GECE GÜNEŞİ | YAPIŞIK

5K 292 61
                                    

Evran.

Benim ilk ve tek arkadaşım. Bu dünyada sahip olduğum en değerli üçüncü kişi. Mesajlaşırken durmadan gülümsediğim, bu saatten sonra onu asla bırakamayacağım adam.

İki gün çok kısa bir süre, biliyordum. Bir insan bir insana iki günde nasıl bu kadar bağlanabilir, bilmiyordum. Belki daha önce kimseye bağlanmadığım için bağlanmak bu kadar kolay olmuştu.

Bunu da bilmiyordum.

Bildiğim tek şey; Evran'ı asla bırakamayacağımdı.

Yürürken fark etmemiştim ama dizlerimden biraz yukarıya gelene kadar denize girmiştim. Etraf sessizdi, bir tek dalgaların kıyıya vurma sesi yankılanıyordu etrafta.

Bunu daha önce yapmadığıma inanamıyordum. O kadar huzurlu bir şeydi ki her gün bunu yapmak için sahile inebilirdim.

Denizin güzelliğine dalmışken Evran'ı unuttuğumu fark ettim. Hızla telefonumu açıp attığı mesaja tıkladım.

"E beni unuttun ama. Yarım saat geçti..."

Kıkırdayarak mesaj yazmak için ekrana dokundum.

"Ne yapayım... Çok güzeldi, kaptırmışım kendimi."

Evran anında çevrimiçi olurken biraz da geriye yürümeye karar verdim.

"Olsun, beni unutma."

"Unutmam."

":)"

Gülücük... Kalbim yine benden bağımsızlığını ilan etmiş bir şekilde hızlı hızlı atıyordu. Evran bir mesaj daha attığında bekletmeden mesaja girdim.

"Denizden çık hadi, üşüteceksin."

Dudaklarımda ufak bir gülümseme oluşurken onu dinledim ve ayakkabılarıma doğru ilerledim. Beni düşünmesi hoşuma gidiyordu. Dudaklarımdaki gülümseme silinmezken ayaklarımdaki kumu temizledim ve ayakkabılarımı giydim. Onun her şeyi hoşuna gidiyor Nil...

Yola çıkarken gözüm pamuk şekerciye takıldı. Dudağımı ısırıp telefonumu cebime koydum ve adamın yanına gidip bir pamuk şeker aldım. Paketini ısırıp kocaman bir ısırık aldıktan sonra adımlarımı eve yönlendirdim. Ellerim ve ağzım şeker olmuştu. Kendi kendime göz devirip telefonumu alıp WhatsApp'a girdim.

"Çıktım, pamuk şeker aldım eve gidiyorum. Eve geçince yazacağım elim ve ağzım pamuk şeker oldu. Yapış yapış. Iyk."

Baş parmağımla işaret parmağımı birbirine değdirip yapışkanlığına baktım. Pamuk şekeri çok seviyordum ama bu yapışkanlık sinirimi bozuyordu. Evran çevrimiçi olduktan bir saniye sonra attığım mesaj mavi tik oldu. Küçük bir ayrıntıydı ama güzeldi.

"Bebek seni."

Olduğum yerde kalıp attığı mesaja bir süre baktım. Bebek mi? Ben mi?

"Bebek mi? Sadece elim yapışık oldu ne bebekliği?"

"Yapışık oldu mu? Gece gece güldürdün..."

Onu güldürmüştüm. Demek ki bu sohbette bir tek ben gülmüyordum. O gülüşü tekrar gözümde canlandığında derince bir iç çektim. Bu kadar etkilenmem haksızlıktı. Bana bebek demesi ise... Of! Dudağımı dişleyip ellerimle yüzümü kapattım, neden utanmıştım?

"Utandın, değil mi?"

Şaşkınlıkla mesaja baktıktan sonra ister istemez etrafa bakındım. Bu kadarı fazlaydı, nasıl böyle tahmin edebiliyordu?

GECE GÜNEŞİWhere stories live. Discover now