Bölüm 20

16.9K 645 69
                                    

Savaş Esra’yı koltuğa oturtmuş ve kendini de yanındaki koltuğa bırakmıştı. Esra yavaş yavaş kendine gelmeye başlarken, Filiz’de şaşkınlık içinde karşısında perişan halde oturan Türkiye’nin en meşhur oyuncularından ikisine bakıyordu. Nalan Hanım ise özellikle kızın perişan haline acıyarak bakıyordu fakat karşısındakilerin kim oldukları hakkında en ufak bir fikri yoktu. Filiz hemen gıda malzemelerinin olduğu çantayı açıp içinden bir şişe su almıştı. Daha sonra kendi çantasını açmış ve her zaman çantasında bulundurduğu fıstıklı çikolatadan bir parça koparıp Esra’ya uzatmıştı.

- Alın lütfen Esra Hanım şu sudan biraz için, bir parça da çikolata yerseniz eminim kendinizi daha iyi hissedeceksiniz.

Esra karşısında oturan kızın uzattığı suyu ve çikolatayı almıştı. Ellerinin titremesi azalmasına rağmen hala sürüyordu. Zor da olsa sudan içtikten sonra çikolatayı ağzına atmış ve çikolata gerçekten de çok iyi gelmişti. Yediği çikolata bir hafta önce başladığı çok sıkı diyet programına hiç de uygun değildi ama artık bunun hiçbir önemi kalmadığını çok iyi biliyordu.

- Teşekkür ederim. Çikolata çok işe yaradı. Siz beni tanıdınız ama ben sizi tanımıyorum.

- Ben Filiz, yanımdaki hanımefendi Nalan Hanım, arabayı süren Selim yanında oturan bey de Cemal abi, üçümüz de aynı apartmanda oturuyoruz.

- Sizlere, özellikle Selim ve Cemal Bey’e hayatlarımızı borçluyuz. Siz yetişmeseydiniz Savaş ve benim sonumuz gelmişti.

Arkadaki konuşmaları dinleyen Selim de sohbete katılmıştı.

- Göz göre göre sizi ölüme veya daha kötüsüne terk edemezdik Esra Hanım. Ayrıca kaçmak için bir arabaya ihtiyacımız vardı. Yani sizin de bize epey yardımınız oldu.

-  Sizli bizli konuşmamıza gerek yok sanırım. Peki şimdi nereye gidiyoruz?

Selim bu soru karşısında biraz şaşırmıştı. Küçük gruplarına iki kişi daha mı katılacaktı acaba?

- Biz önce Anadolu yakasına geçip Caddebostan’da annemi ve babamı bulmayı, daha sonra da bir tekne bulup Büyükada’ya Filiz’in ailesinin yanına gitmeyi planlıyoruz.

- Adaya gitmek gerçekten çok iyi bir fikir, biz de en azından adaya kadar sizinle gelebilir miyiz?

Arabaya bindikten sonra hiç konuşmamış olan Savaş sormuştu bu soruyu, Selim’den önce Filiz soruyu cevaplamıştı.

- Tabi gelebilirsiniz, hem bizim evimiz oldukça büyüktür hep beraber saklanabiliriz. Değil mi Selim, sen ne dersin?

Selim Filiz’in kendisine danışmadan bu kararı almasına biraz bozulmuştu ama yapacak bir şey yoktu.

- Elbette gelebilirsiniz. Ama silah ve cephane bulmamız lazım o yüzden önce uğramamız gereken başka bir yer var.

-  Şuradan sola sap Selim.

- Tamam Cemal abi.

Zombiler İstanbul'daΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα