Kalbim deli gibi atıyordu. Onu görmek canımı acıtmıştı. Bir yandan da derin bir özlem duyuyordum. Koşup dudaklarına yapışmamak için zor tutuyordum kendimi. Yap Nil, hemen şimdi!
Evran beni fark etmemişti. Kötü görünüyordu. Göz altları çökmüş, saçları dağılmıştı. Ama hala çok yakışıklıydı. Siyah pantolonu, saks mavisi sweatiyle ve dağılmış saçlarıyla her zaman ki gibi harika görünüyordu.
Aklıma gelen şeyle Nehir'e döndüm.
"Evran'ın burada olduğunu biliyordunuz değil mi?"
"Hayır." dedi Nehir bakışlarını kaçırarak.
"Anladım, biliyordunuz yani." Nehir suçlulukla bana döndü.
"Ne yapayım? Barışmanızı istiyoruz."
"Ben de barışmak istiyorum..." diye fısıldadım. Nehir'in gözleri parlarken tatlımdan umutsuzca bir ısırık aldım. Evran'ın beni kabul edip etmeyeceğini bilmiyordum.
Gitarını aldı ve etrafa hiç bakmadan mikrofonu ayarladı. Dudaklarımda ufak bir gülümseme belirirken arkama yaslandım. Sesini duyacağım için çok heyecanlanmıştım.
Evran suratı asık bir şekilde gitarını tutup şarkıya giriş yaptı.
'Bugün hayatından defoluyorum
Fark edilmiyor ama kahroluyorum
İçime attığım gibi, kendimi çöpe atıyorum.
Beni sevmediğini, iyi biliyorum
Arkadaşlara henüz söylemiyorum
Her şeyden vazgeçtim, gidiyorum...
Evran'ın gözleri bana kaydığında nefesimi tuttum. Gözlerinde şaşkınlık, özlem vardı, en çokta kırgınlık... Şarkının devamını bana bakarak söylerken kalbimin binbir parçaya bölündüğünü hissettim.
'Sen bana nefes, ben sana herkes
Bir daha gelmem, karşındayım son kez
Sen bana yara, ben sana merhem
Görmüyorsun hiç, bakmadım zaten...
Gözlerim dolmuştu. Sözleri öyle acıtıyordu ki canımı. Bunların hepsi benim yüzümdendi. Hayır, hepsi Didem'in yüzündendi... Evran mavi gözleri öyle dolu, öyle dargındı ki bana bakarken.
Bugün hayatından defoluyorum
Fark edilmiyor ama kahroluyorum
İçime attığım gibi, kendimi çöpe atıyorum.
Beni sevmediğini iyi biliyorum
Arkadaşlara henüz söylemiyorum
Her şeyden vazgeçtim gidiyorum...
Gitme Evran. Yalvarırım gitme. Çok istiyorum, öyle çok istiyorum ki beraber yaşlanmayı... Olmuyor, olmuyor işte. Bu hayattaki sürem bu kadarmış, elimden hiçbir şey gelmiyor.
Öleceğim ben sevdiğim.
Evran şarkı bittiğinde alkışları umursamadan gitarı bir kenara bıraktı ve hızla çıktı kafeden.
"Of, Evran çok kötü görünüyordu. Nil, bir şey yapmayacak mısın?" Volkan mutsuzca konuştuğunda dolan gözlerimi kırpıştırdım.
"Yapacağım." Dedim aklıma gelen şeyle. Derin bir nefes alıp ayağa kalktım ve sahneye ilerledim. Sahnedeki adam bana baktığında hafifçe gülümseyip sahneye çıktım.
"Bir şarkı söyleyebilir miyim?"
"Maalesef."
"Ama çok önemli, bu şarkıyı mutlaka söylemem gerekiyor." Adam kısa bir süre düşündükten sonra başını salladı.
"Tamam, söyle. Evran da gitti zaten." Hafifçe gülümseyip başımı salladığımda adam sahneden inmişti.
Geriye kalan tek şey Evran'ı beklemekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE GÜNEŞİ
ChickLit'Bana, senin güneşe olan aşkın kadar gerçeğim demişti. Buradaydı işte, bana bakıyordu. Benim güneşe olan aşkım kadar gerçekti.' 'Hepimiz birer rengiz ve biz beraber gökkuşağına bile meydan okuyoruz.' Gece Güneşi & Kış Güneşi Yarı Texting. Başlama Ta...
