Video

2.1K 196 426
                                    

Leyla The Band - Aşk Bitti

Merhabalaaaar!

Saat olmuş gecenin körü, bu yazar burada ne yapar? Bu yazar ne yazdığını sanar? Bu tür sorulara açığım efenim. Bölüm yetişsin diye uyuya uyuya yazdım , umarım beğenirsiniz. Beğenmezseniz bu seferlik affedin beni, çoooook öneml konularla yoğunum bu aralar. Sizleri ihmal etmek istemediğimden bu haftayı pas geçmeyelim dedim sadece.

Yine çok konuştum. Ve yine bölüm iki bölüm uzunluğunda. O yüzden bırakayım da okuyun hemen:)

İyi okumalar

"Çıkıyoruz kızıl" dedi Ateş elimden çekiştirerek, "Çok güzel oldun ama şimdi çıkıyoruz. Daha fazla oyalanma yok.". Dediğini yapmıştı. Elinde bavullarla kapıma dayanmıştı iş gezisinden döndüğü gibi. Bir çay demleyip karşıma bağdaş kurmasıyla dökülmüştüm ben de. Saatlerce konuşmuştum belki. Anlattığım şeyleri belki bininci kez dinliyor olsa da Begüm de sessiz sessiz içmişti çayını.

Beklediğim gibi yorum yapmadı Ateş. Ama gözleri adıyla uyumlu bir şekilde baktı bana bir süre. Ama suçlamadı, demedi bir şey. Sadece "Çok zorladınız birbirinizi." dedi, "Çok zorladınız ve kırıldı sonunda ilişki.". Sanırım tam da buydu. Belki birimiz birimizden çok zorlamıştık ama zorlamıştık işte. Ve kırmıştık sonunda. Ateş beyimiz yine her zaman olduğu gibi haklıydı. O yüzden cevap veremedim.

Oturduk öylece sessiz bir şekilde bir süre. Ateş'in gözlerini üstümde hissetsem de gözümü kaldırmadan çayımı yudumladım. "En son ne zaman dışarı çıktın peki kızıl?" derken elini kaldırıp Begüm'ü susturdu, "Bugün.". "Lab harici?" diyerek kaşını kaldırdı. "Çıkmıyor Ateş, çıkmıyor!" diye söylendi Begüm. Tabi ki bu noktadan sonra derdimiz beni dışarı çıkarmak oldu. Çünkü başka hiçbir derdimiz yoktu. Elçin dışarı çıksındı. Normalde şu ısrara kızardım belki ama karşımdaki Ateş olunca dayanamıyordum işte. Begüm'ün günlerdir yapamadığını Ateş iki saatte yapmıştı yine. Begüm'ün kızmasına hak veriyordum bu yüzden.

"Valla Ateş ya sen gelmesen evde pineklemeye devam edecektik." diye söylenerek bana baktı Begüm, "Hanımefendi Barış'la karşılaşır diye hiçbir yere gitmiyor da.". Ateş Begüm'e onaylamayan bakışlar atarken "Haksız mıyım ama?" diye savundum kendimi, "Evden bir kez çıktım adamla saatlerce aynı evin içinde kalmak durumunda kaldık. E gittiğim barlar da onun çıktıkları hep... Ayrıca neşem yok Begüm anlarsın ki...". Begüm eliyle konuşma hareketi yapıp "Çenesi vuruyor bu ara" diye güldü, "Bık bık bık söyleniyor sürekli.".

Haline gülüp Ateş'in önünden yürümeye devam ettim. Haklıydı çok söyleniyordum her şeye. Ama depresyondaydım ben, hakkım vardı her şeye. "Ben sizi hiç bilmediğini bir bara götüreceğim şimdi." dedi Ateş. Kim bilir yine ne ara bulmuştu öyle bizim bilmediğimiz barlar, "Sakin olsun herkes. Begüm sen özlediğin gece hayatına dönersin biz de Elço'yla demleniriz biraz. Kabul müdür?".

İkimiz de başımızı sallayınca "Bensiz nasıl anlaşıyorsunuz siz ya!" diye böbürlenerek girdi asansöre. Ama Begüm'ün bam teline basmıştı farkında olmadan. "Ohoo Ateş bey!" dedi beklediğim gibi elini havada sallayarak, "Siz yokken biz vardık. Bu ne havalar Alamancı Ateş?". Ateş'in bana dönüp "Cidden Alamancı mı dedi o?" diye sormasıyla kıkırdadım. Biraz olsun daha az vicdan azabı çekiyordum bu hafta gülünce. Ama sadece biraz...

O gece nasıl bitmişti... O gece gerçek miydi? Ara ara düşünüyordum bunu. O gece canım gerekenden biraz fazla acımıştı. İçinde yaşıyordu çünkü Barış. Onu görebilecek kadar tanıyordum Barış'ı. Evet Eren vardı, evet Demir'e söylemişti ama konuşmadığı belliydi. İçi doluydu, içi çok doluydu. Kendini her an çok fazla zorladı. Her an yanlış bir şey yapmamak için çok zorladı. Çok zorlandı. Ama tutamadı onu, bir beb kaçıverdi dudaklarından.

CapellaWhere stories live. Discover now