19. Bölüm

8.2K 275 330
                                    


- Ne yapıyorsun Selim?

- Hiç, öyle gökyüzüne bakıyorum. Filiz düşünüyorum da eğer zombi istilası olduysa bence kesin uzaylılar da vardır. Şimdi bir bakmışsın yarın da uzaylılar dünyayı istilaya gelmiş.

Selim'in sözleri karşısında Filiz kahkahalarını tutamamıştı. Selim de ona katılmıştı.

- Gelsinler, zaten bir onlar eksikti. Onlar da gelsin tam oluruz.

- Vallahi zombiler geldikten sonra uzaylıların olmadığına beni kimse inandıramaz. Ama bu saatten sonra onlarında dünyayı istila etmek gibi bir planları varsa vazgeçtiklerinden eminim. Herifler buraya gelip de dertsiz başlarına dert mi açacaklar?

- Hayal gücüne hayranım sevgilim. Hadi gel odamıza çıkalım da biraz dinlen. Kaç gündür perişan oldun.

- Doğru söylüyorsun hadi çıkalım.

Selim ve Filiz kol kola içeri girmişlerdi. Lobide oturan Cemal, Nalan, Fuat ve Dilek dörtlüsünün yanına geçerken uğramışlardı.

- Abi sizinle bir şey konuşacaktım ama acayip yorgunum. Yarın sabah bir yere kaybolmayın da oturup konuşalım. Hadi hepinize iyi geceler.

- Olur evlat kahvaltıdan sonra konuşuruz. Git biraz dinlen. Hadi iyi geceler.

Herkes birbirine iyi geceler diledikten sonra Selim ve Filiz odasına çıkmıştı. Fırat ve lale'nin odasının önünden geçerken Selim kapıya biraz yanaşmış ve içerde durumun ne olduğunu anlamaya çalışmıştı. İçerden konuşma sesleri geliyordu ama bu sesler pek yüksek değildi. Selim bunu iyiye yormuş ve odasına doğru yürümeye devam etmişti. Filiz Selim'in kolunu hafifçe sıkmış ve sormuştu.

- Artık şu Fırat mevzusunu anlatırsın sanırım?

Filiz'e durumu anlatmadan bu gece rahat bir uyku uyuyamayacağını anlayan Selim cevap vermişti.

- Tamam tamam, odada anlatırım.

Odalarına girdikten sonra Selim Filiz'e Fırat'ın planını anlatmıştı. Filiz şaşırmış ve özellikle Lale için üzülmüştü. Selim'e konu hakkındaki fikirlerini anlatırken bu sözler Selim'e ninni gibi gelmiş ve Selim kendini derin bir uykunun kollarına bırakmıştı.

Sorunsuz bir gecenin ardından Selim uykusunu almış ve gücünü toplamış bir şekilde uyanmıştı. Henüz uyanmayan Filiz'i kocaman bir öpücükle uyandırmış ve banyoya girmişti. Kısıtlı kaynaklara sahip oldukları için banyodaki işlerini kısa sürede halledip kıyafetlerini giymişti. Selim aşağı inmek üzereyken Filiz beni de bekle deyince Selim balkona çıkmış ve enfes boğaz manzarasını izlemeye başlamıştı. Bozcaada'ya gidince bu manzarayı özleyeceğini düşünmüştü. Sadece bu manzarayı değil İstanbul'a dair her şeyi özleyecekti ama başka çaresi de yoktu hem belki Fırat ve arkadaşları İstanbul'un güvenliğini sağladıktan sonra geri gelirlerdi. Bu sadece geçici bir ayrılıktı. Selim kafasında bu düşüncelerle boğuşurken içerden Filiz'in sesi gelmişti.

- Hadi Selim, ben hazırım.

- Geldim.

Aşağıya indiklerinde yemek salonunun dolu olduğunu görmüşlerdi. Normalde herkes farklı zamanlarda kahvaltıya inerdi fakat bugün sanki sözleşmiş gibi neredeyse herkes aynı anda kahvaltıya inmişti. Selim bir anda her şeyin normale döndüğünü ve lüks bir otelde kahvaltıya indiklerini hayal etmişti. Herkesle selamlaştıktan sonra Fırat, Lale, Savaş ve Esra'nın oturdukları masaya oturmuşlardı.

Zombiler İstanbul'daWhere stories live. Discover now