GECE GÜNEŞİ | ROMANTİZM BİTTİ

3.8K 220 39
                                    

Evran arkasını dönüp bir iki adım uzaklaştığında ellerimle yüzümü kapattım. Hıçkırıklarımı durduramıyordum. Böyle bir şey yapabileceğini tahmin etmiyordum. Yapmamalıydı, benim için hayallerinden vazgeçmemeliydi.

"Evran..." Hıçkırıklarımın arasından konuştum. Dönüp bana bakmıyordu, ağladığını görmemi istemiyordu. Ürkekçe ona yaklaşıp sırtına dokundum.

"Yapma ne olur." Fısıldayarak kollarımı beline doladım ve yüzümü sırtına yasladım. Gözyaşlarım üstüne bulaşırken kollarımı daha sıkı sardım. Ağladığı için vücudu sarsılıyordu. O her ağladığında kalbim binbir parçaya bölünüyordu.

"Hepsi benim yüzümden. Benim yüzümden üzülüyorsun. Keşke... Keşke hiç çıkmasaydım karşına." Doğruydu. Evran benim yüzümden bu kadar üzülüyordu. Belki Didemle olsaydı bu kadar üzülmeyecekti.

"Deme öyle." dedi titrek sesiyle. Ardından devam etti; "Sen benim bu hayattaki en büyük şansımsın. Bu dünyaya bir daha gelsem yine seni severdim." Sözleri kalbimi sıcacık yaparken sırtına ufak bir öpücük kondurdum.

"Ben sadece herkes gibi sevmek sevilmek istedim Evran. Biliyordum bir gün gideceğimi ama dayanamadım, aşık oldum sana..." Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Onun ağlamasına sebep olduğum için kendimden nefret ediyordum.

Evran buruk bir gülümsemeyle önüne döndü ve ıslak yanaklarını sildi. Göz altları ve burnu kızarmıştı.

"Gel bakalım." Sanki kucağına bebek alıyormuş gibi eğilip belimden sarıldı ve doğruldu. Ayaklarım yerden kesilirken kollarımı boynuna doladım.

"Bu senin suçun değil Nil, hasta olmayı sen seçmedin. Hem ben hasta olsam sen beni bırakır mıydın?"

"Asla!" Dedim şaşkınca.

"İşte... Söyle bana; ben nasıl bırakayım seni?" Evran bir şey söylememi beklemeden devam etti;

"Nil, bana bak. Bir daha bu konu açılmayacak. Bu benim tercihim, burada kalacağım. Kendini suçlu hissetme, olur mu?"

Suçlu hissediyordum, suçluydum da. Ama şimdi uzatmak istemiyordum. İstediğim tek şey ona sarılmaktı. Onu ikna etmeyi elbette deneyecektim. Şimdi sırası değildi. Başımı salladığımda gülümseyip tek kolunu belimden çekti ve burnumu sıktı.

"Aferin güzelime."

Uzanıp dudak kenarına masum, sıcak bir öpücük kondurdum. Evran elini saçlarıma götürüp narince okşarken başımı omzuna yaslamıştım. Kokusunu iyice içime çekerken tekrar gözlerim dolmuştu.

"Bu yüzden aşığım sana... O kadar düşüncelisin, o kadar güzel seviyorsun ki." Diye fısıldadım daha sıkı sarılırken.

Kendi hayallerinden vazgeçecek kadar güzel seviyordu.

Evran titrek bir nefes alıp daha sıkı sarıldı bana ve başını boynuma gömdü. Kokumu içine çekerken bizimkilerin geldiğini fark ettim. Tam onlara dönecektim ki bir flaş patladı, Volkan fotoğrafımızı çekmişti.

Kocaman gülümseyip Evran'a baktım.

"İndirir misin?" Evran gülerek beni yere bıraktığında koşarak Volkan'ın yanına gittim.

"Yemin ederim bebek ya!" Herkes Evran'a gülerken umursamayıp fotoğrafı aldım. Çok güzel çıkmıştı!

"Artık içebilir miyiz?" Dedi Nehir sabırsızca ve masaya oturdu. E zaten içiyorduk ki!

"Evran şarkı söylesene kanka, gecemiz şenlensin." dedi Yiğit şampanyasından içerken.

"Gitarımı almadım ki?"

GECE GÜNEŞİWhere stories live. Discover now