GECE GÜNEŞİ | ÇİZİM

6.1K 309 76
                                    

Kalbim yerinden çıkacaktı sanki! Hala etrafına bakınıyor, beni bulmaya çalışıyordu. Gülerek sırtımı ağaca yasladım ve telefonuma baktım. Hala bir şey yazmamıştım, heyecanlıydım ve ne diyeceğimi bile bilmiyordum. En sonunda derin bir nefes alıp parmaklarımı ekranda gezdirdim.

"Beni görmen imkansız."

Mesajım direkt okunmuştu. Bu gülümsememi sağlarken yeni bir mesaj geldi.

"Sapık gibi beni mi dikizliyorsun?"

Dudağımı dişleyip bakışlarımı ona çevirdim. Telefonu cebine koymuş, arkadaşlarıyla konuşmaya devam etmişti. Ne yazmalıydım? Cidden benim bir sapık olduğumu mu düşünüyordu? Onun yanına gidebilirdim ama bunu istemiyordum. Bu oyunu sevmiştim ve biraz daha devam ettirebilirdim.

"Sapık değilim, sadece konuşmak istiyorum."

Hala arkadaşlarıyla konuşuyordu. İstemsizce yüzüm düşerken elini cebine attı ve telefonunu çıkarttı. Kısa bir süre sonra mesaj gelmişti.

"Yanıma gel öyleyse."

Kalbim bu mesajla deli gibi hızlanırken dudaklarımı birbirine bastırdım. Ne yapmalıydım? Yanına gitmeli miydim? O kadar insanın yanına gidip kendimi nasıl tanıtacaktım? Başımı olumsuzca sallayıp telefonumun ekranını açtım, mesajla konuşmak daha iyiydi.

"Belki bir gün."

Yazıp yolladım. Kim bilir, belki cidden bir gün yüz yüze görüşebilirdik... Ağacın arkasından başımı çıkartıp ona baktım. Ne kadar güzel gülümsediğinden haberi var mıydı acaba? Telefonum titreyince onu dikizlemeyi bırakıp mesaja baktım.

"Seninle konuşacağımı nereden çıkarttın ki?"

Bu mesajı beni üzmüştü, ama neticede haklıydı. Her mesaj atanla neden konuşsun ki?

"Tanısan seversin aslında beni."

Yazdım gülümseyerek. Onunla arkadaş olmak istiyordum. Gördüğüm ilk andan itibaren kalbim çok değişik atıyordu...

"Her neyse, Nil. Gördüğün üzere kalkıyoruz."

Bu mesaj kıkırdamamı sağlarken başımı ağacın arkasından çıkarttım. Hepsi ayağa kalkmıştı ve benim tersime doğru ilerlemeye başlamışlardı.

Gidiyordu. Onu bir daha görecek miydim bilmiyordum. Benimle konuşacak mıydı, bunu da bilmiyordum. Derin bir nefes alıp başımı ağaca yasladım.

"Lütfen... Lütfen, arkadaşım ol. Yalnızlığa daha fazla dayanamıyorum." Fısıltım rüzgara karışırken bir mesaj daha geldi. Kirpiklerimi birbirinden ayırıp kilidi açtım ve mesaja tıkladım.

"Kendini saklamak istemediğini düşünüyorum, peki neden yanıma gelmedin?"

Mantıklı bir soruydu. Ne diyeceğimi bilemez bir şekilde etrafıma bakarken Evran'ın gözden kaybolduğunu fark ettim. Rahat bir nefes alarak banka geri oturdum ve bağdaş kurdum.

İnstagram profilimde yüzümün çokta belli olmadığı bir fotoğraf vardı, ismim ve soy ismim de yazıyordu. Hesabım açıktı, ama kendi resmimi değil çizdiğim resimleri ve estetik fotoğrafları paylaşıyordum sadece. Ama dediği gibi, kendimi bilerek gizlememiştim. Böyle bir niyetim de yoktu. Benim tek amacım arkadaş edinmekti.

"Arkadaşların yanındaydı, rahatsızlık vermek istemedim."

Yarı yarıya doğru bir cevap vermiştim. Hem kendimde o özgüveni bulamamıştım, hem de kimseyi rahatsız etmek istememiştim. Çok geçmeden mesaj geldiğinde kalp atışım tekrar hızlandı. Resmen konuştuğum biri vardı ve ben her mesajda deli gibi heyecanlanıyordum.

GECE GÜNEŞİWhere stories live. Discover now