20. Bölüm

3.9K 155 229
                                    

Arkadaşlar güzel yorumlarınız için teşekkürler, hızlıca bir bölüm yazdım. Yeni bölümleri düzenli yazmaya çalışacağım. Kendinize iyi bakın, iyi okumalar.



Selim, Cemal ve Fuat odalarına çıkmışlar ve on beş dakika sonra otelin önünde buluşmuşlardı. Park halindeki araçlardan birine bindikten sonra Tarık Kaptan'ın kaldığı otele doğru yola çıkmışlardı. Kısa bir yolculuğun ardından Tarık Kaptan'ın kaldığı otele gelmişlerdi. Arabadan inmeden önce etrafa hızlıca göz atmışlardı. Otelin kapısında kendi otellerinde olduğu gibi nöbetçi yoktu. Selim binada güvenlik zafiyeti olduğunu düşünmüştü. Her bina için bir sorumlu belirlemeleri ve bu kişinin güvenlik kontrollerini yapması faydalı olabilirdi. Bu durumu Fırat'la konuşmaya karar verdikten sonra üçü birlikte otele girdiler. Onlar içeri girince lobide oturanların bakışları onlara dönmüştü. Fuat Tarık Kaptan'ı görmüştü.

- İşte Tarık Kaptan orada oturuyor. Hadi gidelim.

Fuat önde Selim ve Cemal arkada Tarık Kaptan'ın oturduğu masaya doğru hızlı adımlarla yürümeye başlamışlardı. Onların geldiğini gören Tarık da ayağa kalkmış ve gülümseyerek onlara doğru bir iki adım atmıştı.

- Cemal abi, Fuat abi hoş geldiniz. Nasılsınız?

- Biz iyiyiz Tarık, bak seni Selim'le tanıştırayım. Kendisi bizim bugünleri görmemizi sağlayan kişidir.

- Ne yaptın Cemal abi, utandırma beni.

- Allah'ın bildiğini kuldan mı saklayacağız evlat, bugün hayattaysak senin sayende, öyle değil mi Fuat?

- Doğru söylüyorsun Cemal.

- Anlatmanıza gerek yok Cemal abi zaten Selim Bey'i ve yaptıklarını çok iyi biliyorum. Yüz yüze tanışma fırsatımız olmamıştı o da bugüne kısmetmiş.

Tarık Kaptan ve Selim tokalaştıktan sonra Tarık Kaptan'ın oturduğu masaya oturmuşlardı. Söze Arnavut Cemal başlamıştı.

- Şimdi niye seni görmeye geldiğimizi merak etmişsindir Tarık, seni fazla merakta bırakmayalım. Evet Selim anlat bakalım.

- Tarık Kaptan duydun mu bilmiyorum geçen gece bir saldırıya uğradık. Neyse ki bu saldırıyı püskürttük ama İstanbul'un bizim için güvenli olmadığını daha iyi anladık ve Bozcaada'ya gitmeye karar verdik. Sayımız oldukça fazla bunun yanında bir sürü erzak, cephane, araç gereç vs. götürmemiz gerekiyor. Bunun için de bize büyük bir gemi lazım. Cemal abi ve Fuat abiye böyle bir gemiyi kullanabilecek bir kaptan lazım dediğimde onların aklına sen geldin. Ne dersin, bizi Bozcaada'ya götürebilir misin?

- Bu gerçekten çok iyi bir fikir, sizi elbette götürürüm. Ben feribot kaptanıyım, bizim feribotlardan biri bizim işimizi görecektir.

- Ben de öyle düşündüm kaptan, yarın sabah gelip seni alırız. Yenikapı'ya gidip feribotun durumuna bakarız.

- Anlaştık Selim, yarın sabah görüşürüz.

Selim, Cemal ve Fuat, Tarık Kaptan'la vedalaştıktan sonra otelden ayrılmışlardı. Kendi otellerine dönmeden önce güvenlik noktalarını dolaşmışlar ve nöbetçilerden bilgi alıp onları bugünlerde daha dikkatli olmaları konusunda uyarmışlardı. O gece sakin geçmiş ve sabah olunca Selim, Cemal ve Fuat otelden çıkmış ve Tarık Kaptan'ı almaya gitmişlerdi. Selim çıkmadan önce Fırat'a bakmış ve onun daha erken bir saatte çıktığını öğrenmişti. Hızlı bir yolculuğun ardından Tarık Kaptan'ın kaldığı otele varmışlardı. Kaptan onları lobide bekliyordu Selim'i görünce hemen ayaklanmıştı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 01, 2018 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Zombiler İstanbul'daWhere stories live. Discover now