Bölüm 69

11.3K 436 21
                                    

Selim kapıya kulağını dayadı ve içeriyi dinledi. Hafif bir ağlama sesi duyuyor gibiydi. Kapıyı hafifçe tıklatarak içeri seslendi.

- Orada kimse var mı?

Cevap gelmemişti ama Selim içerde birilerinin olduğundan emindi.

- Lütfen korkmayın her şey kontrol altında, dışarı çıkabilirsiniz.

- Annemle, babam! Onlara ne oldu?

Selim ne cevap vereceğini bilemiyordu.

- İçerde kim var, kaç kişisiniz?

- Ben ve kız kardeşim. Anneme ve babama ne oldu?

- Evde sizden başka kimse var mıydı?

- Yoktu. Bir de evin çalışanları vardı ama olar dışarıdaki müştemilatta kalırlar.

- Tamam siz biraz daha orada bekleyin. Ben söyleyince çıkarsınız.

Selim hemen yandaki odanın kapısını açmış ve içerdekilerin anne ve babasının cesetlerini Fırat’la beraber odanın içine taşımıştı.

- Tamam çıkabilirsiniz her şey yolunda.

- Tamam, çıkıyoruz.

İçerden 25-26 yaşlarında bir erkek ve 17-18 yaşlarında genç bir kız çıkmıştı. İkisinin de ne kadar korktukları belli oluyordu özellikle kızın gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu.

- Neler oluyor, siz kimsiniz? Polis mi?

- Sizin olan bitenlerden haberiniz yok sanırım?

- Ne oldu? Annem ve babam nerede?

Bu sırada kızın gözü yerdeki kan izlerine takılmıştı.

- Bu kan izleri de kimin, yoksa anneme ve babama bir şey mi oldu?

- Sakin olun. Her şeyi anlatacağım. Ama önce biraz su için ve bir iki lokma bir şey yiyin. Sanırım dün geceden beri içerde kapalıydınız.

- Yemek çok önemli değil ama suya gerekten ihtiyacımız var.

- Tamam mutfağa inelim, orada size her şeyi anlatacağım.

Hep beraber giriş katında bulunan mutfağa inmişlerdi. Fuat ve Savaş da onları mutfakta bekliyorlardı.

- Evde birileri varmış demek?

- Evet varmış Fuat abi, aslında 4 kişi varmış.

- Diğer 2 kişi nerede?

- Oturalım, anlatacağım. Savaş su verir misin? Bu arada isimleriniz neydi?

- Ben Cenk, kardeşimin adı da Pelin.

- Memnun oldum. Ben Selim, bunlarda Fırat, Savaş ve Fuat abi.

- Siz şu meşhur oyuncu değil misiniz?

Pelin yaşadığı şoktan dolayı Savaş’a pek dikkatli bakmamıştı ama abisinin dediklerini duyunca daha dikkatli bakmış ve en büyük hayranlarından biri olduğu oyuncuyu hemen tanımıştı.

- Evet benim.

- Sizin ne işiniz var burada?

- Sakin olun lütfen, Selim şimdi size her şeyi açıklayacak.

Selim mutfaktaki masanın başına oturmuştu. Olanları nasıl anlatacağını kafasında toparladıktan sonra anlatmaya başlamıştı.

- Geçtiğimiz kış aylarında domuz gribine karşı bir aşı çıkmıştı hatırlıyor musunuz?

- Evet, annemle babam yaptırmıştı. Bizim de olmamız için çok ısrar etmişlerdi ama biz yaptırmamıştık.

-  İşte o aşıyı yaptıranlar hastalığa yakalanmaya başladılar, inanması çok güç biliyorum ama hastalığa yakalananlar adeta birer zombiye dönüşüyor ve ne yazık ki şu anda hastalığın bir tedavisi yok. Onları durdurmanın tek yolu kafalarından vurmak.

- Yani annemle babamı?

- Ne yazık ki… Yapabileceğimiz başka bir şey yoktu.

Selim’in anlattıkları karşısında Pelin şiddetli bir ağlama krizine yakalanmıştı. Cenk ise böyle bir şey olduğunu aşağı yukarı tahmin etmişti. Bu yüzden daha sakin kalmıştı ve kardeşini teselli ediyordu.

Zombiler İstanbul'daOnde as histórias ganham vida. Descobre agora