15. Bölüm

4.2K 214 18
                                    


- Peki şimdi nereye gideceğiz? Kaçmayı bu kadar istediğine göre bunu da düşünmüşsündür sanırım?

- Cüneyt başlama lütfen, orada kalsaydık ne yapacaktık? Kaçmaktan başka çaremiz yoktu. Hem aradan kaç ay geçti, eminim kurtulan bir sürü insan vardır ve birlikte bir şeyler yapmışlardır.

- Peki diyelim ki kurtulan insanlar var ve onlar birlikte hareket ediyorlar peki biz onları nasıl bulcağız?

- Yahu çıldırtma beni, şansımızı deneyeceğiz işte, bak Cüneyt artık saçmalamayı kes. Oradan çıkmamız gerekiyordu ve çıktık. Ayrıca seni zorla getirmedim. Kendin gelmek istedin. O yüzden artık her şeye olumsuz tarafından bırakmayı kes ve şu çok övündüğün ama henüz pek bir icraatını göremediğimiz zekanı kullanmaya başla.

Elif'in bu sözlerinden sonra Cüneyt susmuştu. Biraz düşününce Elif'in fazla üstüne gittiğini o da anlamıştı.

- Özür dilerim Elif, haklısın fazla üstüne geldim.

- Tamam tamam, ama dediğim gibi eğer hayatta kalacaksak birbirimizle kavga ederek bunu başaramayız. Şimdi düşün bakalım bir grup insan güvenli bir yer bulmak istese nereye gider?

- Bir kere etrafı yüksek duvarlarla çevrili bir yer olması iyi olur. Sonra içerisinde yeterli barınma imkanının da olması lazım. Aklıma bir şey geliyor ama...

- Söyle bakalım.

- Bence en iyi tercih konsolosluk binaları olur. Hem dışarıdan girişin engellenmesi için yüksek güvenliğe sahiptir hem de barınma imkanları çok iyidir. Üstelik bir yerde okumuştum olağanüstü koşullar için uzun süre yetecek gıda depoları da oluyormuş.

Elif Cüneyt'in anlattıklarını dinledikten sonra gözleri parlamıştı.

- Bu gerçekten harika bir fikir Cüneyt, dediğin gibi en güvenli binalar onlar olmalı, geçen sene ABD vizesi için konsolosluğa gitmiştim. Gerçekten kale gibi bir binaydı.

- Orası öyle ama biz şu anda Şişli'deyiz. Konsolosluk İstinye'de oraya gitmemiz tehlikeli olabilir. Bizim Beyoğlu'ndaki Konsolosluklardan birine gitmemiz daha akıllıca olur sanırım.

- O zaman en uygunu hangisi sen bilirsin, seç bakalım birini.

- İngiliz Konsolosluğu olabilir, Rus Konsolosluğu olabilir, Hollanda olabilir veya Fransa olabilir sanırım.

- Peki ama hangisi?

- Vallahi sıradan deneyeceğiz, zaten eğer oralarda kurtulan insanlar yerine zombiler varsa bizim iki kişi o binaları zombilerden temizlememizin pek imkanı olmaz.

- Haklısın, o zaman önce hangisine gidiyoruz?

- Önce İngiliz Konsolosluğuna gidelim. Hem oraya arabayla daha rahat gideriz. Aslında şu araba yerine bir motor bulsak bizim daha çok işimize yarar. Dar sokaklara falan daha rahat girer çıkarız.

Cüneyt sözlerini bitirdiği sırada Elif ani bir frenle durmuş ve sırıtarak Cüneyt'e camdan dışarı bakmasını işaret ediyordu. Cüneyt kafasını çevirip dışarı baktığında bir motosiklet mağazasının önünde durduklarını görmüştü. Mağazanın vitrin camları kırıktı. İçerdeki motosikletlerin ikisi hariç hepsi alınmıştı. Mağazanın en arka tarafında çok güzel iki tane ATV motosiklet duruyordu.

- Şansımız dönüyor sanırım. İki motor var ama bize birisi yeter. Hadi gidip şu motoru alalım. Hem arabanın benzini azalmıştı hem de dediğin gibi fazla dikkat çekiyor.

Zombiler İstanbul'daHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin