GECE GÜNEŞİ | ÇARESİZ

4.4K 234 84
                                    

Gözlerimi duvardan ayıramıyordum. Kalbim sanki boğazımda atıyordu. Evlen benimle demişti. Bu cümlenin büyüklüğünün farkında mıydı?

Kaç dakika oldu bilmiyordum ama su soğumuştu. Vücudum titremeye başlamıştı. Hala şaşkınca duvara bakıyordum.

"Nil?" Banyo uzun zamandır çok sessizdi. Evran'ın sesini duyduğumda irkilmiştim. Evran elini koluma koyup hafifçe okşadı.

Yutkundum. Onunla evlenme düşüncesi çok güzeldi, ama yapamazdım. Yarınım belli değilken, sevdiğim adama bu acıyı yaşatamazdım. Kendi mutluluğumu düşünüp evlenebilirdim elbet, ama bu bencilce olurdu.

Ben Evran'ı kendimden bile çok seviyordum. Kendi mutluluğum için ona bunu yapamazdım.

Titreyen ellerimle yavaşça yerden havluyu aldım. Ayağa kalkmadan önce havluyu açtıktan sonra yavaşça ayağa kalkıp havluya sarıldım.

Köpüklü olmam umrumda değildi. Sesimi kaybetmiştim, tek bir söz bile söyleyemiyordum. Evran'ın bakışlarını sırtımda hissediyordum. Yavaş adımlarla kapıya yaklaşıp açtım ve odama geçtim. Buz kesmiş gibiydim.

Dolabımdan kıyafetlerimi çıkardıktan sonra hızlıca giyindim. Kalbim deli gibi atıyordu. Saçlarımı kurulamadan yatağa yattım ve üstüme pikemi örttüm.

Onu orada öylece bırakmıştım. Bırakmamalıydım ama yapacak bir şeyim yoktu. İyi hissetmiyordum.

Bir süre sonra kapı yavaşça açıldı.

"Nil?" Yumuşacık, kırgın sesini duyduğumda ağlamamak için kendimi zor tuttum. Bir süre daha ayakta dikildi, onu görmesem de hissediyordum. Yatağın kenarına bir ağırlık çöktüğünde yattığım yere biraz daha sindim. Evran'ın elini kolumun üstünde hissettiğimde gözlerimi daha sıkı kapattım.

"Konuşmayacak mısın benimle?"

Ah Evran, ben içimdekileri söylesem kim toparlayabilecek bizi? Ben kendimi toparlayamıyorum, konuşsam seni kim toparlayacak?

"Anladım, konuşmayacaksın... Olsun, sen anlatmak isteyene kadar beklerim ben seni."

Yanıma yattı ve kollarını belime doladı. Ne geri çekildim ne de kendimi ona yasladım. Hepsi benim suçumdu, bunu biliyordum. Öleceğimi bile bile ne diye aşık olmuş, aşık ettirmiştim ki kendime?

Bunu ben istememiştim, bu hale düşmeyi ben istememiştim.

"Özür dilerim Nil, buna hazır olmadığını biliyorum. Sana kendini kötü hissettirmek istememiştim. Ben... Ben sadece sana sarıldım ve kalbimden geçen şeyi söyledim. İstemeden döküldü dudaklarımdan, üzgünüm."

"Özür dilerim Evran." Kısık, çatallı sesimle konuştuğumda Evran daha sıkı sarıldı bana.

"Şiştt, özür dilemek yok."

"Sen de diliyorsun." dedim burnumu silerken. Bir şey demedi. Elimi bana sarılan koluna koyup hafifçe okşadım. Kollarında kaybolmayı seviyordum.

"Nil?"

"Efendim?"

"Aklında sürekli hastalığının döndüğünü ve beni üzeceğin için kendini suçladığını biliyorum, yapma."

Çenem titremeye başladığında Evran saçlarımı okşayarak sözlerine devam etti, onun da sesi titriyordu.

"Evet, belki gerçeği değiştiremeyiz. Ama ben hiçbir zaman ümidimi kaybetmeyeceğim Nil. Sen ne dersen de, ümidimi kaybetmeyeceğim."

"Evra-"

"Gerekirse altı sene tıp okurum, tedaviyi bulurum. Ama ne olur, ne olur senin öleceğini kabullenmemi bekleme benden. Y-yalvarırım bekleme." Ağlıyordu, yüzünü saçlarıma gömmüş hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.

GECE GÜNEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin