Bölüm 73

11.8K 423 6
                                    

Üçü de kalkıp silahları yüklenmiş ve giriş katıda bulunan çalışma odasına götürmeye başlamışlardı. Çalışma odası son derece büyüktü.

- En büyük hayallerimden birisi neydi biliyor musunuz?

- Neydi Selim?

- Bir daha çalışmamı gerektirmeyecek kadar param olsun. Ada’da güzel bir ev alayım ve kitap yazayım.

- Hayaline kavuştun sayılır, artık paraya ihtiyacın yok. Ada’nın en güzel evinde oturuyorsun ve harika bir çalışma odan var.

- Demek hayallerime kavuşmam için kıyamet kopması gerekiyormuş.

- Bu lafın aynısını Fuat abi söylemişti.

- Doğru söze ne denir.

İçinde diğerlerine göre daha az eşya bulunan dolaplardan birini boşaltmış ve silahları o dolabın içine doldurmuşlardı.

- Bu iş de şimdilik tamam. Ben biraz yukarı çıkıp dinleneceğim. Siz de biraz uzanın isterseniz.

-  İyi olurdu ama birinin uyanık kalması gerekir.

- Doğru söylüyorsun. Neyse şimdi birileri iner aşağı o zaman da sen dinlenirsin Fırat.

- Sen merak etme kuzen, ben zaten çok yorgun değilim. Sen dinlenmene bak.

Selim esneyerek üst kata çıkmıştı, Arnavut Cemal’in hangi odaya yerleştiğini nasıl anlayacağım diye düşünürken Arnavut Cemal odaların birinden çıkmıştı.

- Geldin mi evlat, odayı beğenirsin umarım.

- Beğenirim abi, 2 yatak var değil mi?

- Evet, gir rahatça dinlen. Perişan oldun.

- Sağ ol abi, sen aşağıya mı iniyorsun?

- Evet, şöyle bir bahçeyi falan dolanayım dedim.

-  Abi o zaman Fırat’a söyle o da biraz dinlensin. Kimse kalmadı diye o bekliyordu.

- Sen merak etme evlat, ben hallederim. Sen dinlenmene bak.

Selim içi rahatlamış bir şekilde odanın kapısını açtı tam odaya girerken aklına bir şey gelmişti.

- Cemal abi, bu evdeki Cenk ve Pelin’i gördünüz mü? Onlar yerleşti mi?

- Onlar zaten odaların birinde oturuyorlardı. Oraya da yerleştiler.

Selim aklında başka bir şey kalmayınca odaya girdi ve üstündekileri çıkardıktan sonra yatağa uzandı. Aslında sıcak bir duşa ihtiyacı vardı ama bu pek olası gözükmüyordu gerçi zaten kolunu kaldıracak hali de yoktu. Ne kadar yorulmuş olduğunu yatağa uzanınca daha iyi anlamıştı. Kafasını yastığa koymasıyla uyuması bir olmuştu. Bu sırada Arnavut Cemal de salona inmişti. Fırat ve Savaş salonda oturuyorlardı.

- Merhaba gençler.

- Merhaba Cemal abi, nasıl yerleşebildin mi?

- Yerleştik işte ne olacak, 2 parça eşya vardı zaten. Hadi siz de gidin dinlenin. Ben buralardayım.

- İyi olur Cemal abi, bir durum olursa kaldırırsın bizi.

- Siz merak etmeyin.

Fırat ve Savaş odalarına gitmişlerdi. Arnavut Cemal salonu tekrar gezmiş ve daha sonra mutfağa geçmişti.

- Mutfak da epey büyükmüş.

Arnavut Cemal buzdolabını açmış bakarken arkasından bir ses geldi.

- Yakalandınız Cemal bey.

Gelenler Nalan ve Dilek hanımlardı. Onlarda odalarına yerleştikten sonra yemek hazırlamak üzere mutfağa inmişlerdi.

- Ben de buzdolabında bir şey var mı diye bakıyordum.

- Var mı bir şeyler?

- Epey bir şey var ama dolap çalışmıyor bunlar bozulur. Hele buzlukta etler var onları ne yapacağız?

-  Etleri şimdi pişirelim o zaman, bozulacağına yiyelim bari.

Zombiler İstanbul'daWhere stories live. Discover now