GECE GÜNEŞİ | YİĞİT

4.8K 292 74
                                    

Hafif irileşmiş gözlerim, aralanmış dudaklarım, karışık saçlarım ve kızaran yanaklarımla Evran'a bakıyordum.

Bütün gece uyumayıp beni izlemişti. Beynim bunu idrak edemiyordu, bunu neden yapmıştı? Dışından sor Nil... İçinden değil!

"Evran... Neden uyumadın?" Yüzünü sıvazlayarak hafifçe gülümsedi.

"Ne bileyim... Sen karşımda öyle uyurken uyuyamadım." Utançla bakışlarını kaçırdığında dudaklarımı ıslattım. Evran benim kalp atış hızımın sınırlarını zorluyordu.

"Anladım..." diye mırıldandım. Ne diyeceğimi bilmiyordum, kalbim bu güzellik karşısında ne hissedeceğini şaşırmıştı sanki.

"Hadi yüzünü yıka kendine gel, kahvaltını yap sonra." Başımı tamam anlamında salladığımda hala bir çeşit şoktaydım.

"Mesaj atarsın." deyip göz kırptığında gülümsedim.

"Sen de yap kahvaltını, görüşürüz." Elimi salladığımda beni başıyla onaylayıp o da el salladı. Elim aramayı sonlandırma yerine giderken ona son bir bakış attım, o da bana bakıyordu. Yüzümde ki silinmeyen gülümsemeyle aramayı sonlandırdım.

"İnanamıyorum," diye mırıldandım kendi kendime.

"Resmen ben uyurken beni izledi..." Benden hoşlanıyor olabilir miydi? Saçmalama Nil... Daha konuşalı ne kadar oldu ki?

Bana göre zamanın çok bir önemi yoktu. Beş senede hiçbir şey paylaşmayan ilişkiler varken bir haftada hayatlarının en güzel zamanlarını geçiren, birçok şey paylaşan ilişkiler de vardı. En azından benim düşüncem böyleydi.

Şu bir hafta benim için çok özeldi, çok yeniydi. O benim her şeyimin ilkiydi, ben ise onun hiçbir şeyinin ilki değildim. Bu önemli değildi. Evran'ın geçmişi beni ilgilendirmezdi...

Zaten ilgilendirmesi gereken bir durum da yoktu, biz arkadaştık. Sadece arkadaş!

Şarkı mırıldanarak yataktan kalktım ve banyoya gidip yüzümü yıkadım. Soğuk su yüzümle temas edince rahatlamıştım, hava çok sıcaktı. Aşağı inip kendime kahvaltı hazırladım ve iştahla yedim. Annem ve babam iştelerdi... Annem bankacıydı, babam ise eczacı. Yoğun çalışıyorlardı ama bundan şikayet etmiyorlardı. Birlikte zaman geçirebiliyorduk ama evde tek olduğum için canım çok sıkılıyordu, onları özlüyordum.

Kahvaltımı bitirip yukarı çıktım ve telefonumu elime alarak WhatsApp'a girdim.

"Selam, Nil geldi!"

"Yaptın mı kahvaltını?"

"Evet."

"Afiyet olsun."

"Teşekkür ederim."

"Bugün ne yapacaksın bakalım?"

"Yatacağım, biraz kitap okurum. Sen?"

"Antrenmana gidiyorum şimdi, sonra boşum."

"Çok yorma kendini."

"Yormam ;)"

Gülücükten sonra bir de göz kırpma çıktı! Kendi kendime gülümsedim. Telefonumu yanıma koyduğumda monotonum başlamıştı.



Bitirdiğim ikinci psikoloji kitabını komidine koyup ağrıyan başımı sıvazladım. Kendimi kaptırmıştım yine! Akşama kadar Evran'la konuşmuş, annemlerle akşam yemeği yemiş, kitap okumuştum.

Dışarı çıkıp çıkmamak arasında gidip gelirken evde yapacak bir şeyim olmadığı için dolabımın karşısına geçip siyah, düz tişört-elbisemi giydim. Ayakkabılarımı giyip saçımı taradım ve kulaklıklarımı takıp telefonumu elime aldım.

GECE GÜNEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin