Bölüm 120

9K 417 48
                                    

Tekneyi rıhtıma yanaştırdıktan sonra aşağı inmişler ve eve girmişlerdi. Evdeki matem havası sürüyordu. Fırat salonda Oturan Fuat ve Cemal’in yanına gelmişti.

-  Geldiniz mi Fırat, biz de meraklanmaya başlıyorduk. Ne yaptınız?

- O kadar yol gitmişken Bostancı’ya kadar gittik. Dönüşte de diğer adalara biraz göz gezdirdik.

-  Nasıl durumlar?

- İstanbul çok kötü durumda abi, adalar ise nispeten daha sakin görünüyor. Siz ne yaptınız, Selim çıkmadı değil mi?

- Yok evlat, çıkmadı. Biz de ne yapacağımızı bilemeden öylece oturuyoruz.

-   Abi gidip şu keskin nişancıyla buluşalım diyoruz. Gelmek isterseniz?

-  Ben gelirim. Cemal sen evde kalsan daha iyi olur, ne dersin?

-  Olur Fuat, sen git. Ben buradayım.

-  Savaş, ben bir Selim’e bakayım, Sana da zahmet oluyor ama Abbas ağabeylere haber versen çok iyi olur.

-  Yok canım ne zahmeti, şimdi giderim.

-  Tamam o zaman, ben bir Selim’e bakayım.

Fırat yukarı çıkmış ve Selim’in odasına girmişti. Filiz kitap okuyor Selim ise uyuyordu. Fırat’ın geldiğini gören Filiz Selim’i uyandırmamak için dışarı çıkmıştı.

-  Nasıl oldu?

-  Hiç konuşmadı, sessiz sessiz ağladı. On beş dakika falan önce de uyudu.

- Neyse uyuması iyi, sen kahvaltı yapmamışsındır gel beraber bir şeyler atıştıralım.

- Tamam geliyorum.

Fırat banyoya girip hızlıca elini yüzünü yıkadıktan sonra mutfağa inmişti. Buzdolabının kapağı açıktı ve Fırat kapının arkasında kim olduğunu göremiyordu. Kapı kapanınca birden karşısında Demet’i gören Fırat şaşırmıştı.

- Demet?

-  Fırat, başın sağ olsun.

- Teşekkürler, iyisin sanırım.

-  İyiyim, senin ve Selim’in sayesinde, size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum.

- Teşekküre gerek yok.

Fırat bu garip durumdan bir an evvel kurtulmak için mutfaktan çıkıp salona geçmişti.

- Abi siz kahvaltı yaptınız mı?

- Öyle ayak üstü bir şeyler atıştırdık.

Dilek oturduğu koltuktan kalkmış ve Fırat’ın yanına gelmişti.

-   Size de birer sandviç hazırlayım Fırat, sana ve Savaş’a değil mi?

- Abla aslında ben hazırlayacaktım ama Demet mutfaktaydı, biliyorsun durumları, sana zahmet olacak.

-  Ne zahmeti canım, iki dakika da hazırlarım.

-  Ha, Dilek abla Filiz’e de bir tane hazırlarsan çok iyi olur.

- Doğru ya, kızcağızı nasıl unuttuk. Gerçi annesinin de aklına gelmedi ben ne yapayım.

- Daha yaşadıklarımız çok yeni abla, hiçbirimiz kafamızı toparlayamadık.

- Doğru söylüyorsun, çok yazık oldu.

Dilek daha fazla bir şey söylemeden mutfağa gitmişti. Fırat da koltuğa oturmuş ve kafasını geriye yaslayarak gözlerini kapatmıştı.

Zombiler İstanbul'daWhere stories live. Discover now