Zombiler İstanbul'da

Bölüm 60

Fırat apartmanın dış kapısını açmış ve eğilerek dışarı çıkmıştı. Kafasını kaldırıp duvarın üzerinden caddeye bakınca garajın girişinde 2 tane zombinin olduğunu gördü. Kısa bir süre bekledikten sonra zombiler caddenin aşağısına gitmişlerdi ve Fırat tam bu sırada ayağa kalkarak hızla duvarın dibine gitti. Fırat gider gitmez ortalığa göz gezdirmiş ve her şeyin yolunda olduğunu görünce hemen Selim'e diğerlerini göndermesi için işaret etmişti. Ortalık sakinken hepsi birden dışarı fırlamış ve hızlıca duvarın dibine gelmişlerdi.

-  Şimdilik iyi gidiyoruz.

-  Evet ama hızlı davranmalıyız. Hadi diğer tarafa geçelim.

Duvarı ilk atlayan Fırat olmuştu. Tehlike olmadığı anlaşılınca diğerleri de duvarı geçtiler. İki apartmanın daha garajını böylece geçtikten sonra arka sokağa ulaşmışlardı.

-  Buraya kadar iyi geldik. Şimdi dikkatli olup kıyıya ulaşabilirsek tamamdır.

Bulundukları yerden ayrılmadan önce etrafa göz gezdirdiler ve kendilerine doğru gelen zombiyi gördüler, Fırat silahına davranmış ve hemen zombiye nişan almıştı.

- Fırat sakın ateş etme, gürültü etrafta başka zombiler varsa onları da buraya çekecektir. Ben hallederim. Lale hanım Mert görmese iyi olur.

Selim sırtında asılı duran kılıcını çekti ve hızlıca zombinin geldiği yöne doğru gitti, Selim kılıcı hızlıca savurdu ve tam boynuna gelen kılıç darbesiyle zombinin kafası koptu. Kafanın bu kadar kolay kopmasının nedeni vücudun hızlı bir şekilde çürümesiydi. Selim etrafı tekrar kolaçan ettikten sonra gruba eliyle gelmelerini işaret etmişti.

- Hadi çabuk olun ortalık sakinken sahile çıkalım.

Hızlıca sokaktan çıktılar ve yolun karşısına geçtiler. Uzakta sallana sallana yürüyen zombiler görünüyordu ama onlara yetişemezlerdi. Hemen botlarını bıraktıkları yelken kulübüne girdiler. Geldikleri bota sığmalarına imkan yoktu ama neyse ki kıyıda bir çok tekne vardı. Selim ve Fırat hızlıca bu teknelerden birine girdiler ve tekneyi çalıştırmayı başardılar. Fırat teknede beklerken Selim diğerlerinin yanına gelmişti.

- Tekneyi çalıştırmayı başardık. Savaş siz Fuat abiyle beraber botla gelin diğerleri de tekneyle gelsin.    

- Tamamdır Selim.

-  Hadi o zaman gidelim.

Fuat ve Savaş bota binip denize açılmışlardı bile, diğerleri de hızla tekneye bindiler ve Selim teknenin halatlarını çözdükten sonra dümenin başına geçti ve denize açıldılar. Fuat ve Savaş büyük tekneye ulaşmışlardı. Büyük teknedekiler fazladan 2 kişinin geleceğini beklerken bu sayı 7 olmuştu. Kısa bir süre sonra Selim'in kullandığı teknede mega yatın yanına yanaşmıştı. Bindikleri tekne bu devasa yatın yanında küçücük kalıyordu.

-  İşte geldik yavaş yavaş inebilirsiniz.

-  Vay canına bu ne büyük bir yat, nerden buldunuz bunu?

- Sanırım bu Remzi Boğa'nın yatı baba, Kuruçeşme'de demirliydi.

- Remzi Boğa bu işe çok kızacak.

- Pek kızacağını sanmıyorum baba, neyse boş verelim şimdi bunları hadi çıkın tekneye.

Kısa bir süre sonra hepsi tekneye binmişlerdi. Mehmet Bey'i görmek onları şaşırtmıştı ama böylesine bir durumda pek de olağan dışı gelmiyordu.

- Hadi Savaş artık yola çıkma vakti geldi.

- Tamamdır Selim, bu arada sizin geldiğiniz tekneyi ne yapacağız, burada mı bırakalım?

- Onu da bağlayalım arkamıza, belki ilerde lazım olur.

Küçük tekneyi de mega yatın arkasına bağladıktan sonra Selim ve Savaş kaptan köşküne çıkmışlardı. Güvertedekiler ise birbirleriyle tanışıyorlardı.