KIŞ GÜNEŞİ | EVRAN, BİTTİ!

2.9K 181 91
                                    

"Ne gündü ama," dedi Evran odaya girip yatağa otururken. Arkasından onu takip ederek kapıyı kapattım ve ona döndüm. Sarhoşluğu geçmişti, sadece çok mayışıktı. Aklıma geldikçe gülüyordum, içince çok tatlı bir sarhoş olmuştu.

Elim ağrıyan kasıklarıma giderken gözlerimi sıkıca kapattım. Evran'ın bakışları kasıklarıma kayarken kaşlarını çatarak konuştu;

"Ne oldu güzelim? Karnın mı ağrıyor?"

"Yok... Karnım ağrımıyor da, çok sıkıştım!" Korku hikayesi anlattıklarından beri tuvaletim vardı ama o kadar olaydan sonra tuvalete gitmeye korkuyordum.

"E git," dedi Evran sırıtarak.

"Korkuyorum," diye mırıldandığımda Evran hafifçe güldü ve konuştu; "Yani, o kadar olandan sonra korkman normal. Ben de geleyim istersen, beklerim?" Dediğinde göz devirdim. Yanında tuvaletimi yapacak halim yoktu.

"Evraan, bittii!"

Evran'ın gür kahkahası tuvalette yankılanırken omzunu kapıya yaslayıp gülmeye devam etti. Surat asarken hızlıca işimi halledip şortumu giydim ve ellerimi yıkadım.

Evet, tuvaletimi yapmıştım. Hem de o açık kapının önünde beklerken... Deli gibi utanıyordum ama yapacak hiçbir şeyim yoktu. Tek başıma asla gidemezdim. Kızarmış yanaklarıma ellerimi bastırdıktan sonra tuvaletten çıktım ve ışığı kapatarak Evran'a bakmadan konuştum;

"Tamam, yarına kadar bakma bana." Evran güldüğünü belli eder bir sesle konuştu; "Utanmanı seveyim senin."

Tam Evran'a kızacakken bir kapı sesi duyduk. Önce korksam da o kapı sesinin Nehir'in kapısından çıktığını anladığımda rahatlamıştım.

Nehir parmak ucunda dışarı çıkıp arkaya doğru gel işareti yaptı. Umut odadan çıktığında Evranla birbirimizi dürtmüştük. Karanlık olduğu için bizi fark etmemişlerdi.

"Tamam, yoklar. Hadi gel." Bize doğru yürürken Umut sırıtarak onu takip ediyordu. Nehir'in bizi hala fark etmemesi çok saçmaydı. Gülmemek için kendimle cebelleşirken Umut konuştu;

"Tamam yap tuvaletini hadi, bekliyorum ben."

Evranla dayanamayıp kahkaha atmaya başladığımızda Nehir irkilerek ışığı açtı ve bembeyaz kesilmiş suratıyla konuştu;

"Siz ne yapıyorsunuz burada!" Gülmekten ağrıyan karnımı tutarken Evran cevapladı;

"Nil'i tuvalete götürdüm de." Umut da gülmeye başladığında Nehir somurtmuştu.

"Umut beni tuvalete götürmüyordu," dedi gözlerini kaçırarak. Evranla 'ya tabi' dercesine başımızı sallarken aklıma gelen sinsilikle ikisine döndüm.

"Siz beraber mi kalıyorsunuz?"

"Nehir korkmuştu da..." dedi Umut elini ensesine götürüp kaşırken.

"Hmm, tamam. Hadi biz gidiyoruz. Size iyi oynaşm- aman! İyi uykular!" Sırıtarak konuştuğumda Evran gülerek elimden tutup odaya çekiştirdi.

"Nil! Soracağım sana bunun hesabını! Umarım Evranla öpüşürken hapşırırsın, amin!" Nehir arkamdan söylenirken kahkaha atıp odaya girdim ve kapıyı kapattım.

Evranla yatağa yattığımızda onun hala güldüğünü fark ettim. O kadar güzel gülüyordu ki bu anı kameraya kayıt edip ölene kadar aynı sahneyi izleyebilirdim. Gerçeği karşında Nil...

"Evran hep gülüyorsun, hep!" İçinle dışın niye bu kadar farklı Nil?

"Ne yapayım? Komik." Dedi sırıtırken. Ardından ince yorganı üzerimize kapattı. Birbirimize dönmüş yatarken dudaklarımda ufak bir gülümseme belirmişti. Evran zaten gülüyordu. Uzanıp gülümsemesinden öptüm ve fısıldayarak konuştum;

GECE GÜNEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin