GECE GÜNEŞİ | BUZ PATENİ

3.6K 202 85
                                    

Heyecandan dilim damağım kurumuştu. Daha önce hiç buz pateni yapmamıştım ve hep yapmak istemiştim. Evran sayesinde bir hayalin daha gerçek oluyor Nil...

"Ay hadi girelim girelim!" Diyerek Evran'ın elinden tuttum ve içeri doğru ilerledim. Hepsi gülerek beni takip ederken ben heyecandan bayılmamak için kendimi zor tutuyordum.

Sahaya ulaştığımızda etrafıma bakındım. Gerçekten çok büyüktü.

"Patenleri giyelim gel." Dedi Evran beni yanına çağırarak. Heyecanla başımı sallayıp sıra sıra banklarda oturan ve patenleri giyen arkadaşlarımın yanına geçip oturdum.

"Kaç numara?"

"37." Evran gülerek pateni alıp bana verdi.

"Minik seni." Dediğinde göz devirdim. Ayakkabılarımı çıkartıp patenleri zorlukla giydim. Nehir çoktan sahaya girmiş, kaymaya başlamıştı. Gerçekten çok güzel kayıyordu.

"Ya ben yere yapışacağım kesin!" Dedi Yiğit mızmızlanarak. Volkan gülerek ayağa kalktı ve Yiğit'in elinden tutup sahaya çekiştirdi.

"Sen kaymayı biliyor musun?" Dedim Evran'a dönerek. Evran kendini beğenmişçesine sırıttı.

"Daha önce kaymadım ama biliyorsun oldukça atletiğimdir." Kaşlarım havalanırken gülmemek için kendimi zor tuttum.

"Diğer sporların yanında bu hiçbir şey diyorsun yani?"

"E yani... Sen de, ne sandın beni?" Evran arkasını dönüp sahaya ilerlerken küçük bir kahkaha attım.

Bağcıklarımı sıktıktan sonra derin bir nefes alıp ayağa kalktım ve bir adım attım. Dengemi kaybedip düşeceğim sırada yanımdaki direkten tutundum.

Evran elini uzattığında sıkıca tuttum ve beraber sahaya bir adım attık. Dengede durmak çok zordu.

Evran ileriye doğru gideceği sırada dengesini kaybetti ve az kalsın düşecekken bağırdı;

"Sikeyim, bu ne!" Kahkaha atıp yavaşça yanına ilerledim. Korkuluğa sarılmış bana bakıyordu.

"Nil. Sanırım aynı şey değilmiş." Dediğinde güçlü bir kahkaha attım.

"Tamam hadi gel." El ele tutuşup ortada can çekişen Yiğit'in yanına gitmeye çalıştık. Bir Evran düşecek gibi oluyordu bir ben.

Kahkahalarımız boş salonda yankılanırken sahanın ortasına düşe kalka gelmiştik.

"Volkan, bak bırakma beni." Yiğit korkuyla Volkan'ın koluna yapışmıştı.

"O zaman nasıl kayacaksın Yiğit?"

"Kaymayacağım!"

Nehir etrafımızda daire çiziyor, bu halimize gülüyordu.

"Sakarlar sizi." Dedi keyifli bir sesle. "Nil gel."

Nehir elimden tutup ilerlemeye başladığında irileşen gözlerimle kaymaya çalıştım.

"N-nehir dur, dur yavaş!"

"Hadi kay!" Nehir biraz daha hızlandığında ona güvenerek sıra sıra bacaklarımı öne itmeye çalıştım. Bir zaman sonra alışmış, kaymaya başlamıştım.

Nehir beni bırakarak Volkanla beraber yarışırken bakışlarım Evranla Yiğit'e döndü.

Onları görmemle kahkaha atarken buzda sendelemiştim. Yiğit düşmemek için Evran'ın kollarını tutuyor, Evran da Yiğit'den kurtulmaya çalışıyordu.

"Yiğit bıraksana beni, ikimizde düşeceğiz şimdi!"

"Evran gitme bak sakın!" Gülerek yanlarına ilerlerken Evran bana bakıp gülümsedi.

GECE GÜNEŞİWhere stories live. Discover now