2 ay sonra:
"Nil" Annemin ellinci seslenişini yok sayarak hazırlanmama devam ettim.
"Nil!" Annem kapıyı açtığında rimelimi bırakarak ona döndüm.
"Ay ne oldu anne?"
"Kızım Evran kapıda bekliyor, elli kere çağırdım!"
"Ay! Tamam hemen geliyorum." Annem çıktığında hızla dolabıma yöneldim. Saçlarımın önlerini örmüş, hafif bir makyaj yapmıştım. Ekim ayına girmemize az kalmıştı, Antalya elbette çok soğuk olmuyordu ama geceleri sahil kenarları serin olmuyor değildi.
Altıma yüksek bel kot şort giydikten sonra üstüme mor sweatshirt geçirdim. Şortumun içine attıktan sonra ayağıma mor converselerimi giydim. Telefonumu aldıktan sonra odamdan çıkıp merdivenlerden aşağı indim. Evran kapıda annemle sohbet ediyorlardı.
"Çok beklettim, üzgünüm."
"Sorun değil." dedi Evran gülümseyerek. Bir yandan beni süzüyordu. Kapıya geçtiğimde babam ayağa kalkıp yanımıza geldi.
"Evran, hoş geldin."
"Hoş buldum efendim."
"Dikkatli olun, güneş doğmadan gelin."
"Siz hiç merak etmeyin."
"Görüşürüz, öptüm!" Evran'la evden çıktık. Kapı kapandığında Evran kolunu omzuma atarak beni kendisine çekti ve saçlarıma bir öpücük kondurdu.
"Anlat bakalım."
"Neyi anlatayım?" Safça ona bakarken hafifçe gülümsedi.
"Neden bu kadar güzel olduğunu? Bir insana mor bu kadar mı yakışır kardeşim!"
Kocaman gülümseyip ona döndüm. Evran da bana döndüğünde ellerini tutup ona biraz daha yaklaştım.
"Sen sevdiğin için güzelimdir belki?" Evran bana biraz daha yaklaşıp burnunu burnuma sürttü.
"Hmm, öyle mi?"
"Bence öyle." dedim fısıldayarak. Hala bana yakınlaştığında heyecanlanıyordum.
"Seni özledim." Vücudum elektrik verilmiş gibi titrerken mavi gözlerine özlemle baktım.
"Ben de seni özledim." Evran gözlerini kapatıp bana yaklaşırken titrek bir nefes aldım. Dudağı dudağıma değeceği sırada babamın sesiyle anında ayrıldık.
"Ben hala buradayım!" Evran elimi tutup koşmaya başladığında kahkaha atarak adımlarımı hızlandırdım.
"Basıldık."
"Yine!" dedim gülüşlerimin arasından. Bugün 24 Eylül'dü. Yani benim doğum günüm...
"Hadi bakalım doğum günü kızı, bizimkiler bekliyor." Heyecanla başımı salladım.
"İlk defa doğum günümü arkadaşlarımla ve sevgilimle kutlayacağım. Çok heyecanlı!" Evran küçük bir gülümsemeyle yanağıma öpücük kondurdu.
"Sevgilin seni yer." Kıkırdayarak elini tuttum. Hava serin olduğunda Evran hep benim elimi yumruk yapar, kendi eliyle de elimi sarardı. Elim elinde kaybolurdu ve sıcacık yapardı.
Kısa sürede gelmiştik. Bizimkilerin yanına geldiğimizde hepsi ayaklandı.
"Doğum günü prensesi de gelmiş!" Nehir kocaman gülümseyerek bana sarıldığında mutlulukla sarılışına karşılık verdim.
Herkesle selamlaştıktan sonra beraber arabaya bindik. Nereye gideceğimizi bilmiyordum, sürpriz olmasını istediğim için sormamıştım.
Arabayı Evran kullanıyordu, ben de yanında oturuyordum. Güzel bir şarkı açtım ve arkama yaslandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE GÜNEŞİ
ChickLit'Bana, senin güneşe olan aşkın kadar gerçeğim demişti. Buradaydı işte, bana bakıyordu. Benim güneşe olan aşkım kadar gerçekti.' 'Hepimiz birer rengiz ve biz beraber gökkuşağına bile meydan okuyoruz.' Gece Güneşi & Kış Güneşi Yarı Texting. Başlama Ta...
