KIŞ GÜNEŞİ | KIZLAR GECESİ

2.1K 187 68
                                    

Hayalet okuyucularımı yorumlara davet ediyorum... Umarım beğenirsiniz, çokça öptüm!

Ne yapacağımı bilemez bir şekilde olduğum yerde oturuyordum. Bir Çağlar'a, bir de kafeden çıkıp giden Evran'a bakıyordum. Bunun bir tercih olmaması gerekiyordu.

Çağlar olayı fark etmiş olacak ki bana dönüp "Git hadi, ben bekliyorum." Dedi. Mahçup olmuş bir şekilde ayağa kalktım.

"Söz veriyorum iki dakika içinde geri döneceğim."

Hızla kafeden çıkıp etrafıma bakındım. Evran yolun karşısına geçmiş sigara içiyordu. Derin bir nefes alıp karşıya geçtim ve omzuna dokunup bana bakmasını sağladım.

"Evran?"

"Efendim?" Sigarasından bir nefes daha çekerek karanlık havaya üfledi, bana bakmıyordu.

"Çağlarla sadece arkadaşız, biliyorsun değil mi?"

"Arkadaş arkadaşın elini mi tutuyor?" Dedi ifadesiz bir yüzle. Ne diyeceğimi bilemezken bakışlarımı kaçırdım.

"Neyse Nil," dedi ve gitmek için bir hamle yaptı. Gözlerim irileşirken hızlıca kolundan tuttum ve kendime çevirdim.

"Evran, yapma böyle."

"Ne yapıyorum ben Nil?" Dedi sinirle. Mavi gözleri sinirle kısılmıştı.

"Yanlış anlayacağın bir şey yok." Korkuyordum. O kadar şey yaşadıktan sonra böyle saçma bir sebepten aramızın bozulmasından korkuyordum.

"Çağlar..." dedi sinirle gülerek ve durdu. Ardından bıkkın bir nefes verip devam etti;

"Beni görmüyor, ben yokmuşum gibi davranıyor. Ve senin elini tutuyor Nil."

"Evran aklından ne geçiyor bilmiyorum ama Çağlar benim seni sevdiğimi biliyor."

"Sorun da bu!" Dedi sinirle. "Biz beraberiz, birbirimizi seviyoruz ama o hala yanında." Hayretle gözlerim açıldı.

"O sen yokken de yanımdaydı Evran." Bu sözümle birlikte Evran hızla bana bakarken gözleri hayal kırıklığıyla dolmuştu.

"Öyle, evet." Dedi daha sonra. Başını salladı ve hafifçe gülümsedi. "Evran yokken Çağlar vardı. Bu yüzden Çağlar, Evran olsa da senin elini tutma hakkına sahip!" Dedi hiddetle.

"Ben öyle bir şey demek istemedim Evran. Ne bekliyorsun, seninleyim diye onu silmemi mi?"

"Ne, hayır!" Dedi Evran şaşkınca. "Nil beni anlamıyorsun,"

"Anlat o zaman." Dedim, artık ben de sinirlenmeye başlıyordum. Başını iki yana salladı ve dudaklarını ıslatıp gözlerini gözlerime kenetledi.

"Nil sana tek bir şey soracağım." Dedi ciddiyetle.

Kalbim hızla atarken başımı salladım. Evran sigarasından bir nefes daha çekip izmariti yere attı ve "Çağlar seni mi seviyor?" diye sessiz bir şekilde sordu.

Sessizce söylemiş olsa da etkisi çok büyüktü ve ben stresle parmak uçlarıma kadar titremiştim.

Ne yapmalıydım? Evet desem daha büyük sorun olacaktı, hayır desem ona yalan söylemiş olacaktım... Evran gözlerime dikkatli bir şekilde bakarken sessizce konuştum;

"Evet."

Evran çenesini sıkarak başını salladı. Daha sonra başını yana çevirdi ve kafeye baktı. Ben de bakışlarımı kafeye çevirdiğimde buraya bakan Çağlar'ı gördüm.

"Ben gidiyorum," dedi Evran sinirle ve arkasını dönüp yürümeye başladı.

"Evran, bekle!" Arkasından hızlı adımlarla yürürken en sonunda yakalayıp ceketinden tuttum ve çekiştirdim.

GECE GÜNEŞİWhere stories live. Discover now