Bölüm 109

10.5K 412 23
                                    

- Hadi geçmiş olsun.

- Hepimize geçmiş olsun.

Selim önden inmiş ve kızlara da inmeleri için yardımcı olmuştu. Filiz Esra’nın koluna girmiş ve beraber eve doğru yürümeye başlamışlardı. Bahçede kimse yoktu. Fırat da motoru bağladıktan sonra Selim’le birlikte içeri geçmişti. Görece genç olan nüfus alt kattaki salonda oturuyordu. Esra’yı gören Savaş başta olmak üzere herkes birden ayaklanmıştı.

- Ne oldu Esra? Selim ve Fırat nerede?

Savaş Esra’nın kolundaki sargıyı ve kan lekesini görüp Selim ve Fırat’ı göremeyince heyecanlanmıştı. Sorusunun bitiminden çok kısa bir süre sonra Selim ve Fırat salona girince birden rahatlamıştı.

- Şu ışıkları hemen söndürelim sonra da kalın perdeleri çekelim.

- Ne oluyor yahu, bize de anlatın.

- Anlatacağım, önce şu işi bir halledelim.

Selim hızla ışıkları kapatmıştı. Kızlar ise evin bütün kalın perdelerini sıkı sıkı kapatmışlardı. Fırat bütün perdelerin kapalı olduğundan emin olduktan sonra Selim’e ışığı açabileceğini söylemişti.

- Şimdi neler olduğunu anlatacak mısınız?

- Esra’nın kolu nasıl bu hale geldi? Kimden saklanıyoruz?

Selim olan biteni kısa ve öz bir şekilde anlatmıştı. Selim’in anlattıkları Savaş’ı ve diğerlerini tedirgin etmişti.

- Peşimize düşerler mi acaba?

- Büyük ihtimalle, ama kaçarken onların teknelerini de bir süre sürükleyip açığa bıraktık. Yani bizi takip edemediler ama tabi ki ada küçük onlarla karşılaşmamız her an mümkün, bu yüzden hazırlıklı olmalıyız. Hatta belki onlar bizi bulmadan biz onları bulmalıyız.

- Neyse bunları daha sonra konuşuruz. Esra gel de koluna rahat rahat bir pansuman yapalım.

Selim, Esra ve Filiz içeri geçmişlerdi. Fırat da koltuklardan birine oturmuş ve Savaş’la konuşmaya başlamıştı.

-  Ne diyorsun Fırat, ne yapacağız?

- Adamların niyeti kötü, ne oluyor demeden üstümüze ateş açtılar, Selim o kısmı atladı ama evde iki tane kızı almışlardı ortalarına zorla dans ettiriyorlardı. Üstelik kızları epey de dövmüşlerdi.

-  Ne diyorsun be, ne biçim insan bunlar?

- Aslında insanların çoğu böyledir Savaş, fırsatını bulurlarsa her türlü acımasızlığı yapabilirler, bundan iyi bir fırsat da olamaz sanırım. Öyle tahmin ediyorum ki bunlar daha iyi günlerimiz zaman geçtikçe ve sıkıntılar artıkça çok daha korkunç şeyler göreceğiz.

-  Fırat, bugün Kerim ağabeylerin söylediği adamlarda bunlardan mıydı acaba?

- Olabilir, bu Selim’in de aklına geldi. Bence bu adamların bizi bulmalarını bekleyeceğimize onlara bir baskın vermemiz daha iyi olur. Biz böyle beklersek daha kaç kişinin canını yakacaklar kim bilir?

-  Peki ne yapacağız, onları öldürecek miyiz?

- Esas amacımız öldürmek değil tabi ama buna mecbur kalırsak da yapacak bir şey yok. Çünkü onlar hiç tereddüt etmeden üzerimize ateş açtılar, heriflerin gözü dönmüş. Bu gece olayın sıcaklığıyla hepsi tetikte olacaktır ama yarın gece bir baskın verirsek onları gafil avlayabileceğimizi düşünüyorum. Tabi önce hep birlikte oturup konuşmamız lazım.

-  Yukarı çıkıp diğerleriyle de konuşalım. Fuat abiyle Cemal abi daha yatmamışlardır.

-  Hadi o zaman çıkalım.

Fırat ve Savaş yukarı kata çıktıklarında Arnavut Cemal ve Fuat çekişmeli bir tavla partisinin ortasındaydılar, Cemal onların geldiğini görünce sevinmişti.

- Gelin çocuklar ben de tavlayı Fuat abinizin kolunun altına verişimi kimse göremeyecek diye kahırlanıyordum. Tam zamanında geldiniz zira mars geliyor.

- Belli olmaz bu işler Cemal, bak orada hala taşım var açık verdiğin an senin taşı kırıp oyunu çevirebilirim.

-  Ben açık vermem Fuat, açık verseydik bugünlere gelemezdik.

Fırat ve Savaş konuyu anlatmak için oyunun bitmesini beklemeye karar vermişlerdi. Cemal ve Fuat’ın keyiflerini kaçırmak istemiyorlardı. Kısa bir süre sonra oyun sonuçlanmış ve Fuat Cemal’in taşını kıramayıp mars olmuştu. Arnavut Cemal gevrek gevrek sırıtırken Fuat suratını asmıştı.

-  Hadi hadi üzülme yarın rövanş yaparız. Siz ne yaptınız Fırat, hani Selim nerede?

-  Aşağıda abi, Esra’nın koluna pansuman yapıyor.

-  Pansuman mı yapıyor? Ne oldu ki, ters bir durum yok inşallah?

-  Aslında var.

Fırat başlarından geçenleri detaylı bir şekilde anlatmıştı. Cemal ve Fuat, Fırat’ın anlattıklarını dinlerken suratlarındaki endişe dolu ifade sürekli artmıştı.

-  Geçmiş olsun evlat, çok ucuz kurtulmuşsunuz.

- Sağ ol abi, şansımız bu sefer yaver gitti. Ama bu konuda bir şeyler yapmazsak bir daha ki sefere bu kadar şanslı olmayabiliriz.

- Haklısın Fırat, adanın güvenliğini sağlamak için sadece zombilerden temizlememiz yeterli olmayacak. Asıl büyük tehlike bu gibi insanlar sanırım.

- Aynen öyle Fuat abi, bu gece herifler tetikte olacaktır ama yarın gece evlerine bir baskın verelim diyorum. Anladığım kadarıyla ellerinde öyle pek fazla ağır silah yok. Biz daha avantajlıyız.

- Bilemiyorum Fırat, onlar hakkında yeterince bilgi sahibi değiliz. Kötü bir sürprizle karşılaşmayalım.

-  Çok kalabalık olduklarını sanmıyorum en fazla on kişi falan vardır.

-   Az mı? Biz de en fazla sekiz dokuz kişiyiz.

-   Ama dediğim gibi bizim silah yönünden avantajımız var.

-    Bundan da emin değiliz ki?

- Ne diyorsun yani Fuat abi, bırakalım da adamlar kötülük yapmaya devam mı etsinler, üstelik başka çareleri olmadığını düşünen diğer insanlar da mecburen bunların saflarına katılabilir. O zaman işimiz çok daha zor olur. Sen ne diyorsun Cemal abi?

- Senin de haklı olduğun pek çok taraf var Fırat ama Fuat abinin de haklı olduğu yanlar var. Hele bir yarın olsun Abbaslarla da bir konuşalım da ona göre bir karar veririz.

- Dediğiniz gibi olsun. Ama bence bu işi bir an evvel çözmemiz lazım.

- Merak etme bir çözüm bulacağız.

- O zaman iyi geceler size.

- Size de iyi geceler evlat.

- Fırat aklıma ne geldi. Şimdi siz bu adamların teknesini aldınız ama burada tekne bulmak çok da zor değil, bunlar şimdi sizi aramaya çıkarlarsa bizim tekne hemen dikkatlerini çeker. Ne yapsak?

-  Bunu hiç düşünmemiştim Fuat abi? Ne yapsak hakikaten?

- Bu gece iki kişi teknede nöbete kalsın. Biriniz sürekli uyanık olun, gelen olursa tekneyi çalıştırıp onları bir süre oyalayın o sırada bizim burada da bir kişi nöbete kalır ve ters bir durumda biz de burada hazırlıklarımız yaparız. Siz de sonra adamları buraya çekersiniz ve durumu rahatça çözeriz.

- Güzel bir plan Fuat abi, bak şimdiden huzurumuz kaçtı. Bu işe hemen bir çözüm bulmamız lazım.

- Galiba haklısın. Neyse bu geceyi atlatalım da yarın bakarız.

Fırat ve Savaş aşağı inerlerken Fırat’ın gözü Demet’in kaldığı odaya takılmıştı ama şimdi vakit buna kafa yorma vakti değildi. Stresli bir gece onları bekliyordu. Akşam akşam başlarına bela açılmıştı ama belki de düşmanlarını önceden tanımaları tedbir almaları açısından faydalı olmuştu. 

Zombiler İstanbul'daWhere stories live. Discover now