Bölüm 27

15K 560 72
                                    

-    Savaş, Esra size sormayı unuttuk. Sizin aileniz nerede?

-   Benim ailem Çeşme’de yaşıyor. Onlara ulaşmaya çok çalıştım ama ne yazık ki başaramadım. İyi olmaları için dua etmekten başka yapacak bir şey yok sanırım.

Esra’nın bunları anlatırken gözleri dolmuştu. Ama gözlerinde umut da vardı.

- Geçen yaz Çeşme’de eski bir evimiz vardı onu sattık. Benim de geçen sene oynadığım bir reklamdan aldığım parayı üzerine koyduk ve gerçekten kale gibi bir ev satın aldık. Eğer o grip aşısını olmadılarsa -ki bizimkiler şimdiye kadar hiç aşı olmamışlardı- güvende olduklarını düşünüyorum. Üstelik babam emekli albaydır, kendisini ve annemi koruyabilir.

-  O zaman bizden daha güvende olduklarına kalıbımı basarım. Peki senin ailen Savaş?

-  Savaş beyin ailesi Almanya’da yaşıyor sanırım. Değil mi Savaş bey?

-   Sen bunu nereden biliyorsun Filiz?

-  Savaş beyin çok ünlü bir oyuncu olduğunu unutuyorsun Selim, geçenlerde bir röportajını okumuştum oradan aklımda kalmış.

-   Evet benim ailem de Almanya’da dolayısıyla şu an için elimden hiçbir şey gelmiyor. Bu arada Savaş de lütfen Filiz, birbirimize canımızı emanet etmişken bu resmiyet biraz komik kaçıyor.

-    Sanırım haklısın Savaş. Birkaç saat içinde hayatlarımız nasıl değişti böyle.

Selim, Filiz’in Savaş’a olan hayranlığını fark etmişti ve bu durum onu hiç istemese de sinirlendiriyordu.

-    Nalan hanım ben de sanki sizi bir yerlerden tanıyorum. Ama çıkartamadım bir türlü…

- Nalan hanım eskiden çok ünlü bir assolistmiş Esra ama senin onun dönemine yetiştiğini sanmıyorum.

-  Ne demek eskiden Filiz kızım, Nalan hanım hala çok büyük bir assolist ve şimdi de istese en büyük gazino hangisi ise orada sahneye çıkabilir. Ama kendisi artık istemiyor, o ayrı.

-  Artık gazino mu kaldı Cemal abi?

-  Anlayın işte şimdi en büyük eğlence yeri neresiyse Nalan hanım isterse oranın assolisti olur.

- Şey Cemal abi ben öyle demek istemedim yani uzun zamandır sahneye çıkmıyor ya onun için eskiden dedim. Yoksa kırdım mı sizi Nalan abla?

-  Aman Cemal bey niye sıkıştırıyorsunuz şu kızcağızı, kırılmadım Filizcim sen canını sıkma.

- Tamam hatırladım. Bir önceki dizimde ben de bir assolisti canlandırmıştım. Kıyafetlerimin tasarlanması sırasında eski assolistlerin resimlerine ve kıyafetlerine bakıyorduk. Sizin resminizi de orada görmüştüm. Gördüklerimin arasında en güzeli sizdiniz Nalan abla.

-   Öyleydi. Nalan hanım sahnelerin gelmiş geçmiş en güzel kadınıydı. Etrafında herkes pervane olur, çalıştığı gazinoların masaları aylar öncesinden dolardı. Nalan hanım gibisi bir daha gelmez.

-  Aman efendim ne yapıyorsunuz? Dört bir taraftan iltifat yağmuruna tuttunuz beni, hele siz Cemal bey ne kadar abarttınız.

Arnavut Cemal’de yaşadıklarının verdiği adrenalinle olsa gerek bundan önce asla söyleyemeyeceği şeyleri birden söyleyivermişti. Şimdi de söylediklerini düşününce hafif kızarmış ve gözlerini elindeki tespihe sabitlemişti. Selim ve Savaş ise ön tarafta birbirlerine bakarak kıs kıs gülüyorlardı. 

Zombiler İstanbul'daWhere stories live. Discover now