KADER ATEŞİ / 17.BÖLÜM

30.4K 2.8K 281
                                    

OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN ^^

*

Sonraki günler oldukça sakin geçmişti. Hatta fazla sakin... Öyle ki, bu sakinlik her geçen gün daha fazla can sıkmaya başlamıştı.

Oyunlarda aldığımız yaraların izleri geçmişti.

Caroline, Chris'ten sonra okula dönmüştü ama henüz bir sorun çıkarmamıştı. Tüm okul ikisinin ayrıldığını konuşuyordu.

Kızlar birleşip, bana yaptıkları gibi Bella'yı da baştan yaratmışlardı. Amy bile Bella'nın değişimine inanamamıştı. Ama Bella kendini bu şekilde kötü hissettiğini söyleyip eski haline dönmüştü ve Amy de dahil hepimiz onu istediği gibi görünmesi konusunda desteklemiştik.

George ve Bella'dan çok umutluydum ama George'da farklı bir şeyler vardı. Bella'nın tüm çabalarına rağmen onu fark etmiyordu. Sürekli ona neler olduğunu düşünüyordum. Önce dış görünüşünün değişmesine bağlamıştım ona olanları. Artık okuldaki birçok kızın ilgisini çekmeyi başarıyordu ne de olsa. Ama gördüğüm kadarıyla George'un onlara karşı da bir ilgisi yoktu. Ayrıca olsaydı ilk fark etmesi gereken, en yakınındaki Bella olurdu. Nate ile de konuştum ama o da George'a neler olduğunu bilmiyordu. George ile konuştuğumda ise beni ustaca bir hamle ile geçiştirmişti. Sonrasında Nate ve kuzenleri de onunla bir sorunu olup olmadığı hakkında konuşmuştu ama bir sonuca ulaşamamıştı. Sonunda onu biraz rahat bırakmaya karar vermiştik. Ondan sonra ise asıl ilgilenmemiz gereken kişi Bella olmuştu. Tam anlamıyla aşk acısı çekiyordu. Alışverişe, diğer boyuta, eğlenmeye gitmiştik ama yüzü neredeyse hiç gülmemişti. Bella ilk defa birine aşık olmuştu ve ilk defa kalbi kırılmıştı. Onun için zor günlerdi. Doğum gününü bile kutlamamıza izin vermemiş, o günü annesi ile geçirmek istemişti.

Amy'nin ayağı tamamen düzelmişti. Lucas ile şu birbirlerini tanıma günleri çok güzel geçiyordu onun için. Birçok defa ikisi birlikte eğlenmeye gitmişlerdi. Şimdiye dek sevgili olmalarını bekliyorduk ancak Lucas aralarındaki şeyi –buna hala isim vermemişlerdi- kaybetmekten korktuğu için her şeyi akışına bırakmışlardı. Olanları bize en baştan en az beş kere anlatmıştı. Artık en ufak ayrıntısını bile ezberlemiştik ama hala anlatmaya devam ediyordu. Aslında bu onun için iyi bir şeydi çünkü Lucas ne zaman aklını meşgul etmemeye başlasa, elementini kullanamadığı için işe yaramaz olduğunu düşünüyor, ağlamaya başlıyordu. O yüzden bizde her seferinde sabırla onu dinliyor, her seferinde aynı soruları soruyor, aynı yanıtları alıyorduk.

Shanny gücünü kullanmayı –daha doğrusu kapatmayı- öğrendikten sonra rahat günler geçirmişti. Jeff ile yakınlaşsalar da Jeff bu konularda o kadar utangaçtı ki, bir ilerleme kaydedemiyorlardı.

Lily her gün yeni gücünü geliştirmek için çalışıyordu. Samantha'nın, bulup ülkenin dört köşesinden getirttiği kayıtları okuyor, notlar alıyordu. İlerleme kaydetmeyi de başarmıştı. Bir gece benim yine yangını gördüğüm kabusumu, Nate ile ilgili güzel ama utanç verici bir rüyaya çevirmişti. Doğum günü yaklaşırken ise ne istediğini hepimize rüyalarımız vasıtası ile aktarmıştı. Yemek salonunda yüzlerce balon ve kocaman bir pasta ile kutlamıştık doğum gününü. Birkaç saatliğine de olsa hep birlikte olduğumuz tek andı bu.

Zaten genel olarak sessiz olan Claire, o rüya olayından sonra iyice sessizliğe gömülmüştü. Ona ulaşabilmek ise, George'a ulaşmaktan daha zordu. George bir şekilde sorularımıza cevap veriyordu. Claire ise beden olarak yanımızda olsa da ruhu farklı yerlerde dolanıyormuş gibiydi.

Tüm bunlar yaşanırken, olan Kathy'e oluyordu sanırım. Bir Claire ile, bir Bella ile ilgileniyor; sonra Lily'nin güçleri için gelen kayıtları onunla birlikte okuyor, not almasına yardım ediyordu. Bir gün, "Çocukları ergenliğe girmiş anne gibi hissediyorum," demişti bana.

Orién : ANKA ATEŞİ | KADER ATEŞİ | KÜLWhere stories live. Discover now