Bölüm 84

12.2K 474 60
                                    

- Girebilirsiniz Savaş buradan sığar fayton.

- Tamam Selim, giriyoruz.

Savaş, atları yularından tutmuş ve faytonu içeri sokmuştu. Selim küçük kapının anahtarını kapıyı kilitlemesi için Cemal'e vermiş kendisi de büyük kapıyı kapatmak üzere Ferit'le beraber işe koyulmuştu. Bu sırada sesleri duyan Fuat da oraya gelmişti.

- Çok şükür geldiniz, bir problem çıkmadı değil mi?

- Ufak tefek şeyler oldu ama hallettik abi, burada her şey yolundaydı sanırım?

- Burada sorun yok. Yemekler neredeyse hazır.

Fuat Ferit ve Ayten'i görmüş ve onların yanına gitmişti.

- Hoş geldiniz. Ben Fuat.

- Hoş bulduk Fuat bey, ben Ferit.

- Hoş bulduk ben de Ayten.

- Çok memnun oldum. Bu arada resmiyete gerek yok, bana Fuat diyebilirsiniz. Buyurun geçelim içeri, odanıza yerleşin.

Ferit ve Ayten Fuat ve Filiz'in de yardımıyla eşyalarını almış ve odalarına çıkmışlardı. Selim ise jeneratöre bakmayı düşünüyordu. Ama önce ilgilenmeleri gereken küçük bir iş vardı.

- Savaş atları faytondan ayırıp bir yere bağlayalım. Hayvanlar perişan olmuştur. Su kolay ama bunlara yem de lazım.

- Selim ben faytonun arkasına baktım 2 tane yem torbası var. İçlerinde biraz yem de var. Bugünlük idare eder ama yem de bulmamız lazım.

- İyi, bugünü atlatalım da yarın çaresine bakarız. Hadi o zaman şu işi halledelim sonra da şu jeneratöre baksak iyi olacak. İçinde yakıt vardır sanırım. Çalıştırmayı deneyelim.

- Selim yalnız bir sorun var.

- Neymiş?

- Bu jeneratör çok büyük ve çalıştırınca emininim epey bir gürültü yapacaktır. Bu da dikkatleri buraya çekebilir.

- Sanırım haklısın Fırat ama yapacak bir şey yok hem evin güvenliği sağlam. Toplanırlarsa da şu duvara çıkıp hepsini rahat rahat indiririz.

- Selim bu harika bir fikre benziyor, cephanemiz bol. Böylece epey bir zombiyi temizlemiş oluruz.

- Öyle ama biz yine de evimizin önünü ceset tarlasına çevirmeyelim. Hem biliyorsun yandaki evlere de adada ki diğer kurtulanları yerleştirmeyi planlıyoruz. İlk başta jeneratör sesi dikkat çekse de bir süre çalıştıktan sonra dikkat çekmemeye başlayacaktır.

- İyi o zaman siz atları çözerken ben de gidip su getireyim. Sonra da jeneratöre bakarız.

Selim ve Savaş atları faytondan ayırmışlar ve müştemilatın olduğu tarafta bir yere bağlayıp yem torbalarını ağızlarına takmışlardı. Bu sırada Savaş da müştemilatın içinden halen akan sudan iki tane kovaya su doldurmuş ve atların yakınına bırakmıştı.

- Bu iş tamam, Fırat sen şu kulübeye bir bakıver, orada bir bidon yakıt var sanırım. Biz de Savaş'la gidip jeneratöre bakalım.

Fırat kulübeye giderken Selim ve Savaş da jeneratörün başına gelmişlerdi. Biraz inceledikten sonra jeneratörün üzerinde bir kapak bulmuşlardı. Kapağı açınca karşılarına bir sürü düğme olan bir kontrol paneli çıkmıştı.

- Bu biraz karışığa benziyor Selim.

- Öyle, şu düğmeye basarsak çalıştırabiliriz ama bizim ince ayarları da yapmamız lazım.

- Ferit abi makine mühendisiyim demişti. O kesin anlar bu işten.

- Doğru söylüyorsun. O zaman biz şimdi hiç uğraşmayalım. Ferit bey yerleşsin sonra haber verelim, gelip baksın.

- Başka bir şey yoksa ben içeri geçiyorum.

- Şimdilik bir şey yok Savaş keyfine bak.

Savaş eve girerken Selim de ön bahçeye geçmişti. Enteresan bir şekilde kendini hiç yorgun hissetmiyordu. Ön bahçedeki çardakta babası, Mehmet bey ve Nezih oturuyorlardı. Siyaset konuşmaya bayılan babası kendine mükemmel bir sohbet arkadaşı bulmuştu. 

- İyi akşamlar herkese.

- İyi akşamlar Selim.

- İyi akşamlar.

- Oğlum bize niye haber vermiyorsun giderken, aşağı iniyorum ve görüyorum ki oğlum kurtarma operasyonuna gitmiş.

- Baba, hava kararmadan önce gitmemiz gerekiyordu. Sizi de rahatsız etmek istemedim.

- Bir daha ki sefere ne olursa olsun bize haber ver oğlum.

- Tamam baba, kusura bakma. Bu arada muhabbeti koyultmuşsunuz?

- Öyle oldu, Mehmet bey bir derya, iyi ki kendisine rastlamışsınız.

(Yorumlarınızı bekliyorum.)


Zombiler İstanbul'daWhere stories live. Discover now