Bölüm 105

11.1K 427 47
                                    

Her zaman olduğu gibi dikkatli adımlarla yola koyulmuşlardı. Ortalık oldukça sakin görünüyordu. Selim adanın merkezinin çok daha karışık olduğundan emindi. Biraz ilerledikten sonra girecekleri sokağın başına gelmişlerdi. Selim boynunda asılı duran dürbünle etrafı bir süre inceledi.

- Görünürde bir şey var mı?

- Sol taraftaki dördüncü evin bahçesinde birini gördüm sanki ama hemen gözden kayboldu.

- Hastalığa yakalanmış mıydı?

- Dediğim gibi çok kısa bir süre görebildim. Emin değilim.

- Neyse artık sıra o eve gelince ne olup bittiğini anlarız. Hadi başlayalım.

- Aslında bu evler çok büyük değil iki gruba ayrılıp ararsak daha hızlı ilerleyebiliriz. Karşılıklı evlere gireriz ve tehlikeli bir durum olursa birbirimizin yardımına kolayca yetişiriz.

- Doğru söylüyorsun Selim, nasıl yapalım?

- Ben, Fırat ve Savaş bir koldan, Abbas abi, Cemil abi ve İsmail de diğer koldan arasın. Cemal abi ve Fuat abi de biz içerdeyken dışarıyı kontrol altında tutsun. Böylece biz içerdeyken dışarıdan gelen bir tehlike olursa ona karşı da hazırlıklı oluruz.

- Güzel plan kuzen, sen yanlış meslek seçmişsin aslında, senden iyi bir asker veya polis olurmuş.

- Geç kalmış sayılmam kuzen bak şimdi ne istersem onu oluyorum. Neyse bu kadar muhabbet yeter herkes için uygunsa başlayalım.

Hepsi başlarını sallayarak Selim’in planını onayladıklarını göstermişlerdi. İki ekip sağlı sollu evlere girerken Cemal ve Fuat dışarıyı kontrol altında tutuyorlardı.

Kısa bir süre sonra önce Abbas’ın ekibi sonra da Selim’in ekibi ilk evlerin aramasını bitirmiş ve dışarı çıkmıştı.

-  Ne oldu, bir sorun çıktı mı?

- Bizim evde bir sorun yoktu Cemal abi, sizin evde bir şey var mıydı Abbas abi?

-  Bizim evde de sorun yoktu. Ev boşmuş, herhalde kimse yaşamıyormuş.

- İyi o zaman devam edelim.

- Selim bu sistem hakikaten iyi oldu, bu hızla gidersek epey bir evi kontrol edebileceğiz.

Hemen sıradaki eve geçmişlerdi. Bu şekilde devam ederek hızlı bir şekilde Selim’in dürbünle bakarken birini gördüğü dördüncü eve kadar gelmişlerdi. Geride bıraktıkları altı evde hastalığa yakalanmış ihtiyar bir çift bulmuşlar ve onları huzura kavuşturmuşlardı. Şimdi girecekleri evde ise birileri olduğu kesindi.

- Şimdilik iyi gidiyoruz.

- Evet, aslında adanın daha kalabalık olmasını beklerdim. Ama şimdiye kadar evler boştu.

- İnsanlar buradaki evlerine genelde hafta sonları geliyorlar, salgın hafta içi başladığı için ada çok da kalabalık değildi sanırım.

- Doğru söylüyorsun Savaş, salgın adanın en kalabalık olduğu gün olan Cumartesi akşamı başlamış olsaydı işimiz çok zor olurdu. Hadi biz işimize bakalım.

Girdikleri ev tek katlı müstakil bir evdi. Onlar eve yaklaşırken evin sıkı sıkı kapalı olan perdelerinden biri hareket etmişti.

- İçerde birileri var sanırım.

- Nereden anladın Fırat?

- Şu perde hareket etti. Hatta hala hafif hafif sallanıyor.

- Doğru söylüyorsun ama hastalığa yakalanmamışlar sanırım.

Zombiler İstanbul'daTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang