | KADER ATEŞİ | KÜLWhere stories live. Discover now