Bölüm 103

11.9K 390 71
                                    

Selim Fırat’a bakmak üzere yukarı çıkmadan önce çardağa uğramıştı.

- Abilerim anlatmıştır sanırım, akşam yemeğine misafirimiz var. Sorun olmaz değil mi?

- Yok Selim ne sorun olacak, hep beraber yeriz.

- Siz yine de misafir geliyor diye çok fazla yemek yapmayın Nalan abla, misafir umduğunu değil bulduğunu yer.

- Sen merak etme Selim.

Selim bu işi de hallettikten sonra Fırat’a bakmak üzere yukarı çıkmıştı. Yukarı çıktığında Fırat’ı üst kattaki salonda otururken bulmuştu.

- Ne oldu Fırat, niye burada oturuyorsun?

- Yok bir şey, içerde sıkıldım.

-  Bana yalan söyleme, başka bir şey olmuş.

Her ne kadar belli etmemeye çalışsa da Fırat’ın canının sıkkın olduğu belliydi. Fırat buna neyin sebep olduğunu söylemek istemiyordu ama Selim’in ısrarları karşısında suskunluğunu koruyamamıştı.

- Demet sayıklamaya başladı ve o adamın adını söyledi. Ben de sinirlenip çıktım.

Selim bu durum karşısında ne söyleyeceğini kestirememişti.

- Çok saçma değil mi? Elbette onun adını sayıklayacak sonuçta adam nişanlısı ama ne bileyim işte…

- Onu hala çok seviyorsun değil mi?

- Bunu şimdiye kadar kendime bile itiraf edememiştim ama bugün onu görünce onu hala çok sevdiğimi anladım. Nasıl olacak bu iş kuzen? Ne yapacağım ben?

Selim, Fırat’ın çok zor bir durumda olduğunu biliyordu ve ne yazık ki bu konuda ne yapabileceği hakkında onun da hiçbir fikri yoktu.

- Bilemiyorum Fırat, ama sanırım en doğrusu her şeyi zamana bırakmak. Belki Demet kendine geldikten sonra tekrar konuşursunuz. Ne de olsa artık şartlar değişti bambaşka bir dünya var.

- Belki de, neyse biraz başka şeylerden konuşalım da kafam dağılsın. İnsanlar can derdine düşmüş benim uğraştığım şeye bak. Siz ne yaptınız, bir sorun çıkmadı değil mi?

- Yok bir sorun çıkmadı. Evlerden birinde üç tane adamla karşılaştık. Evin sahibinin korumalarıymış, adamlar acayip iri yarı, bize çok yardımları olacak.

- Evin sahibi ne olmuş?

- Onlar hastalığa yakalanmış bunlar da mecburen ev sahibini, karısını ve iki yakın korumayı öldürmüşler, geriye sadece üçü ve bir aşçıyla bir de hizmetçi kalmış.

- Yani bizimle iş birliği yapacaklar öyle mi?

- Planlarımızı biraz anlattım. Onlara da mantıklı geldi. Hepsini akşam yemeğine davet ettim o zaman daha detaylı konuşuruz.

- İşlerin iyi gitmesine sevindim. Ben biraz bahçeye ineyim bari sen şunları bir daha kontrol ediversen iyi olur.

- Sen merak etme, hem bak Savaş ve kızlar havuza giriyor, istersen sen de gir.

-  Pek havuza girme havamda değilim.

Fırat aşağıya inerken Selim de odaya girmiş ve Demet ile Ömer’i kontrol etmişti. Durumları iyiye gidiyordu. Selim odadan çıktıktan sonra banyoya girmiş ve elini yüzünü yıkamıştı. Suyun ilk güne göre daha cılız aktığını fark etmişti. Bu konuyla da ilgili bir şey yapmaları gerekiyordu.

-  Fırat neredesin ya, hadi havuza gel.

Savaş, Mert, Aslı ve Selen havuzun keyfini çıkarıyorlardı. Fırat ise onlara selam verip şezlonglardan birine oturmuş daha sonra iki yanındaki şezlonglara gelip oturan Filiz ve Esra ile koyu bir sohbete başlamıştı.

Zombiler İstanbul'daKde žijí příběhy. Začni objevovat