KIŞ GÜNEŞİ | HEP SEV BENİ

3.5K 173 62
                                    

"Nil..." Evran sözlerimle iyice tahrik olmuştu. Kısılmış gözleriyle beni yatağa itip üstüme çıktığında nefes nefese kalmış bir şekilde ona baktım.

"Seni istiyorum." Diye mırıldandım. Evran başını boynuma gömdüğünde ellerimi saçlarına daldırdım ve sertçe çekiştirdim.

"Çıldıracağım." Diye mırıldandığını duyduğumda başımı geriye attım. Evran iki bacağımın arasına girip kendini bana bastırdığında hissettiğim sertlikle dudaklarımdan  inleme kaçtı.

Evran ıslanmış tişörtümü bir çırpıda çıkartıp dudaklarını göğüslerime yaklaştırdı. Sütyenimin kenarlarından göğüslerimi öperken aralık dudaklarımdan keskin bir nefes aldım. Başım deli gibi dönüyordu ve şu an bunları yaşamak... Ölecekmişim gibiydi.

Ellerimi karın kaslarına, oradan da şortuna ulaştığımda ipini zorlukla çözdüm. Evran biraz daha aşağı inip dudaklarını göbeğimde gezdirmeye başladı. Nefesi tenime değdikçe tüylerim ürperiyordu. Ellerimi omuzlarına çıkartıp acımadan tırnaklarımı geçirdiğimde Evran'ın öpüşü sertleşti ve kasıklarıma indi.

Öpücükleri yerini diline bırakırken gözlerim kısıldı. Dilini kasıklarımda gezdirdikçe ben altında kıvranıyor, dudaklarımdan kaçan mırıltılara engel olamıyordum.

Geri çekilip şortumu çıkarttı ve bir kenara attı. Doğrulup bakışlarını vücudumda gezdirdiğinde sabırsızca ona baktım.

Şortunu çıkartıp tekrar üstüme uzandığında anlık gelen istekle onu itip üstüne çıktım. Evran kesik nefesleriyle bana bakarken dudaklarımı boynuna bastırdım.

Başım dönüyordu, oda karanlıktı ve sadece gece lambasından gelen cılız bir ışık vardı. Kokusu burnumda, teni tenimdeydi. Rüya gibi bir şeydi.

Kokusunu içime çektikten sonra dudaklarımı sürterek aşağı indim ve karın kaslarında durdum. Dilimi gezdirmeye başladığımda Evran'ın dudaklarından güçlü bir inleme kaçmış, elini saçıma daldırmıştı.

Evran doğrulduğunda kucağında yerleşip loşlarımı boynuna doladım ve dudaklarımızı sertçe birleştirdim. Evran elini çıplak belimde gezdirirken bir elimi saçlarına daldırdım ve çekiştirdim.

Dudaklarımız sertçe savaşırken Evran elini sütyenimin kopçasına götürüp çıkarttı ve bir kenara attı. Çıplak göğüslerimiz birbirine değiyordu ve tüylerim diken diken olmuştu.

Kasıklarım deli gibi sızlıyordu. Kalçamı hareket ettirdiğimde elleri belimi sıkıca sardı ve bana yön vermeye, kendine daha çok bastırmaya başladı. Dudakları kulağıma ulaştığında kesik nefeslerini hissettim, bedenim bu nefeslerle huylanmış, titremişti.

Elleri kalçalarımı sıkıca tutuyor, kesik nefesi kulağımda yankılanıyordu. Benim ellerim ise saçlarını çekiştiriyordu. Ona sürtünüyordum ve başımı geriye atmış, gözlerimi kapatmıştım. Evran ıslak öpücüklerini boynumda gezindirirken gözlerimi açtım ve başımın daha çok dönmesine izin verdim.

Gözlerine baktığımda Evran bir elini kalçamdan çekip enseme götürdü ve kısık gözleriyle bana baktı. Bu hali aklımı başımdan alırken fısıldadım;

"Hadi." Sabrım yoktu.

Evran zorlukla yutkunup belimden tutup beni altına aldı ve sırt çantasına uzandı. Ne yaptığını anlamaya çalışırken mavi, küçük bir paket çıkarttı. O şeyin prezervatif olduğunu anlamam bu kafayla uzun sürmüştü. Evran'ın bakışları beni bulduğunda başımla onayladım.

Evran korunduktan sonra tekrar üzerime uzandı. Bir elini başımın yanına koyduktan sonra iç çamaşırımı bacaklarımdan sıyırdı. Çıplak tenlerimiz birbirine değerken zorlukla nefes alıyordum.

GECE GÜNEŞİWhere stories live. Discover now