Kurt

2.4K 203 484
                                    

Best Youth - Still Your Girl

Merhabalar!
Bir minik duyuru yapıp hemen bölüme bırakacağım sizi. Elçin'in doğum günü için yaptıklarımızı  görmüşsünüzdür birçoğunuz. Güzel kalpli Barış'a da güzel bir doğum günü hediyesi vermek istiyoruz. Bilgi almak isteyen olursa bekleriz efenim😘

Bu arada internet sıkıntısından dolayı beş dakika geç kalan bölüm için özür diler iyi okumalar dilerim♥️

Uzun uzun bakıştık karşımdakiyle. Öyle saçma öyle manasızdı ki bakışlarımız... Ama ikimiz de ağzımızı açmadan durduk öyle. Anlaşmış gibi, konuşmamamız gerekiyormuş gibi. Bakışmamızdan sıkılmış olacak ki gözleri yavaşça aşağıya doğru indi. Aniden kalkıp kapıyı açtığım için üstümde sadece Barış'ın bana dört beden büyük gelen tişörtü vardı tabi. Bu yüzden içimden gelenlerin Gamze teyzeler olmadığına şükretsem de karşımdakinden de pek hoşlandığım söylenemezdi. Ama onun hoşuna gitmişti sanki benim halim. Gözleri tişörtün bitiminden yavaşça yukarı geri tırmanırken yüzüne bir minik gülümseme yerleşti.

Hadi artık bir şey yap Elçin!

Kıpırdandım rahatsızca yerimde. Elim istemsizce tişörtün eteğine giderken onun yaptığı gibi süzmeye çalıştım ben de. Ama pek uzun sürmedi bu durum. Basit bir kot şort üstüne giydiği askılı bluzuyla pek ilgi çekici durmuyordu. Sadece baldırında ve omzundan göğsüne doğru inen dövmeler fazlaca dikkat çekiciydi. Kumraldı. Saçları kısacıktı. Hep düşündüğüm bir şey vardı ki bu da bir kadının saçlarını bu kadar kısa kestirebilmesi için kendine inanılmaz güvenmesi gerektiğiydi. Ve bu kız tam da düşündüğüm gibiydi. Kendine güveni duruşundan belliydi.

Kısa göz süzmelerimiz de bitince yapacak başka bir şey kalmamıştı. Gülümseyip ağzımı açıyordum ki "Ben yanlış geldim galiba." diyerek gülümsedi o da.

Öyle olduğunu umuyorum.

"Kime geldiğinize bağlı olarak cevap vereyim." diyerek gergin gergin güldüm ama kızın arkama takılan gözlerinden sonra büyüyen gülümsemesi yanlış gelmediğini anlattı zaten bana. "Gelmemişim." diyerek kıkırdadı, "Barış'ın kapısını bir kız açınca şaşırdım haliyle. Kusura bakma.".

İyi bir şey galiba bu. Ya da değil mi acaba? Beynimden mi geliyor yanık kokusu?

Ben sadece gülümseyerek cevap verirken Barış gelip "Ne işin var senin burada ya?" diyerek yanağına bir öpücük kondurdu kızın. Kolunu omzuma atıp kızın cevap vermesini beklemesine kızıp kızmayacağıma karar veremeden dikildim. Sanırım son iki dakikadır sadece dikiliyordum zaten. Ağzımı da açmamıştım. Böyle lal gibi duruyordum kızın karşısında. Her kimse kendisi... Ben düşünürken kızın "... Ben de adresi alınca gideyim bir göreyim hem de yarın eve davet ederim diye düşündüm." demesiyle irkildim.

Eve? Davet? Barış'ı? Pardon?!

Barış hiçbir şey olmamış gibi "İyi düşünmüşsün." dediğinde gözlerim istemsizce Barış'ın yüzüne çıktı aniden. Hissetmiş gibi gözleri bana döndü hemen. Burnumun ucunu öpüp "Bebeğim Gülçin." diye tanıttı kızı, "Barında çömez bir çocuğa yer açan o çömezi senin bebeğin yapan kadın olur kendisi.".

Az daha övseydin Barış, yetmedi bu. Ayrıca bebeğin yapan derken? Yok hiç fesat düşünmüyorum tabi...

"Memnun oldum" deyip sorar gibi baktığında elini sıkıp "Elçin." dedim, "Ben de memnun oldum. Gelmez misiniz içeri?". Barış sanki yeni uyanmış gibi hafifçe geri çekilip "Cidden Gülçin geçsene içeri." dediğinde omuzlarını silkti Gülçin, "Geçeyim madem.". Tam bir adım atıp önüme gelmişti ki "Siz deme ama Elçin. Barış'ın en eski tanıdıklarından biriyim ben. Sizli bizli olmayalım." deyip geçti içeri.

CapellaDonde viven las historias. Descúbrelo ahora