Bölüm 13

18.4K 692 46
                                    

Filiz elinde kocaman bir kılıç tutuyordu ve bu kılıç tahta değildi. Selim bu kılıcın varlığını tamamen unutmuştu.

- Elbette yarar, böyle bir kılıcın varlığını tamamen unutmuşum. Bu kılıç Hz. Ali’nin meşhur kılıcı Zülfikar’ın replikasıdır. Ben de tesadüfen almıştım. Ben böyle değişik eşyaları severim. Eminönü tarafında ara sıra uğradığım bir dükkan var. Bir gün yine oraya gittiğimde görmüştüm bu kılıcı, birisi bunu özel olarak sipariş verip yaptırmış fakat sonra ne olduysa kılıcı almamış. Dükkan sahibini uzun zamandır tanıyorum o da bana bu kılıcı yarı fiyatına satmayı teklif edince ben de dayanamayıp almıştım. Ama gördüğün gibi bir kenarda unutulmuş. Aman dikkat et keskindir. Genelde süs kılıçlarının ağzı keskin olmaz ama bunu isteyen adam keskin olmasını istemiş.

-  Baya ağırmış. Ben ne alabilirim yanıma?

- Zülfikarı ben alırım. Sen de benim tahta kılıcımı alırsın. Al istersen biraz deneme yap. Bak şöyle kaldırıp savuracaksın. Unutma kafalarını hedef alacaksın.

Filiz kılıçla alıştırma yaparken Selim de etrafa son bir kez göz gezdirerek işine yarayabilecek başka bir şey bulup bulamayacağına bakıyordu. Kısa bir süre sonra evin kapısı yavaşça çalmıştı. Bu gelen Arnavut Cemal olmalıydı. Selim yine de dikkatli davranarak kapıyı açmadan önce dürbünden baktı ve şaşırdı. Arnavut Cemal’in yanında üst kat komşusu eski assolist Nalan Hanım duruyordu. Nalan Hanım gazinoların en şaşalı günlerinde çok büyük bir yıldızmış fakat gazino devri bittikten sonra Nalan Hanım da köşesine çekilerek mütevazi bir hayat sürmeye başlamış. Selim apartmanın gayri resmi doktoru olarak Nalan Hanım fenalaştığı bir gün eve girmiş ve evin şatafatı karşısında şaşırıp kalmıştı. Kendi sade dairesinden sonra burası bir müze gibiydi. Nalan Hanım hiç evlenmemiş ve çocuğu olmamıştı. Arnavut Cemal’in pek hazzetmediği Çolak Hamdi ile uzun yıllar birlikte olmuş fakat kabadayıların devri bitip mafyaların devri başladığı vakit Hamdi, Cemal gibi köşesine çekilmemiş daha büyük işlerin peşinde koşmak istemişti. Fakat en yakınındaki adamı onun eskimiş yöntemleri ile bu piyasada tutunamayacaklarını görünce Hamdi’yi ortadan kaldırmıştı. Hamdi’nin cesedi bile bulunamamıştı. İşte Arnavut Cemal’de Nalan Hanım’a o zamanlardan beri hayrandı ve bu apartmanda komşu olmalarının bir tesadüf olmadığı da belliydi. Anlaşılan şimdi de bu eski yıldızı burada kaderine terk etmeye gönlü razı olmamış ve onu da yanında getirmişti. Selim, Cemal’i aralarına kabul ederken ondan yardım görebileceklerini düşünmüştü fakat Nalan Hanım’ın kendilerine yarardan çok zarar getireceği aşikardı. Ama Selim, insanlığın yok olmaya başladığı bu karanlık günlerde Nalan Hanım’a yardım etmezse kendine olan saygısını yitireceğini çok iyi biliyordu.

-  Cemal abi hoş geldin. Nalan Hanım siz de hoş geldiniz.

- Sağ ol Selim hoş bulduk.

Zombiler İstanbul'daHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin