Gözümü açtığımda ilk aklıma gelen şey Evran'dı. Saat yaklaşık üçe geliyordu. O muhtemelen çoktan uyanmıştı. Telefonumu elime alıp ekrana baktım, hiç bildirim yoktu yine. Hayal kırıklığıyla bir süre telefonumu izledim. Mesaj atacağını ummuştum. Boşuna ümitleniyorsun Nil. Sen onun için sıradan birisin...
Gözüm panele kaydığında dudağımı ısırdım, interneti kapatmıştım. Gözümün yarısını kısarak wifiyi açtım. Bildirim gelecek miydi bilmiyordum, umarım gelirdi.
Bing bing!
Evet! Gelmişti... Kıkırdayıp hızla mesajlara girdim. Üstelik bir değil tam beş tane mesaj atmıştı bana!
"Günaydın Nilcik." 08.42
"Hala uyuyor musun cidden?" 13.36
"Ya uyuyorsun ya da çok meşgulsün" 13.51
"Neyse... Zamanın yok belli ki, ya da tam bir uykucusun!" 14.39
"0541 378 ** ** bu benim numaram. Buradan yazmak tuhaf geliyor." 14.56
Mesajları okudukça gülümsemem genişliyordu. Beş mesajı da farklı zamanlarda atmıştı. Benim için uygulamaya girmiş, mesaj atıp atmadığıma bakmıştı! Mutluluktan içim içime sığmıyordu... Bana değer veren biri vardı!
Hızla telefon numarasını kaydedip isim kısmına bastım. Onu ne diye kaydedecektim? Evran diye kaydetmek istemiyordum...
0541 378 ** ** rehbere 'Güneş' olarak kaydedildi.
Güneşin eksikliğini çektiğim gibi arkadaşlığın da eksikliğini çekiyordum neticede... Evran benim güneşim olmuştu şu kısacık zamanda. Benim için güneş kadar özeldi.
Onu daha fazla bekletmemek için yüzümden silinmeyen gülümsemeyle bir mesaj yazdım.
"Hmm, sanırım günaydın yerine tünaydın demeliyim..."
Anında çevrimiçi olmuştu! Bu beni daha çok heyecanlandırırken yatakta oturur pozisyona geçtim. Yazıyordu...
"Sonunda! Başına kötü bir şey gelmiş olacağını bile düşündüm... Oysa sadece uykucuymuşsun."
Bana alışmıştı, hatta benden mesaj bile beklemişti. Kalbim bu güzelliği kaldıramıyordu. Resmen benden mesaj bekleyen, benimle konuşan biri vardı artık...
"Hey? Benim için endişelendin mi sen?"
"Hayır, endişelenmedim."
Kaşlarım alayla havalandı, kesinlikle endişelenmişti! Kendi kendime gülümseyip yataktan kalktım ve bakışlarımı cama çevirdim, güneş çok güzel görünüyordu... Bakışlarım ekrana kaydığında yüzümde tekrar gülümseme belirdi. Hızlıca bir mesaj yazıp yolladım.
"Tamam, tamam... Öyle olsun."
"Çok yorgunum. Bir an önce eve gidip uyumak istiyorum."
"Ne yapıyorsun ki?"
"Yüzme antrenmanından çıktım, yarım saat sonra da basketbol antrenmanım var."
"Vay canına, bu sıkı tempoya nasıl dayanıyorsun?"
"Dayanmam gerekiyor maalesef. Yakında yarışlar başlayacak."
"İki spor dalında yarışmaya katılmak sence de biraz fazla değil mi? Yanlış anlama, senin için söylüyorum."
"Aslında üç."
"Ne? Başka ne var?"
"Tenis, o en nefret ettiğim!"
"Neden yapıyorsun peki?"
![](https://img.wattpad.com/cover/314238300-288-k380095.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE GÜNEŞİ
ChickLit'Bana, senin güneşe olan aşkın kadar gerçeğim demişti. Buradaydı işte, bana bakıyordu. Benim güneşe olan aşkım kadar gerçekti.' 'Hepimiz birer rengiz ve biz beraber gökkuşağına bile meydan okuyoruz.' Gece Güneşi & Kış Güneşi Yarı Texting. Başlama Ta...