Bölüm 51

13.3K 481 21
                                    

Onlar konuşurken Esra'da bir elinde bardakların ve şekerin olduğu tepsi, diğer elinde de termosla yanlarına gelmişti. Termosun düğmesine basıp bardaklara çayları doldurdu. Herkes bardağını alıp çayın kokusunu içine çekmişti. Fuat büyük bir yudum aldıktan sonra derin bir oh çekmişti.

- Esra, çay ilaç gibi geldi. Ellerine sağlık.

- Afiyet olsun abi. Selim demin aklıma geldi. Gitmeden önce Rasim abiye de bir baksan mı acaba?

- İyi ki hatırlattın Esra yoksa tamamen aklımdan çıkmıştı. Gitmeden önce bir bakayım. Ayrıca bundan sonra yapılacakları da sana bir anlatayım, ne de olsa gidip de dönmemek var.

- Böyle şeyler söyleme lütfen.

- Evet Selim bunu aklına bile getirme, oraya gidip aileni alıp geleceğiz. Ondan sonra ver elini Büyükada.

Bu sözlere Selim cevap vermedi ve hızlıca bir şeyler yediler, Selim bardağında kalan çayı içtikten sonra, Rasim'e bakmak için aşağıya indi. Ondan hemen sonra Savaş da kalkıp banyoya gitmişti. Fuat ise bir bardak daha çay alıp tekenin kıç tarafına gitmiş kıyıya bakıyordu. Bu sırada omzunda bir el hissetti.

-  Hazır mısın Fuat Bey?

- Hazırım Cemal Bey de, beyli meyli konuşmaya gerek yok. Birbirimize canımızı emanet ediyoruz. Resmiyete gerek yok.

- Doğru söylüyorsun. Ama şu Mehmet Bey'e nasıl hitap edeceğiz onu bilemedim. Adama Mehmet desen olmaz.

- Olur olur, artık ne paranın ne de mevkinin hiçbir kıymeti kalmadı. Şu anda herkes eşit, herkes anasından yeni doğmuş gibi, önümüzde ikinci bir hayat var.

- Sanki bütün bu olanlar hoşuna gitmiş gibi konuşuyorsun.

-  Bu söyleyeceklerim aramızda kalsın. Benim hayatta yapacağım pek fazla bir şey kalmamıştı. Her gün aynı şey, saçma sapan işlerle uğraşarak ömrünün tükenmesini bekle, halbuki dünden beri ömrümde yaşamadığım heyecanı yaşadım. Kendimi gençleşmiş hissediyorum. Belki bu söylediklerim sana korkunç geliyor ama ne yapayım ki böyle hissediyorum.

Arnavut Cemal Fuat'ın söyledikleri karşısında şaşırmıştı, ama kendisi de benze şeyler hissediyordu.

- Allahın gücüne gitmesin ama ben de senin gibi hissediyorum. Gerçi benim ömrüm hep silahla kavgayla geçti ama ben de hayatın diğer güzelliklerini kaçırdım. Yeni bir hayata ihtiyacım var. Belki böyle düşünerek şu gencecik insanlara haksızlık yapıyoruz ama elden bir şey gelmiyor.

- Bunda utanacak bir şey yok. Neyse şu işleri halledip güvenli bir yere ulaşınca kavgayla dolu hayatını dinlemek isterim.

- Olur tabi, zaten konuşmaktan başka yapacak pek bir şeyimiz olmayacak sanırım.


Zombiler İstanbul'daWhere stories live. Discover now