Bölüm 122

9.2K 412 51
                                    

Hepsi birden iskeleden çıkmış ve bu gibi durumlar için iskele meydanında bekleyen faytonlardan birine binerek yalıya doğru yola çıkmışlardı. Kısa süren bir yolculuğun ardından yalıya gelmişlerdi. Adamla kadını önce mutfağa götürmüşlerdi. Mutfakta yemek hazırlayan Filiz ve Esra hemen yeni pişirdikleri çorbadan birer tabak vermişlerdi. Adam ve kadın çorbalarını büyük bir iştahla kaşıklamaya başlamışlardı. Uzun süredir aç oldukları anlaşılıyordu. Cemal ve Fuat kafalarındaki soruları sormak için yemeklerini bitirmelerini bekliyorlardı. Çorbalarını içtikten sonra Filiz onlara ekmek ve konserve fasulye vermişti. Bunları da büyük bir hızla yedikten sonra Cemal ve Fuat konuşmaya başlamışlardı.

- Afiyet olsun.

- Çok sağ olun. Şansımız varmış ki size rastladık.

- İsimleriniz nedir?

- Benim adım Naci bu da karım Necibe, sizin isimleriniz nedir?

- Benim adım Cemal, arkadaşımın adı da Fuat, evet sizi dinliyoruz. Anlatın bakalım şu Kınalı'da neler oluyor?

- Neler olmuyor ki Cemal bey, biz Kınalı'da doğduk büyüdük. Allah'a şükür güzel bir hayat yaşadık. Artık ömrümüzün son demlerinde şu lanet olası salgın başladı. Biz bahçe içinde müstakil bir evde otururuz. Evin duvarları yüksek, kapıları da sağlamdır. Bizim oğlan Amerika'da yaşıyor her yaz yanımıza gelir. Bu sene de geldiğinde her zaman yaptığı gibi kileri ağzına kadar erzakla doldurmuştu. Anlayacağın hiç dışarı çıkmadan güvenli bir şekilde iki belki de üç ay idare edebilirdik. Ama şu canavar herif geldi hem erzağımızı elimizden aldı hem de bizi yerimizden yurdumuzdan etti.

- Kim bu adam, nasıl biri?

-  Tanırsın, tanırsın. Eski bir siyasetçi.

Cemal ve Fuat, adam eski bir siyasetçi dediği anda kimden bahsettiğini tahmin etmişlerdi. İkisi de endişeli gözlerle birbirlerine bakmaya başlamışlardı.

- Yoksa bahsettiğin kişi Mehmet bey mi?

-  Tam üstüne bastın. Ne cani bir adam o öyle, yaşlılara falan hiç acıdığı yok.

-  Ne yaptı size?

- Dediğim gibi biz evimizde oturuyorduk. Kapıda zombi mi ne diyorlar onlardan dolaşıyordu ama içeriye giremiyorlardı. Dün akşam eli silahlı dört beş kişi kapımızı kırıp içeri girdiler. Bizi derdest edip bu adamın karşısına götürdüler.

-  Sonra ne oldu?

- Herif adanın en güzel evine yerleşmiş görsen sanki kral, benle karımı şöyle baştan aşağı bir süzdü sonra aman dememize fırsat kalmadan adamlarına bizi güvenli bölgenin dışına atmaları emretti.

- Güvenli bölge mi?

- Evet, anladığım kadarıyla bunlar Burgaz'ı kontrol altına aldıktan sonra Kınalı'ya gelmişler, şimdi de yavaş yavaş orayı temizliyorlar, bizi de ilk etapta oluşturdukları güvenli bölgenin dışına attılar.

-  Burgaz'ın onların kontrolünde olduğunu nereden anladın?

- Nerden olacak adamları bizi dışarı atarken söyledi. Üstelik bir de dalga geçti. " Pek kurtulacağınızı sanmam ama olur da kurtulursanız Burgaz'a gitmeye kalkmayın çünkü orası da bizim kontrolümüzde" dediler.

Adamın anlattıkları Arnavut Cemal ve Fuat'ı iyice endişelendirmeye başlamıştı. Adam hem Kınalı'yı hem de Burgaz'ı ele geçirmişti ve bir sonraki hedefinin neresi olacağını tahmin etmek pek de zor değildi.

-  Peki sağ ol Naci bey, gelin de sizi bir eve yerleştirelim.

Mutfaktan çıkınca Aslı ve Selen'e rastlamışlar ve Naci ile karısını bir yere yerleştirme görevini onlara vermiş kendileri de durum değerlendirmesine başlamışlardı.

Zombiler İstanbul'daWhere stories live. Discover now