GECE GÜNEŞİ | EVRAN'I

4.5K 283 51
                                    

Saatlerdir Nehir'le sohbet ediyorduk. Çok eğlenceli bir kızdı ve beni çok güldürüyordu. Karnımı tutarak gülmemi bastırmaya çalışırken aklıma gelen şeyle Nehir'e döndüm.

"Bugün Evran'ın doğum günü!"

"Gerçekten mi?"

"Evet, ama kutlamayı sevmiyormuş. Sanırım kötü bir hatırası var, yanında olmak istiyordum."

"Ol o zaman."

"Kutlamak istemiyor ki?"

"Kutlamak için değil Nil, doğum gününde yanında ol işte." Doğru söylüyordu. Saate baktığımda sekize yaklaştığını gördüm, birazdan güneş tamamen batacaktı.

"Hediye almadım?"

"Zaten doğum gününü kutlanmayacaksın, güzel bir gece geçirin yeterli." Nehir heyecanla konuşurken benim aklımda çoktan plan oluşmaya başlamıştı.

"Haklısın... Ne yapacağımı biliyorum!"

"Hadi seni hazırlayalım." dedi ve kolumdan tuttuğu gibi merdivenlerden yukarı koşmaya başladı. Kahkaha atıp ona yetişmeye çalışırken evin kapısı açıldı, annemler gelmişti. İçeri girdiklerinde bakışları ilk önce bana, ardından Nehir'e kaydı.

"Merhaba kızım, hoş geldin." dedi babam gülümseyerek. Çok hoşlarına gitmişti bir kız arkadaşımın olması, bakışlarından belliydi.

"Hoş buldum, Nehir ben. Nasılsınız?"

"İyiyiz canım." dedi annem gülümseyerek.

"Bizim işimiz var!" Diye mutlulukla bağırıp Nehir'in kolundan tuttuğum gibi odaya çekiştirdim.

"Ne giyeceğim?" Nehir yatağa oturduğunda dolabımın kapaklarını açtım.

"Nereye gideceksiniz düşündün mü?"

"Sokakta olacağız." dedim gülerek.

"Hem şık, hem spor olman gerek," Başımı sallayıp kıyafetlerimi göstermeye başladım, hiç birini beğenmiyordu!

"Sen geç, ben seçeceğim." Yatağa oturduğumda Nehir dolabımın karşısına bütün ciddiyetiyle geçti ve kısa bir süre bakındı. En sonunda seçtiği kıyafetleri yatağa bıraktı.

"Giy bakalım." Nehir yatağa yatıp telefonuyla oynamaya başladığında odanın köşesinde gidip seçtiklerini giydim.

Siyah, deri bir etek-şort. Üstüne de beyaz, kısa, kalın askılı kare yakalı bir crop seçmişti. Aynaya baktığımda gerçekten hoş göründüğümü fark ettim. Göbeğim açıktı ve etek kısaydı, yine de rahattım.

"Nasıl oldum?"

"Fıstık gibi!" Dedi ve beyaz bilekte converselerimi verdi. Onları da giydikten sonra makyaj masama oturdum.

"Ben kuaförünüz Nehir Bektaş." Kıkırdayarak tarağımı ona uzattığımda alıp saçlarımı taramaya başladı.

"Ne kadar uzun be! Tara tara bitmiyor!" Saçlarımı taraması bitince saçlarımı ortadan ikiye ayırdı ve önden iki tutamını arkaya doğru ördü. Rimel ve şeftali tonlarında bir ruj sürdüğünde bitmişti. Ayağa kalkıp aynanın karşısına geçtiğimde hafifçe gülümsedim, çok güzel görünüyordum.

"Teşekkür ederim."

"Görevimiz." dedi gülerek ve çantasını aldı.

"Hadi çıkalım." Başımı sallayıp telefonumla siyah küçük çantamı aldım. Tam odadan çıkacaktım ki son anda aklıma gelmesiyle gitarımı aldım.

"Gitar ne iş?"

"Anlatırım sonra." dedim ve odadan çıktım, Nehir de arkamdan geliyordu.

"Anne, baba... Biz çıkıyoruz."

GECE GÜNEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin