Bölüm 117

9.5K 415 50
                                    

Fırat kamyona bindiğinde şansı yaver gitmiş ve anahtarı koltuğun üzerinde bulmuştu. Hemen kamyonu çalıştırıp konvoya katılmıştı. İki kamyon ve bir arabalık pek de küçük sayılmayan bir araç konvoyu adanın sokaklarına hakim olan sessizliği bozmuştu. Yolu yarıladıkları sırada yolun ortasında iki kişi belirmişti. Konvoyun önünde Selim gidiyordu. Selim yavaşlamış ve bir kazaya mahal vermemek için dörtlülerini yakmıştı. Gerçi kamyon arabadan daha yüksek olduğu için Selim’in arkasından gelen Fırat da yolun ortasında duranları görmüştü. O da dörtlüleri yakmış ve İsmail’e durması için eliyle işaret etmişti. Kısa bir süre sonra araba durduğunda yolun ortasında bekleyen yirmili yaşların sonlarında olan bir erkek ve bir kadın arabanın yanına gelmişlerdi.

-Yardım edin lütfen.

- Tamam sakin olun. Aşı olmuş muydunuz?

- Hayır olmamıştık.

-  Peki ısırıldınız mı?

Bu soru karşısında kadın biraz duraksamış ve bu durum Selim’in dikkatini çekmişti.

-  Yoksa?

- Hayır ısırılmadık, Merve heyecanlandı sadece.

Bu sırada arkadan Fırat kornaya basmıştı. Selim’in kafasında bazı şüpheler vardı ama bu durumla eve dönünce ilgilenmeye karar vermişti.

-  Atlayın o zaman, evde konuşuruz.

- Çok teşekkürler.

Kadın ve adam arabaya bindikten sonra tekrar yola çıkmışlardı. Selim’in özellikle kadın hakkında bazı şüpheleri vardı. Hava oldukça sıcak olmasına rağmen üzerinde uzun kollu bir kıyafet vardı.

-  Ben Selim arkadaşım ise Savaş. Sizin isimleriniz nedir?

- Benim ismim Can, nişanlımın adı Merve.

- Burada mı yaşıyorsunuz yoksa?

-Yok, işten iki günlüğüne izin alabilmiştim. Biz de uzak bir yere gideceğimize adaya gelelim dedik. Gerisi malum.

-  Peki aileleriniz?

- Onlar İstanbul’da ama ne yazık ki hem benim annem ve babam hem de Merve’nin annesi aşıyı olmuşlardı.

- Çok üzüldüm.

Merve’nin gözünden yaşlar akmaya başlamıştı. Selim dikiz aynasından kıza bakınca içi acımıştı.

- Durdurun arabayı.

-  Ne oluyor Merve?

- Durdurun lütfen.

Selim arabayı Fırat’a işaret verdikten sonra durdurmuştu. Araba durur durmaz Merve aşağıya inmiş Can da hemen onu takip etmişti.

-  Merve ne oldu canım?

-  Daha fazla saklamanın manası yok. Sabah zombiler bizi kıstırmıştı ya?

- Evet.

- İşte o sırada birisi kolumdan ısırdı. Ne düşünüyordum bilmiyorum ama sana söyleyemedim.

Merve’nin söyledikleri karşısında Can çılgına dönmüştü. Bunun ne demek olduğunu çok iyi biliyordu. Nişanlısı bir zombiye dönüşecekti. Selim Savaş’a Can ile ilgilenmesini söylemiş kendisi de Merve’nin yanına gelmişti.

-  Nereden ısırdı?

- Kolumdan, işte şuradan.

Merve üzerindeki uzun kollu kıyafeti çıkardığında Selim oldukça şaşırmıştı. Zombiler Merve’nin kolunun eline yakın olan bir yerinden ısırmışlardı ve Merve’nin kolu dirseğin üzerinden çok sıkı bir şekilde bağlanmıştı. Kolunun alt kısmı neredeyse mosmor olmuştu.

Zombiler İstanbul'daWhere stories live. Discover now