Son

2K 171 183
                                    

Khruangbin - Dern Kala

Uyku konusunda sevmediğim tek şey uyanmaktı sanırım. Bazen öyle tembel hissediyordum ki kendimi günlerce uyuyabilirmişim gibi geliyordu. Sanırım bu tatili de tam olarak onu yapmasam da çoğunluklu tembellik yaparak geçirdim. Pişman değildim ama. Hatta baya memnundum bu durumdan. Hava zaten çok soğuktu. Tabi ki gittiğimiz her yeri geziyorduk illa ki. Geceleri dışarı çıkıyorduk. Ya güzel bir restoran bulup büyümüş hissediyorduk kendimizi ya da bize uygun köşe bucakta kalmış tatlı yerlere gidiyorduk. Daha çok tatlı yerlerdi tercihimiz tabi ki. Arada Barış'a gelen "Hadi seni yemeği çıkarayım." gazları olmasa muhtemelen hep de oralarda yerdik ama centilmen sevgilim güzellikler yapıyordu işte bana küçük küçük.

Bu tatili daha Barış'la ilk beraber olmaya başladığımızdan beri istiyorduk aslında. Tam hatırlamıyorum zamanını ama daha yeniydik onu hatırlıyorum. 'Into the Wild' izliyorduk öyle tatlı tatlı evimizde. İlk o zaman sormuştum Barış'a böyle bir şey yapmak ister misin diye. Tabi ki bizim yaptığımızın filmdekiyle uzaktan yakından alakası yoktu ama biz de kendimizce doğaya karışıyorduk işte. Benim aklıma ilk o zaman gelmişti karavan gezisi. Evet çocukluğumdan beri ara ara istediğim bir şeydi ama "Hangi hayalim gerçek olmuş ki bu olsun?" diye düşündüğümden çok da aklıma getirmemeye çalışıyordum. Ta ki filme kadar...

Hatta filme kadar da değildi sanırım. Barış'ın bu fikrini benimle paylaşmasına kadardı. Barış bana göre daha çok böyle tatillere çıkmıştı. En azından kamp çok yapmıştı. Benim tatillerim de genelde tuhaf yerlere de olsa otel tatiliydi. Barış'la öğrenmiştim doğaya karışmayı da. Ama Barış da daha önce yapmamıştı karavan tatili. Ve 'yapılacaklar' listesinde önemli bir yer kapladığını söylüyordu hep.

Ben olmazsam yapmazdı belki. Ben Barış olmasa yapmazdım çünkü. Ama öyle ya da böyle gelmiştik işte bu tatile. Bir yıl boyunca hayalini kurduğumuz tatili sonuna kadar yaşıyorduk. Aldığım her nefes bile daha anlamlı gelmeye başlamıştı bu tatilde bana. Zor zamanlar geçirmiştik bundan önce. Çok zor... Evet hayatımız yerle bir olmamıştı belki, ama olmuştu da aslında. Darmadağın olmuştuk ikimiz de. O yüzden 'şimdi'den daha iyi bir an yoktu bu tatil için. Bütün o kötülükleri unutmak daha doğrusu geride bırakmak için bundan daha güzel bir seçenek yoktu çünkü.

Unutmamak lazımdı kötülükleri. Çünkü kötülüklerin bir huyu yenilenmekti. Unutursak yenilenirlerdi. Ve yenilenen kötülüğün ağırlığı her zaman daha fazlaydı. O yüzden geride bırakma tatiliydi bu. Bütün kötülükleri geride bırakırken bütün negatifliklerimizden de arınma tatiliydi. Düşünmeden yaşama tatili... Kafamıza ne eserse onu yapıyorduk ya zaten hep, bu tatilde iyice şımarmıştık sanırım. Hiçbir şey düşünmeden anlık yaşamanın dibine vurmuştuk ve hayatımın en mutlu günlerini geçirmiştim böylece.

O mutluluk bu sabah da üstümdeydi kesinlikle. Birkaç gün önceki korkunç sabahımızın ardından böyle huzurlu bir sabaha uyanıyor olmaktan inanılmaz mutluydum. Bakın ben uyanıyor olmaktan mutluydum. Çünkü üstümde beni sarıp sarmalayan bir mutluluğa katılmış huzurun tatlı kolları vardı. Tabi bir de bebeğimin kolları... Uyanmıştı o da. Sessiz sessiz uyanmamı bekliyordu belli ki. Muhtemelen el alışkanlığı belime yakın saçlarımın ucuyla oynuyordu tatlı tatlı. Bu Barış'ın düşünceli uyandığı mesajını veriyordu bana ama ben yok ederdim o düşüncelerini hemen. Düşüncelere yer yoktu çünkü bu karavanda.

Gözlerimi kırpıştırıp hafifçe araladığım an "Günaydın güzellik" diyen bebeğimin sesi sardı sıcacık beni. Bir de üstüne bir öpücük bıraktı dudaklarıma. Gün daha güzel nasıl başlayabilirdi ki? Bütün şımarıklığım ve mayışıklığımla açtım yavaşça gözlerimi tamamen. Barış'ın gözleri üstümde gezindikten sonra buldu gözlerimi. Kocaman gülüşüyle aydınlandı biraz daha gün. "Günaydın" diye mırıldandım ben de çatallı sesimle. Barış'ın gülümsemesinden bulaşan kısmı yüzümde tatlı bir his bırakırken biraz daha sokuldum Barış'a. Henüz uyanmış olmama rağmen bu kollardan ayrılmaya hiç niyetim yoktu çünkü.

CapellaWhere stories live. Discover now