KIŞ GÜNEŞİ | TEK BİR KİŞİ

3.2K 190 136
                                    

"Ben... Ben bilmiyordum Nil." Dedi Yiğit sessizce. Ellerimle yüzümü kapatıp sakinleştikten sonra derin bir nefes aldım ve gözyaşlarımı geri gönderdim.

Ben o gün, annem öldüğünde ve Evran beni yarı yolda bıraktığında ağlamayacağıma yemin etmiştim.

"Tatlı?" Dedim gülümseyerek. Yiğit hafifçe başını salladığında hiçbir şey olmamış gibi tatlı söyledik. İki senedir olduğu gibi içine atmaya devam et Nil... Hiçbir şey olmamış gibi yaşa.

"Bu konuyu bir daha açmayacağım, söz veriyorum."

"Nehir nerede kaldı?" Dedim konudan uzaklaşarak.

İki senem böyle geçmişti işte, kaçarak. İçimde çok fazla şey birikmişti. Hepsini itmiştim, hepsini uzaklaştırmıştım kendimden.

Annem öldükten sonra yazmıştım Evran'a. Ona çok ihtiyacım olduğunu söylemiştim, her şeyi boşverip yanıma gelmesini istemiştim. Olmamıştı, gelmemişti. Cevap bile vermemişti bana.

İlk bir sene boyunca odamdan çıkmamıştım, kendimi dış dünyaya kapatmıştım. Zaten arkadaşlarım da üniversiteye gittiği için bir başımaydım. Eski halime geri dönmüştüm.

Annemin ölümünü atlatmak zor olmuştu ki hala atlatamamıştım. Nasıl atlatılırdı ki zaten? En az benim kadar babam da yıkılmıştı. Biz de el ele vermiştik, birbirimizin yaralarını sarmıştık.

Bir zaman sonra kendimi tamamen resim çizmeye vermiştim. Sakat ruhuma tek iyi gelen şeydi resim çizmek.

Annemin ölümümden sonra tanışmıştım Çağlarla, resim sergimi açmama yardım etmişti. Birçok şeyde olduğu gibi...

Bana destek olan, yarı yolda bırakmayan kişiydi.

Tatlılarımız geldiğinde çikolatalı pastamdan koca bir çatal aldım. Yiğit hala sessizdi, hiçbir şey söylemeden tatlısını yiyordu. Telefonum çaldığında çıkarıp baktım, Nehir arıyordu.

"Efendim bebeğim?"

"Arkana bak!" Telefonu kulağımdan uzaklaştırıp arkama baktığımda küçük dilimi yutacaktım. Nehir yanında bir adamla bize sırıtarak bakıyordu.

"Nehir!" diye çığlık atıp ayağa kalktım ve koşarak gidip sarıldım.

"Nil!" Sarılışıma sıkıca karşılık verirken mutlulukla gülümsedim. Arkadaşlarımı çok özlemiştim.

"Seni çok özledim."

"Ay nefes alamıyorum!" dedi Nehir gülmeye çalışarak.

"Bana ne!"diyerek daha sıkı sarıldım.

"Ya ben de sarılacağım ama." Dedi Yiğit. Gülerek Nehir'i bıraktım ve yanındaki adama döndüm.

"Merhaba, ben Tolga." dedi elini uzatarak

"Nil, memnun oldum." Elini sıkıp tekrar Nehir'e döndüm. Açıkçası içim hiç ısınmamıştı.

"Nereden buldun bunu." Dedim adamın duyamayacağı kadar kısık bir sesle.

"Ne bileyim, beğenmedin mi?" Başımı olumsuzca salladığımda Nehir omuz silkip oturdu.

"Oo tatlı mı yiyoruz?" diyerek garsona işaret verdi ve kendisine tatlı söyledi. Masaya yerleştikten sonra herkes sessizce oturmaya başladı. Nehir konuşması gereken yerde tabiri caizse öküz gibi tatlısını yiyordu.

"Ee Nehir, neler yaptın görüşmeyeli?" dedi Yiğit konuşmak istercesine. Nehir de Yiğit de İstanbulda okuyorlardı fakat birbirlerine uzaklardı.

"Sevgili yaptım kanka." Dedi ve tatlısını yemeye devam etti.

GECE GÜNEŞİDonde viven las historias. Descúbrelo ahora