14.Bölüm

51.6K 3.8K 3.4K
                                    

OY VERMEYİ UNUTMAYIN LÜTFEN :)

*

Kızlar beni görüp bir anda her yeri ayağa kaldırana dek, nasıl göründüğümün farkında değildim. Onlara Profesör Emily ile çalıştığım yalanlarını sıralayıp duş aldıktan sonra, yaralarım için olan kremleri sürüp kendimi yatağa attım.

Uyandığımda saat neredeyse gece yarısına geliyordu. Amy odada, yatmaya hazırlanıyordu. Bir yandan da, yarın da elektrik kullanımına izin verilmezse Samantha ile konuşacağını söylüyordu. Evet, gözümü açar açmaz söylenmeye başlamıştı.

Tamamen uyandığımda oturup, ayaklarımı yataktan aşağı salladım.

"Senin için yiyecek bir şeyler getirdik," dedi Amy. "Yemek istersen salondaki masanın üzerinde."

Ayağa kalkıp yatağına kurulan Amy'nin yanağına sulu bir öpücük bıraktım. "Teşekkür ederim, ve iyi geceler."

Amy de iyi geceler dilediğinde baş ucumdaki fenerin ışığını kısıp aşağı indim. Benim için aldıkları yiyecekleri ağzıma tıkarken tatlarını alamıyordum. Çünkü aklım sadece Chris'te idi. Saat gece yarısını yeni yeni geçiyor olmalıydı. Gerçekten beni bekliyor muydu acaba? Söyleyeceklerini dinlemeli miydim?. Hayır, dinlemeyecektim. Hem ne diyecekti ki? Gitmeyecektim. Kesinlikle gitmeyecektim. Evet, kararlıydım. Yarım saat kadar sonra, kendimi balkona çıkan yolda bulana dek.

Kapıyı açtığımda, sallanan koltukta ağır ağır sallanan Chris, heyecanla kapıya baktı. Yanına yaklaştığımda üzerine sardığı battaniye benzeri örtüyü kenara bırakıp ayağa kalktı. "Elena," dedi heyecanla gülümseyerek. "Umudum tükenmek üzereydi. Otur lütfen."

Cevap vermeden oturduğumda, yanında getirdiği diğer örtüyü bana uzattı. Bir süre alıp almamakta tereddüt etsem de, esen buz gibi rüzgar çok da düşünmeme gerek bırakmadı.

İkimiz de gözlerimizi farklı yerlere sabitlediğimizde Chris anlatmaya başladı. "Sabahtan beri nereden başlamam gerektiğini düşünüyorum. Sana kendimi nasıl anlatmam gerektiğini düşünüyorum."

"Nereden başladığın fark etmez Chris," dedim. "Buraya aramızdaki durumu düzeltmen için değil, sadece ne söyleyeceğini merak ettiğim için geldim. Çünkü düzelmeyecek. Ne dersen de."

"Amacım seni kandırmak falan değildi Elena. Sana olan duygularım gerçek. Ben, ben sadece bir aptallık yaptım işte. Gerçeği senden sakladım. Aslında daha önce, burada söyleyecektim. Geçen hafta sonu, neden benimle olduğunu kimseye söylememen gerektiğini anlattım ya sana, aslında planım Caroline'ı anlatmaktı. Ama yapamadım. Ben sadece, benden uzaklaşmanı istemedim."

"O gün bana anlatmış olsaydın, şimdi bu durumda olmazdık."

"Biliyorum. Lanet olsun biliyorum Elena. Bize ne yaptığımı biliyorum. Gelecek hayallerimde karşımda gördüğüm görüntüyü nasıl yerle bir ettiğimi biliyorum."

Cevap vermedim. Gelecek hayallerinde ben de mi vardım yani? Bu kadar kısa bir sürede bu mümkün değildi. Beni kandırmak, ona inanmamı sağlamak için mi yapıyordu? Peki her şeyi geçtim, gerçekten benimle bir gelecek hayal ediyorsa, nasıl hala Caroline'ın yanında olabiliyordu? Hem de benden gizleyerek, beni kandırarak.

"Sana nasıl bir zarar verdiğimi biliyorum, ama senden son bir şey istiyorum. Biliyorum Elena, buna hakkım yok. Ama söz, son bir iyilik," dedi ağır ağır çıkan sesi ile. Bana döndüğünde, ben de ona baktım. Direkt olarak gözlerimin içine bakarken, gözlerinin yavaş yavaş parıldadığını görebiliyordum. "Yarın," dedi sesi titrerken. "Yarın onun, Lyla'nın," bir süre durakladı. Kelimeleri seçerken ve konuşurken gerçekten zorlandığını görebiliyordum. Gözlerini kaçırıp devam etti. "Lyla'nın gidişinin birinci yılı. Yanımda olmana ihtiyacım var. Sadece tek bir gün, sonrasında bir daha karşına çıkmam Elena söz veriyorum."

Orién : ANKA ATEŞİ | KADER ATEŞİ | KÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin