KIŞ GÜNEŞİ | İYİ GECELER, GECE GÜNEŞİ

3.1K 180 187
                                    

O an bu yaşıma kadar boşuna böyle yaşadığımı fark ettim. Evet bu hastalık beni kısıtlıyordu ama yapabileceğim birçok şey vardı aslında, ve ben bunları yeni yeni görüyordum.

Nehir'in elini elimde hissettiğimde hastalığım hiç umrumda olmadı. Çünkü etrafımda öyle güzel insanlar vardı ki bu dünyaya bir daha gelsem, sağlıklı bir hayat yerine yine bu hayatı seçerdim.

Onlar sayesindeydi hepsi. Sevdiğim ve kardeşlerim sayesindeydi.

Hepsi benim gece bulduğum güneşlerimdi.

Gece Güneş'lerimdi.


Eve gelmemize çok az kalmıştı. Yol boyu bağırarak şarkı söylemiştik. Saat üç buçuktu, güneşin doğmasına daha vardı.

"Ya şuradaki benzin istasyonunda duralım da bir şeyler alalım." Volkan'ın sözünün üzerine Evran arabayı park etti. Hepimiz indikten sonra market kısmına girdik.

Evran ve Umut alkollere bakarken biz Nehirle abur cubur reyonuna ilerledik. Volkan ve Yiğit de makarna vesaire almak için başka reyona geçmişti.

"Ben sepete bineceğim!" Deyip bir bacağımı güçlükle sepete attım. Nehir bu halime gülerken bana yardım etmişti. İçine bağdaş kurup oturduktan sonra Nehir arabayı kullanıp reyonda ilerledi. Ona sevdiğim abur cuburları gösteriyordum o da alıp bana veriyordu. Sepet neredeyse dolmuştu ve biz hala bir şeyler alıyorduk.

"Ne yapıyorsunuz siz ya?" Dedi Umut kahkaha atarken. Evran sepetin yanında durup üstten bir şekilde bana baktı ve güldü.

"Çocuk musun sen?"

"Ay canım istedi ne yapayım?" Diye kendimi savunduğumda Evran elini yanaklarıma götürüp sıktı.

"Canını yerim senin." Umut ve Evran gittiğinde Nehir'e döndüm. Umut'un arkasından bakıyordu.

"Nehir tren çoktan gitti."

"Ne treni?" Dedi şaşkınca. Ardından elini alnına vurup devam etti;

"Of Nil, ben bu adamın yanında bir tuhaf oluyorum. Ayarlarımla oynuyor benim, kendimden geçiyorum."

"Aşk işte aşk!" Dedim şımarıkça. Nehir göz devireceği yerde gülerek reyonu gezmeye devam etti.

Yiyecek bir sürü şey aldıktan sonra kasaya geçtik. Eğer gelirlerse kesin onlar öderdi, bu yüzden Nehirle aldıklarımızı hızlı bir şekilde ödedik.

Evran ve Umut ellerinde alkollerle geldiğinde Evran'ın kaşları çatılmıştı. Omuz silkip arabaya yöneldik ve aldıklarımızı bagaja yerleştirdik.

"Bir şey ödettirmiyorlar ki?" Dedi söylendi Nehir.

"İyi yaptık, hep yapalım bunu." Dediğimde Nehir başını salladı. Ne zaman bir şey yapsak bizim cebimizden para çıkartmıyorlardı. Özellikle Evran! Evi bile kendi tutmuştu. Arabaya bindikten bir süre sonra herkes gelmişti.

On dakikanın ardından evdeydik. Heyecanla arabadan indim ve Evran'ın inmesini bekledim. Hep beraber poşetleri alıp eve ilerledik. Evran elimdeki poşeti alırken Umutta Nehir'in poşetlerini almıştı. Bu hallerine gülerken evin bahçesine girdik.

İki katlı, müstakil bir evdi. Büyük bir bahçesi ve de havuzu vardı. Bahçede bir masa ve birkaç sandalye duruyordu, yerlerde minderler ve şezlonglar vardı. Civarda başka bir ev görmemiştim ve sanırım denizi de görüyordu.

"Evran bu evi bir hafta nasıl tuttun sen ya?" Dedi Yiğit şaşkınca. Durumlarının çok iyi olduğunu biliyordum ama yine de kendimi kötü hissetmiştim.

GECE GÜNEŞİWhere stories live. Discover now