Zombiler İstanbul'da

Bölüm 65

- Rasim abi nasıl oldun, ağrın var mı?

- Sağol Selim, iyiydim ama son yarım saattir çok ağrımaya başladı.

- Yaptığım iğnenin etkisi geçmeye başladı abi , şimdi koluna bir pansuman yapar sonra bir ağrı kesici iğne daha yaparım. 1-2 güne kadar ağrısı geçer sanırım.

- İnşallah Selim, teşekkürler.

- Sorun değil Rasim abi.

- Filiz sana da çok teşekkür ederim.

- Ne demek Rasim abi, teşekküre gerek yok.

Selim Rasim’in kolundaki sargıyı dikkatlice açmıştı. Kolu elbette iyi gözükmüyordu ama en azından bir enfeksiyon falan oluşmamıştı. Selim yarayı güzelce temizleyip ilacını sürdükten sonra yeni bir sargı bezi ile Rasim’in kolunu sardı ve koluna ağrı kesici iğneyi yaptı. Rasim biraz rahatlamış gözüküyordu.

- Rasim abi 2 saate kadar kıyıya çıkacağız haberin olsun.

- Tamam Selim, ben de size yardım edebilecekken düştüğüm şu hale bak.

- Canını sıkma abi 1 haftaya kalmaz iyileşirsin. Hadi ben gittim.

- Dikkatli olun.

- Oluruz abi.

Selim ve Filiz tekrar güverteye çıkmışlardı. Fırat, Savaş ve Fuat onu teknenin kıç tarafından bekliyorlardı.

- Nerede kaldın Selim?

- Ancak gelebildim. Hem acelemiz ne? Zombileri mi özlediniz yoksa?

Dördü aşağıya inerek motor bota binmişlerdi. Savaş motoru çalıştırdı ve yeni bir bilinmeze doğru yola çıktılar.

- Yahu çocuklar ya evde birileri varsa?

- Fuat abi pek sanmıyorum. Ama yine de belli olmaz.

- Gerçi belli de olmaz. Sonuçta yaz ayındayız. Birileri olabilir.

- Dikkatli olursak ve panik yapmazsak bu işi rahatlıkla hallederiz. Önce evin bahçesini kontrol ederiz. Dışarıya açılan kapıları kontrol edip sağlama alırız. Daha sonra da binanın içini kontrol ederiz.

Kısa bir süre sonra bot yalının rıhtımına yanaşmıştı. Botu rıhtımdaki babalardan birine bağladıktan sonra aşağı indiler ve merdivenlerden çıkarak yalının bahçesine ulaştılar. Ortalık sessiz görünüyordu.

- Fuat abi, sen ve Savaş sağ taraftan dolaşın biz de sol taraftan dolaşalım. Arka bahçede buluşuruz.

- Tamam Selim.

İki grupta dikkatli bir şekilde harekete geçmişlerdi. Arka bahçeye ulaştıklarında Selim arkası dönük uzun saçlı bir kız görmüştü. Kız arkadan normal gibi gözüküyordu ama yürüyüşü ve sallanması hastalığa yakalanmış olduğunu gösteriyordu. Öbür taraftan gelen Fuat ve Savaş da kızı görmüş ve Fuat da tüfeğini kıza doğrultmuştu. Fuat ateş etmeden önce Selim ve Fırat’ın olduğu tarafa doğru bakmıştı. Fırat’ın bekle işaretiyle o da tüfeğini indirmişti. Fırat belindeki tabancayı çıkartarak susturucusunu takmıştı.

- Bu işi sessizce halledelim.

Fırat her ihtimale karşı birkaç adım daha yaklaştı ve kızın kafasına nişan alıp ateş etti. Silahtan çıkan çok düşük bir sesle beraber kız yere yığılmış ve huzura ermişti. Kızın yanına gelerek yakından baktıklarında kızın üzerinde bir gecelik olduğunu görmüşlerdi.

-  Demek kız burada kalıyormuş. Burada tek başına kaldığını sanmam, dikkatli olalım.

-  Fırat şu köşede bir müştemilat var oraya da bakalım. Böyle bir evin bahçivanı, bekçisi falan da vardır ve büyük ihtimal çalışanlar o müştemilatta kalıyorlardı.