Bölüm 91

11.7K 394 38
                                    

Atlar içeri giren zombilerden ürkmüşlerdi. Selim son anda aşağıya atlamıştı ama Savaş atlara daha fazla hakim olamamış ve atlar önlerine çıkan zombilere çarparak faytonu ve içindekileri yalının dışına götürmüşlerdi. Evin bahçesine girmiş olan zombilerle ilgilenmek Selim ve Fırat’a kalmıştı. Fırat zombilerin iki tanesini vurmuştu bile Selim de belindeki silahı çıkarmış ve zombilerin kafasına nişan alarak ateş etmeye başlamıştı. Geriye sadece iki zombi kalmışken dışarıdan bu sefer daha kalabalık bir grup zombi gelmişti.

-          Fırat, hemen kapıyı kapat yoksa bunları sonu gelmeyecek.

-          Doğru söylüyorsun.

Fırat hemen kumandanın düğmesine basarak kapıyı kapatmıştı. Kapı ağır ağır kapanırken zombiler girmeye devam ediyordu ve kapı kapandığında yalının bahçesinde on beşe yakın zombi bulunuyordu. İkisi de geriye doğru çekilerek ateş ediyorlardı. Fırat tabancasını beline koymuş ve sırtına astığı otomatik tüfekle ateş etmeye başlamıştı. Fırat’ın yoğun ateşi altında zombiler hızla yere düşüyorlardı. Bu sırada gürültüye bahçede oturan Filiz ve Esra da gelmiş onlarda silahlarını çıkartarak zombilere ateş etmeye başlamışlardı. Kısa sürede zombileri etkisiz hale getirmeyi başarmışlardı ama yeni bir sorun doğmuştu arka bahçede yirmiyi aşkın ceset vardı.

-          Bu neydi arkadaş yahu?

-          Tedbirsiz davrandık Fırat. Jeneratörün çıkarttığı gürültüye gelmiş olmalılar. Kapıyı açmadan önce dışarıya bakmalıydık hatta bunu dün konuşmuştuk ama bugün uygulamayı unuttuk. Size söylemiştim en ufak bir dikkatsizlik hayatımıza mal olabilir.

-          Neyse kuzen bir musibet bin nasihatten iyidir. Bundan sonra daha dikkatli oluruz.

-          Oluruz ama şimdi bu cesetleri ne yapacağız? Tabi bir de faytondakilerin nereye gittiğini bilmiyoruz.

-          Atlar ürküp kaçtı ama sonrasında Savaş kontrolü ele almıştır. Yakınlarda bir yerde bizi bekliyorlardır. Hadi gidelim.

-          Bu cesetleri ne yapacağız?

-          Dışarı taşımak zor ve tehlikeli olur. Yine burada bir çukur açar içine doldurduktan sonra yakarız. Bu işi dönünce hallederiz. Kızlar şu kulübede eldivenler var. Onları takıp şu cesetlerin hepsini bir yere taşıyabilir misiniz? En azından yol açılmış olur.

-          Tamam biz hallederiz. Siz gidin.

-          Selim ben içerden yedek şarjör alacağım. Hepsini harcadık.

-          İyi aklına geldi, bana da getir. Ben de bari şu cesetlerden bir iki tanesini kenara taşımakta kızlara yardım edeyim.

Selim, Filiz ve Esra bacaklarından tuttukları cesetleri kenara çekiyorlardı. Cesetler oldukça hafif olduğundan taşımakta zorluk çekmiyorlardı.

-          Kızlar ben zorlanacağınızı düşünmüştüm ama cesetler hafifmiş, halledebilirsiniz.

-          Hallederiz Selim sen merak etme. Biz kenara taşırız siz geldikten sonra icabına bakarsınız.

Fırat elinde şarjörlerle geri gelmişti. Şarjörleri Selim’e verdikten sonra o da bir iki tane cesedi kenara çekmişti.

-          Tamam Fırat Selim’e de söyledim biz hallederiz. Zaten gördüğün gibi cesetler hafif.

-          İyi o zaman, hadi kuzen çıkalım. Diğerlerini fazla bekletmeyelim.

Selim ve Fırat kızlara veda edip güvenlik kulübesine doğru yönelmişlerdi. Selim güvenlik kulübesinin dışarıya açılan kapısını biraz açmış ve kafasını uzatıp dışarıyı kontrol etmişti. Kapının biraz ilerisinde iki zombi vardı, yolun diğer tarafına baktığında ise sokağın başında bekleyen faytonu görmüştü. Savaş güvenli bir yerde durmuş ve onların çıkmasını bekliyordu.

-          Hadi çıkalım, kapının biraz ilerisinde 2 tane zombi var ama onları hallederiz. Savaş da sokağın başında bekliyor.

-          Tamam çıkalım.

Selim kapıyı açmıştı, Fırat önden çıkarak az ilerdeki zombilerin işini bitirirken Selim de kapıyı kilitlemişti. Onların dışarı çıktığını gören Savaş da faytonu hareket ettirmiş ve kısa bir süre sonra fayton yalının kapısının önüne gelmişti. Selim Savaş’ın yanındaki, Fırat da faytonun arkasındaki yerini almış ve fayton yola çıkmıştı.

-          Nasıl eğlendiniz mi?

-          Çok eğlendik Savaş, oğlum yardıma niye gelmiyorsunuz?

-          Abi ne yapayım atlar ürküp kontrolden çıktılar güç bela sakinleştirdim sonra da ancak buraya dönebildik. Zaten çok fazla zombi yoktu ben de siz halletmişsinizdir diye düşündüm.    

-          Siz gittikten sonra daha kalabalık bir grup geldi, Esra ve Filiz yardıma gelmese halimiz haraptı. Arka bahçe ceset dolu, dönünce bir de onlarla uğraşacağız.

-          Hadi ya, bak bunu hiç tahmin etmemiştik. Değil mi Cemal abi?

-          Öyle, tedbirsiz davrandık.

-          Bundan sonra dışarı çıkmadan önce bahçedeki merdiveni duvara dayar ve dışarının güvenli olduğunu gördükten sonra çıkarız. Zaten kapıda zombiler varsa da yukarıdan kolaylıkla vurabiliriz.

-          Neyse artık olan oldu. Biz işimize bakalım.

Savaş elindeki ipi şaklattı ve atlar harekete geçtiler, iki yanı ağaçlar ve köşklerle dolu harika bir yoldan gidiyorlardı. Yolda zombi de görüyorlar fakat durmadan yollarına devam ediyorlardı.

-          Ferit abi yaklaştık mı?

-          Biraz daha var, şu ilerdeki sokak var ya oradan gireceğiz.

-          Tamamdır abi.

Savaş, Ferit’in gösterdiği sokaktan girmişti, bu sokak biraz dar bir sokaktı. Selim karşılarından gelen üç tane zombi görmüştü, atlar yine ürkebilir ve araba devrilebilirdi. Selim bu riski almak istemiyordu.

-          Savaş ilerde zombiler var yavaşlayalım.

Savaş dizginleri çekmiş ve atlar yavaşlamış neredeyse durma noktasına gelmişti. Selim sırtındaki tüfeği almış ve zombilerin kafalarına nişan alarak ateş etmeye başlamıştı. İlk iki vuruşunda zombileri kafalarından vurup indirmişti. Son zombiyi ise ilk olarak omzundan vurmuş ikinci vuruşunda kafasından vurabilmişti.

-          Tamamdır Savaş devam edebiliriz.

-          İyi atıştı Selim.

Fayton tekrar hareketlenmişti bir süre daha gitmişler ve Ferit’in gösterdiği yola girerek yakıt istasyonuna ulaşmışlardı. Ortalık sakin görünüyordu.

-          İnşallah bidon falan vardır burada?

-          Doğru ya o kadar yakıtı nasıl taşıyacağız?

-          Durun bakalım sorunumuzu uzunca bir süreliğine çözmüş olabilirim. Savaş şu ilerde bir tanker var, gördün mü?

-          Evet gördüm.

-          Onun yakınına gidelim.

-          Fırat, tankeri mi götürelim diyorsun?

-          İçinde mazot varsa evet.

-          Bu tanker bizim bahçeye sığar mı?

-          Sığar sığar, bahçe biraz küçülür ama şu anda önceliğimiz bahçe değil, yakıt.

-          Aslında Fırat haklı en mantıklı çözüm bu olur.

Zombiler İstanbul'daNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ