Bölüm 97

10.9K 402 30
                                    

- Biz haber verip, planımızı anlatalım. Yine de orada kalmak isterlerse, yapacağımız bir şey yok.

- Doğru söylüyorsun ama içeriye sesimizi nasıl duyuracağız.

Onlar kendi aralarında konuşurken duvardaki güvenlik kamerası onlara doğru dönmüştü. Bu içerde birilerinin olduğunun göstergesiydi. Savaş kameraya doğru memleketteki bütün kızları kendine aşık eden bakışı atmış ve eliyle selam vermişti.

- Ne yapıyorsun Savaş?

- Benim bu ülkenin en meşhur oyuncularından biri olduğumu unutuyorsunuz bazen, insanlar tanıdıkları birine daha kolay güvenir ve kapıyı açar.

- Savaş haklı Fırat, üstelik içerde genç bir kız varsa diğerlerine kapıyı açmaları için baskı yapmaya başladığına eminim.

Kapının önünde beklemiş ve kapıya da birkaç kez vurmuşlardı ama kapı açılmamıştı.

-  Ne oldu Savaş bey? Fıs. Bak şimdi beni seyret de bir şeyler öğren.

Fırat kameraya doğru yaklaşmış ve arka cebindeki cüzdanından MİT kimlik kartını çıkartıp kameraya doğru uzatmıştı. Kısa bir bekleyişin ardından kapının kilidi açılmış ve kapı yavaş yavaş aralanmaya başlamıştı.

- Nasıl ama? İşte bu iş böyle yapılır.

Kapı açıldığında arkasından kırk beş yaşlarında bir adam ve kadınla on sekiz yaşlarında bir delikanlı çıkmıştı. Selim, adamı filmlerdeki çatlak bilim adamlarına benzetmişti. Adamın karısı olduğunu tahmin ettiği kadın ise çok güzeldi.

- Siz de kimsiniz?

- Merhaba, biz bir grup İstanbul’dan kaçarak buraya geldik ve sol tarafınızda bulunan yalıya yerleştik. Şimdi de çevremizdeki binaları kontrol edip güvenliğini sağlamaya çalışıyoruz.

-  Demek öyle, zombilerden korkmuyor musunuz?

- Elbette korkuyoruz. Ama gördüğünüz gibi silahlarımız var ve dikkatli olduğumuz takdirde zombilerden daha fazla avantaja sahibiz. Hem böyle saklanarak ne kadar dayanabilirsiniz?

- Doğru söylüyorlar baba, biz de buradan çıkıp onlara katılalım. Böyle saklanarak bir yere varamayız.

Adam araya giren oğluna ters ters bakmıştı. Adamın bakışları karşısında çocuk susarak başını öne eğmişti.

- Sen karışma Emre. Yani sonuç olarak bizden ne istiyorsunuz?

- İstediğimiz şu, biz adayı kontrol etmeyi ve kurtulanlar varsa onları belli bir yere yerleştirip güvenli bir bölge oluşturmayı planlıyoruz ve bunun için sizin evinizden de yararlanmak istiyoruz. Bu arada isimlerinizi öğrenebilir miyim?

- Ben Nazmi, eşim Nur ve oğlum Emre, sizin isimleriniz nedir?

- Ben Selim, bu kuzenim Fırat ve Savaş’ı da tanıyorsunuzdur sanırım.

- Nereden tanıyacakmışız?

- Nasıl tanımazsın Nazmi, Savaş bey Türkiye’nin en meşhur oyuncularından birisidir. Siz kusuruna bakmayın onun, Nazmi pek televizyon seyretmez.

- Anlıyorum, sorun değil. Ne diyorsunuz peki bize yardım edecek misiniz?

- Size insanları falan kurtarmanızda yardımcı olamam ama güvenli bir bölge oluştururken bizim evimizden faydalanabilirsiniz.

- Bu bizim için yeterli, o zaman biz diğer evleri kontrol etmeye devam edelim. İsterseniz bizim yalıya geçebilirsiniz, evde başkaları da var belki sohbet edersiniz veya bir şeyler yersiniz. Evimiz çok güvenlidir hiç şüpheniz olmasın.

- Olabilir, size kolay gelsin o zaman.

- Teşekkürler, görüşmek üzere.

Selim, Fırat ve Savaş hızlıca yukarı çıkmışlardı. Fuat ve Cemal salonda oturmuş onların gelmesini bekliyorlardı.

- Nerede kaldınız yahu? Biz de şimdi size bakmaya geliyorduk. Yoksa ters bir durum mu oldu?

- Aşağıda birileri vardı, onlarla konuştuk.

- Kimmiş?

- Evin sahipleri işte, adamın adı Nazmi, bir de karısıyla oğlu var.

- Adam biraz çatlağa benziyor.

- Bence Fırat haklı, adam biraz çatlak.

- Savaş, seni tanımadı diye adamı hemen çatlak yaptın.

- Ne alakası var Selim, adamın tipinden belli.

- Yani evet, biraz enteresan bir tip ama içinde bulunduğumuz koşullar altında bunları normal karşılamak gerek. Bizi tanıdıkça daha iyi olacaktır.

- Ne konuştunuz adamla?

- İşte burada güvenli bir bölge kurmak istediğimizi ve bu evden de faydalanmak istediğimizi söyledik.

-  O ne dedi?

- Kabul etti. Diğer insanları kurtarmada yardımcı olamayacağını ama evi kullanabileceğimizi söyledi.

- İyi işte, sorun yok o zaman. Hadi yolumuza devam edelim.

Yalıdan çıkmış ve rıhtıma inmişlerdi. Yandaki eve de deniz tarafından geçeceklerdi. Önden Fırat inmiş ve yan tarafa geçmeyi önce o denemiş ve kolayca diğer tarafa geçmişti. Sırayla diğerleri de geçtikten sonra bu yalıyı da diğerlerine benzer şekilde kontrol etmişlerdi. Bu evin uzun süredir kullanılmadığı belliydi. Kapıların kilitli olduğundan emin olduktan sonra diğer eve geçmişler ve onunda güvenliğini sağladıktan sonra kendi evlerinin sağ tarafında bulunan son eve ulaşmışlardı.

- Buraya da baktık mı sonra evimize dönüp biraz mola veririz. Ondan sonra diğer taraftaki üç eve de bakınca bugünkü işimiz tamamlanır.

-  Burada da bir sorun çıkmaz umarım.

Ön bahçeyi kontrol ettikten sonra arka bahçeye geçmişlerdi. Evin bahçeye açılan kapısı açıktı ve arka bahçede iki tane zombi dolaşıyordu. Fırat sessizce yaklaşıp ikisini de kafalarından vurmuştu.

- Bu ev pek tekin değil, çok dikkatli olalım.

Sessizce bahçe kapısından içeri girmişler ve içeriyi kontrol etmeye başlamışlardı. Mutfak temizdi. Salona girdiklerinde onları berbat bir koku karşılamıştı. Kokunun kaynağını bulmaları ise pek uzun sürmemişti. Yerde yatan cesedin çok büyük bir kısmı yenmiş geriye sadece kafasıyla vücudunun çok küçük bir bölümü kalmıştı. Yanına yaklaştıklarında kafasını birden onlara doğru çevirmiş ve hırlamıştı.

- Ne oluyor lan?

Fırat birden irkilmiş ve geriye doğru sıçramıştı. Karşılaştıkları durum o kadar korkunçtu ki Fırat’ın bu komik hareketine hiçbir tepki verememişlerdi.

- Zavallının neredeyse her yerini yemişler ama beynine dokunmadıkları için hala yaşıyor. Gerçi buna yaşıyor demek ne kadar doğru bilemiyorum.

Arnavut Cemal zavallının acısına son vermek için belindeki palasını çıkardı ve kafasına indirdi.

-  Çok çekmiş zavallı, bundan sonra ruhu huzura erer inşallah.

- Acaba bunu yapanlar dışarıda Fırat’ın öldürdükleri miydi? Yoksa evde başkaları da var mı?

- Her ikisi de olabilir. Masaya baksanıza, belli ki burada bir parti varmış. Bu evin içinde hastalığa yakalanmış veya yakalanmamış pek çok kişi olabilir. O yüzden ateş etmeden önce de emin olalım.

- Arkadaş tam bu işi kolayca bitirdik derken resmen bölüm sonu canavarına denk geldik.

- Tedbirli olursak buradan da alnımızın akıyla çıkarız. Şimdi bu katı çok dikkatli bir şekilde kontrol edelim.

Zombiler İstanbul'daWhere stories live. Discover now