Makarna

5.4K 352 828
                                    

Feridun Düzağaç - Alev Alev

Elçin'le Duru arka koltukta el kızartmaca oynarken gözlerim sürekli aynaya takılıyordu. Duru'dan daha çocuktu. Ama gözleri aynaya değerse öyle bir bakıyordu ki... İç çekip ışıklara bakmaya devam ederken aklımın bir köşesinde hiç durmadan oradan oraya gezinen şüpheyi durdurmaya çalışıyordum. Ama durmuyordu. Gizem ne demişti, 'Ayrılmadı Mustafa'yla'. Demek gerçekten bir sevgilisi vardı ve adı Mert değil Mustafa'ydı. Ama Mert diye biri de vardı. Beraber çalıştıklarına göre-

-Barış! Işık!

Çalan kornaların yeni farkına varıp hızlıca hareket ettiğimde aynadan muzip muzip güldüğünü gördüm. Niye bu kadar aklımı meşgul ediyordu bu kız? Daha önemlisi nasıl yapıyordu bunu? Doğru düzgün ilişki yaşayan bir adam değildim. İlişki adamı değildim zaten. Mesleğim gereği kızların çok ilgi odağında olduğum için de sıkıntı değildi aslında bu benim için. Ama Elçin'de farklı bir şey vardı. Bugüne kadar gördüğüm bütün kızlardan daha güzel olması değildi bu. Ya da gördüğüm en güzel gülüşe sahip olmasıyla da alakası yoktu. Başka bir şey vardı. Beni ona çekiyordu ama inatla onu görmezden gelip yerimde durmaya uğraşıyordum. Ne kadar daha sabredebilirim bu güce onu bilmiyorum ama.

Evin önüne geldiğimizde arabayı yavaşça durdurdum. Birkaç kez ağzını açıp kapamasından bir şey demek istediğinin farkındaydım ama sonunda vazgeçip Duru'nun kemerini çözdü. Gözleri tekrar beni bulduğunda gülümsedi, "Çok teşekkürler eve bıraktığın için.". "Bir şey değil.". Gülümsediğimde yine kızaran yanakları parmaklarımı uyuşturuyordu. Daha fazla utandırmamak için bakışlarımı Duru'ya çevirdiğimde bir bana bir Elçin'e baktı.

-Amca sen gidiyor musun?

Dudağını sarkıtarak sorduğu soru sonrasında aynadan göz göze geldiğimizde bu sefer bakışlarını kaçıran Elçin oldu. Boğazımı temizleyip arkamı döndüm, "Evet amcacım. Siz Elçin ablanla eğleneceksiniz bu akşam.". Duru bir anda Elçin'e dönüp "Elçin abla amcam da gelebilir mi?" diye sorduğunda Elçin'in yutkunup dilini dudaklarının üstünde gezdirdiğini gördüm.

Heyecanlanıyor. Benim için heyecanlanıyor.

Yüzünü bana çevirdiğinde "Yani işin yoksa..." dedi utanarak. Gülüşüme engel olamadığımda onun da gülmemek için dudaklarını kemirdiğinin farkındaydım. "Mustafa için sıkıntı olmaz mı?". Kaşlarını çatıp "Kim için?" diye sorduğunda "Sevgilin hani, Mustafa." dedim gergin bir şekilde. Gülüşü biraz daha büyüdü, "Gelmek istiyorsan benim için bir sıkıntı yok. Olmayan bir kişi için de sıkıntı olabileceğini düşünmüyorum.".

Olmayan bir kişi? Sevgilisini yok mu sayıyor? Yoksa sevgilisi yok mu? Elçin kafamı allak bullak ediyorsun!

Kaşlarımın çatıklığı hoşuna gitmiş olacak ki gülümseyerek kulağıma doğru eğildi ve fısıldadı, "Hayali sevgilimin rahatsız olacağını sanmıyorum yani.".

O fısıltının bana ne yaptığının farkında mısın Elçin? Tüm bedenimi titretti o ılık nefesin. Ama farkındasın zaten değil mi? Yüzündeki o gülüşün sebebi başka bir şey olamaz çünkü.

CapellaWhere stories live. Discover now