GECE GÜNEŞİ | SENİ SEVMİYORUM

3.4K 215 37
                                    

1 hafta sonra:

Evde yastığıma sarılmış yatarken Evran'ın ellinci arayışını sessize aldım. Eve geleli bir hafta olmuştu. Bir haftadır kimseyle görüşmüyordum. Bunun daha iyi olacağını düşünüyordum. Uzaklaşmam gerekiyordu. Hem Evran için hem de arkadaşlarım için.

Hiç kimse bilmiyordu doktorla konuştuklarımı. Annem ve babamla uzun uzun konuşmuştum. Doya doya sarılmıştım onlara. Evlat edinmeleri gerektiğini bile söylemiştim. Benim acımı hafifletecek bir kardeşimin olmasını istiyordum. O ablasını hiç görmemiş olacaktı.

Didem olayı hala aynıydı. Annemlere söylememiştim. Bununla ilgili bir şeyler yapmam gerekiyordu elbet ama böyle bir gücüm yoktu.

Mesaj sesi yüksekliğinde telefonumu elime alıp panele baktım. Evran mesaj atmıştı.

"Kapının önündeyim, konuşalım."

Telefonu yastığa koyup başımı geriye attım. Bir haftadır her gün evimin önüne geliyordu. Ona haksızlık yaptığımı biliyordum ama elimde değildi. Öleceğim gün artık elle sayılıyordu. Evran beni unutmalıydı, benden vazgeçmeliydi. Bir mesaj daha geldiğinde telefona baktım.

"Sen gelene kadar vazgeçmeyeceğimi biliyorsun."

Biliyordum. Yatakta doğrulup duvara baktım. Onunla konuşup buna bir son vermeliydim. Tüm cesaretimi toplayıp ayağa kalktım ve üstüme bir ceket giydim. Annemle babam uyuyor olmalılardı. Odamdan çıkıp merdivenlerden aşağı indim ve kapıya yaklaştım. Bir haftanın sonunda onu göreceğim için heyecanlıydım ama bunu ona göstermemem gerekiyordu. Bunu yapma Nil...

Yapmak zorundaydım. Sevdiklerim için kendimden fedakarlık yapmak zorundaydım.

Kapıyı açıp dışarı çıktığımda karşımda Evran'ı gördüm. Beni gördüğü anda gülümserken hızla yanıma gelip sarıldı. Başını saçlarıma gömüp derin bir nefes çekti. Kollarım iki yandan sallanıyordu. Deli gibi ona sarılmak istiyordum ama sarılırsam bir daha bırakamazdım.

Dolan gözlerimi kırpıştırıp hafifçe geri çekildim. Evran buna çok üzülmüştü ama kendini toparlayıp hafifçe gülümsedi.

"Nasılsın, iyi misin?"

"İyiyim." dedim sessizce. Bir haftadır ne aramalarına ne de mesajlarına cevap veriyordum. Oysa o ilk konuşmamızda neden değil nasılsın diye soruyordu. Sonra bu adamı neden seviyorum!

"Canın acıyor mu?"

"Hayır."

"Nil çok üzgünüm, o gün sen git dediğinde gitmemeliydim biliyorum. O an yalnız kalmanın daha iyi geleceğini düşünmüştüm."

"Sorun değil." Bilerek gözlerine bakmıyordum. Bakarsam konuşma çok farklı şekilde ilerleyebilirdi.

"Bir sorun mu var?"

"Evran... Ben, ben ayrılmak istiyorum." Elimden geldiğince hissiz söylemeye çalışmıştım. Kalbim çok acıyordu ama yapmak zorundaydım. Evran afallamışçasına bana bakarken kafası çok karışık görünüyordu.

"Ayrılmak mı istiyorsun?"

"Evet."

"Neden?" Bir şey diyemedim. Bakışlarım ayakkabılarıma kayarken hafifçe sallandım.

"İstemiyorum."

"Nil bana geçerli bir sebep söyle."

"Evran lütfen, konuşmayalım." Arkamı dönüp gidecekken Evran narin bir şekilde kolumu tutup beni durdurdu.

"Sebebini söyle. Ne yaptım ben sana? Yanlışlıkla bir şey yaptıysam özür dilerim Nil. Böyle gitme ne olur."

"Bir şey yapmadın."

GECE GÜNEŞİWhere stories live. Discover now