Zombiler İstanbul'da

Bölüm 61

-  Sanırım başaracağız Savaş, ne dersin?

- Zor kısmını başardık Selim, ama bir şey düşünüyorum. Filiz'in ailesinin evine gitmek yerine, adada ki yalılardan birine yerleşmemiz daha akıllıca olmaz mı?

Savaş'ın söyledikleri Selim'e çok mantıklı gelmişti. Bu onlara pek çok avantaj sağlayabilirdi.

- Bu çok mantıklı Savaş, hem o evlerin korunması daha iyidir hem de bir cephesi deniz olduğu için tehlike gelebilecek yer de daha az olur.

- Yatı biraz açıkta demirler küçük tekneyle kıyıya çıkarız. Tehlikeli bir durum olursa da tekneye atladığımız gibi yata kaçabiliriz.

- Bu harika bir plan Savaş ama yat fazla dikkat çekebilir ve onu çalmak isteyenler çıkabilir. O yüzden yatta 2 nöbetçi bırakmamız gerekebilir.

- Doğrusu pek sanmıyorum ama haklısın tedbiri elden bırakmamız lazım, dönüşümlü olarak nöbet tutarız. Zaten yatta her türlü lüks mevcut.

-  O zaman sen devam et ben diğerlerine planı anlatıp geliyorum.

-  Tamam, ben ağır ağır gidiyorum.

Selim kaptan köşkünden çıkarak güverteye indi, bazıları ayakta bazıları oturmuş sohbet ediyorlardı. Mehmet Bey Nalan hanıma yakın bir ilgi gösteriyordu ve bu durum Arnavut Cemal'in ve Mehmet Bey'in eşi Sevil hanımın hiç hoşuna gitmiyor gibiydi.

- Nalan hanımcığım ben sizin büyük bir hayranınızım, siz sahneleri bıraktıktan sonra ben de eğlence yerlerine gitmeyi bıraktım.

- Aman efendim rica ederim. Sizin gazinoya geldiğinizi hatırlıyorum, o zaman milletvekiliydiniz zannederim.

- Doğrudur efendim, ama sizin sahne aldığınız gazinolar öylesine dolardı ki milletvekili olmamın bile masa bulmamda pek yardımı olmuyordu.

Selim konuşmalarını bölmesinin Cemal'in ve Sevil Ankaralı'nın hoşuna gideceğini biliyordu. Selim güvertenin ortasına gelerek konuşmaya başladı.

-  Herkes beni dinleyebilir mi? Planımızda bir değişiklik var.

Selim'in bu sözleri diğerlerini meraklandırmıştı. En çok meraklanan da ailesinin yanına gittiklerini düşünen Filiz'di.

- Ne oldu Selim?

- Fuat abi bildiğiniz gibi planımız Ada'ya gidince Filiz'in ailesinin evine gitmekti. Ama yukarda konuşurken Savaş'ın aklına bir fikir daha geldi ve bence de son derece mantıklı.

- Neymiş bu fikir?

- Filiz sizin ev Ada'nın biraz daha yukarı taraflarında değil mi?

-  Yani 15 dakika falan yürümemiz gerekebilir.

- Elimizdeki eşyalarla ve  kalabalık bir grupla böyle bir yolculuk epey riskli olabilir. Bu yüzden Ada'daki yalılardan birine yerleşmeyi düşündük. Hem o evler çok daha güvenliklidir hem de bir cephesi deniz olduğundan tehlike gelebilecek yerler azalmış olur. Üstelik tehlikeli bir durumda hemen tekneye atlayıp kaçabiliriz. Bu yatı da yalının biraz açığına demirleyip değişimli olarak nöbet tutacağız.

Selim konuşmasını bitirdiğinde herkesin yüzüne bakmıştı. Bu plan herkesin aklına yatmış gibiydi. Çoğu bu planı öven ve destekleyen sözler söylemişlerdi. Fakat Filiz'in yüzü biraz endişeli gibiydi.

- Tabi bir grup oluşturup Filiz'in ailesinin evine giderek onları da yalıya getireceğiz. Bu arada etrafı da kontrol etmiş oluruz.

-  Çok teşekkürler Selim.

-  Teşekküre gerek yok Filiz, aileni orada tek başlarına bırakacağımızı düşünmedin sanırım?

-  Yok düşünmedim ama...

-  Tamamdır o zaman kıyıya yaklaşınca yalılardan birini seçelim ve biraz açığına demir atalım. Ondan sonra malzemeleri küçük tekneye taşımaya başlarız.

Selim tekrar kaptan köşküne dönerken diğerleri kendi aralarında yeni planı tartışmaya başlamışlardı. Selim bir eve yerleştikten sonra onun yanındaki evlere de Ada'da kalan diğer insanları bulup yerleştirmeyi düşünüyordu. Böylece ilk etapta küçük bir kurtarılmış bölge oluşturmayı daha sonra ise bütün adayı kontrol altına almayı umuyordu. Ama bunlar için daha vakit vardı. Selim bunları düşünürken Büyükada yerine daha küçük olan Burgaz'a da çıkabileceklerini düşünmüştü ama Büyükada'da hem Filiz'in ailesi vardı hem de malzeme vs. açısından Büyükada daha avantajlıydı.