GECE GÜNEŞİ | UMUT

4.6K 263 66
                                    

Ardıma bakmaksızın koşuyordum. Öleceğim düşüncesi içimde öyle bir korku yaratmıştı ki gözüm hiçbir şeyi görmüyordu. Evran'ın seslenişleri kesildiğinde durup arkama bile bakmamıştım.

Tökezliyor, düşecek gibi oluyordum ama toparlanıp tekrar kalkıyordum.

Güneş doğmuştu, eve gitmem on dakika sürecekti. Yanaklarımdan yaşlar akarken tenimin yandığını hissettim.

Ölümüm böyle mi olacaktı?

Koşarken etrafıma bakındım, ne bir ev ne de dükkan vardı. Olanlar da açık değildi. Yanağımdaki yaşı silip adımlarımı hızlandırdım. Korkudan vücudum deli gibi titriyordu.

Bir korna sesi duyduğumda yanıma baktım, Evran camı açmış bana bağırıyordu.

"Bin!" Hızla arabaya bindim ve nefes nefese ona döndüm.

"Eve sür, çabuk!"

"Nil korkutuyorsun be-"

"Evran sür!" Diye bağırdığımda Evran hızla eve sürmeye başladı. Kollarımı bedenime dolayıp öne eğildim ve camı kapattım.

Canım çok yanıyordu, gözlerimden ardı arkası kesilmeyen yaşlar akıyordu. Tenimin acısı dayanılmaz bir hal almaya başladığında hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.

"Lütfen daha hızlı... Dayanamıyorum!" Evran gaza daha çok bastı. Telaşlı gözleri arada bana kayıyordu.

Ağlayarak geçirdiğim dört dakikanın ardından eve vardığımızda Evran'a baktım. Kapıyı açacak gücü bulamıyordum kendimde.

"Eve götür beni." diye fısıldadım. Evran hızla arabadan inip kapımı açtı ve beni kucağına aldı. Yüzümü göğüsüne saklarken hızlı adımlarla eve ilerledi.

Güneşi tüm bedenimde hissediyordum. Tenimde yanıklar oluşmuştu. Alevde çıplak ayakla yürümek gibi bir histi, bu acı tüm bedenimdeydi.

"Kapı açık."

"Odam yukarıda." dedim hıçkırıklarımın arasından. Annemle babam muhtemelen civarda beni arıyorlardı. Evran merdivenlerden yukarı çıktığında hala ağlıyordum. Zorlukla odamı işaret ettiğimde Evran hızla odaya girip beni yatağa bıraktı.

Yatakta yan dönerek kollarımı bedenime sardım ve acının geçmesini bekledim. Hıçkırıklarımın ardı arkası kesilmezken ellerimi sıkıca kollarıma bastırdım.

"Evran... Yardım et ne olur canım çok yanıyor."

"Nil. Nil b-ben ne yapacağımı bilmiyorum. Korkuyorum Nil bir şey de." Evran'ın korku ve endişeli sesiyle daha çok ağlarken tekrar konuştu;

"Nil hastaneye gidelim yalvarırım."

"Gi-gidemeyiz Evran!" Ellerimle yüzümü kapatıp hıçkırıklarımı bastırmaya çalıştım. Kalbim deli gibi atıyor, vücudum yanıyordu.

"Soğuk su, Evran yardım et." Evran hızla bana yaklaşıp kucağına aldı ve odadan çıktı. Banyoya girdiğimizde o da küvete girdi ve beni kucağında tutarak suyu açtı.

Soğuk su bedenime değdiğinde ağlamam şiddetlenmişti. Başımı göğüsüne yaslayıp ağlarken Evran'ın da ağladığını fark ettim.

"Neden ağlıyorsun?" Hıçkırıklarımın arasından konuştuğumda Evran titreyen çenesini sıktı.

"Canın acıyor."

Başımı kaldırıp gözlerine baktım. Mavi gözleri yaşlarla dolmuş, kızarmıştı. Beni dikkatli ve sıkıca tutuyordu. Yüzünden süzülen sular yüzümü ıslatıyordu. Dudakları ağlayışıyla titrerken burnumu çektim.

GECE GÜNEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin