2

4.7K 228 18
                                    

Gerçekten de Ilgaz duyduklarına inanamıyordu.

Eşsiz yutkundu. Ateş kardeşi ve Çağla'ya doğru öfkeyle,"Kardeşime tecavüz eden orospu çocuğunu yaşatsa mıydım?! Ayrıca o orospu çocuğu kendi yeğenlerine de tecavüz eden sapık pezevengin tekiymiş!"diye bağırdı.

Ilgaz şok üstüne şok yaşıyordu. Eniştesinin kıza tacizlerini biliyordu ama tecavüz-
Bu, bu çok kötüydü.

Eşsiz gözleri dolunca iç çekerek ayağa kalktı ve banyoya gitti.
Ilgaz da peşinden koştu.

Kenan kızın bu konudan ne kadar çok rahatsız olduğunu biliyor, görüyor olmaktan mutsuzdu. Çağla kocasından ve yapabileceklerinden korksa da gülümsedi. "Sakin ol Ateş."dedi.
Ateş iç çekti. "Burada bir söz veriyoruz. Lanet olası enişte ve getirdiği hiçbir şeyi konuşmayacağız artık."

Çağla ve Kenan kafasını salladı. "Ilgaz belli ki bilmiyordu."dedi Kenan durgun sesiyle. "Tecavüz dediğin an kızın kanı çekildi. Yüzü bembeyaz kesti."

Ilgaz arkadaşıyla beraber banyoya girdiğinde,"Ben bilmiyordum."diye acıyla fısıldadı.
İkisinin de gözleri dolmuştu. Eşsiz buruk bir şekilde omuz silkti. "Kimse bilmiyordu. Sadece evdeki o gördüğün üç kişi biliyor."

Ilgaz gözünden akan yaşı silerek kıza sarıldı. "Canım arkadaşım."dedi.
Eşsiz kızın omzuna kafasını gömüp ağlarken içi ezildi. "başkalarına da tecavüz etmiş."diye fısıldadı. "Onun yeğenleri erkekti."dedi acıyla.
Tecavüzün iğrenç bir şey olması için cinsiyet yoktu ancak erkek bir çocuğa bunu yapmak, bir çocuğa bunu yapmak çok, çok kötü bir olaydı.
"Sapık orospu çocuğu. Mezarında bükülsün inşallah."dedi Ilgaz hıçkırık kaçtı ağzından hemen sonra.
Neredeyse bir saat banyoda durup kendilerine gelmeye çalıştıklarında Çağla meraklanmış yanlarına gitmişti.

"İyi misiniz?"diye sordu lavaboya girerek.
Eşsiz kafasını salladı. "Daha iyiyiz "dedi Ilgaz.

Dış kapı çaldı sonra.

Ateş, iç çekerek girene baktı.
Salvatore'un babası Robert Bey'i görünce Kenan ile korkuyla ayağa kalktı.

"Bay Robert."dedi boğazını temizleyerek. Onlara çatık kaşlarla bakan beyaz saçlı ve ucunda altın bir yılan olan bastonlu adam yavaşça eve girdi.

Kenan yutkundu. Karşılarındaki adam çok karanlık biriydi. Fazla karanlık. Korktular ancak bunu yüzlerine yansıtmadılar.

Yaşlı adam koltuğa geçip otururken,"Oturun."diye emir verdi. Korumalarına dönüp eliyle dışarı çıkmalarını işaret ettikten sonra öfkeli bakışlarını Ateş'e çevirdi.

"Müsait miydiniz?"diye sordu Robert görgü kuralları gereği. Ateş boğazını temizleyerek,"Evet, evet efendim."dedi ve kalktığı koltuğa oturdu. "Bir sorun mu var? Sizin birinin evine geldiğinizi ilk defa rast geliyorum."

Robert çatık kaşlarla güldü. "Bir sorun var, evet."dedi. İç çekerek geriye yaslandı ve bastonunu koltuğun kenarına bıraktı.
"Ve siz bana yardım edeceksiniz."

Kenan ile Ateş kısa bir an birbirlerine baktılar. "P-pek tabii."dedi Ateş hızla. "Problem neyse yardımcı olmaya hazırız."

Robert evi gözleri ile bir taradıktan sonra dudaklarını araladı. "Salvatore evlenecek."dedi. "Ve bir türk ile evlenecek. Annesi gibi."
Ateş anlamamıştı. "Salvatore'un sevgilisi mi var?"diye sordu Kenan.
Robert güldü. "Kenan daha zeki olduğunu sanardım."kafasını iki yana salladı. "Hayır, ben onu zorla evlendireceğim. Bir ne olduğu belirsiz kadının kucağında çocukla evimizin önüne gelmesini istemiyorum. Bu nedenle ona bir eş arıyorum ancak annesi olacak kadın Türk olacak diye tutturdu. Dünyanın korktuğu adam da olsanız hanımlar devreye girince eliniz kolunuz bağlanıyor."

Ateş şaşkınlıkla adamı dinliyordu.
"Size gelin mi bulmamızı istiyorsunuz?"

Robert yavaşça kafasını salladı. "Aynen öyle."dedi. "Okumuş bir tip olsun. Ve laf dinleyen..."
Arkadan gelen sesle üç erkek de dönüp baktı.
"Çağla, salonun ortasındaki korkunç tipli dede kim? Polat Alemdar'ın yaşlılık versiyonu değil mi?"diye sordu Ilgaz Türkçe.
Ateş ve Kenan korkuyla yutkundular.
Çünkü...
Çünkü Robert Türkçe biliyordu.

Yaşlı adam oturduğu yerden arkasını dönerek gülümsedi. "Seni anlayabiliyorum güzel kızım."

Kenan ve Ateş böyle yumuşak bir tepki beklemediklerinden şaşırarak birbirlerine baktılar.

Ilgaz utandı. "Üzgünüm efendim."dedi kızararak. "Kötü bir anlamda demedim."
Ağlayacaktı artık sürekli insanlara bir şeyler diyordu ve aslında kötü bir şey demek istemiyordu ancak dediği şeyler hep de kötü şeylerdi.

"Gelin oturun."dedi Robert kızlara. "Hangisi gelinimiz?"diye sordu Ateş'e.

Çağla kocasının yanına geçerek,"Benim."diye gülümsedi.
Robert sempatik bir şekilde,"Düğününüze gelemedim güzel kızım. Affedin."dedi.
Ateş adamın bu kadar yumuşak olmasına hala anlam veremezken,"Sorun değil Bay Robert."dedi. "Hediyenizi aldım zaten. Muazzam bir tablo."

Robert karşısına oturan diğer iki kıza baktı. "Siz kimsiniz?"

Eşsiz,"Ben Ateş'in kardeşiyim."dedi utanarak. Kenan kızın yanına giderek elini tuttu. "Nişanlım."dedi.

Nişanlısı değildi belki ama gelin adayı arayan bir mafya vardı şu anda evde ve Eşsiz'e her an göz dikebilirdi.

Eşsiz şaşırdı ama çaktırmadı.
Suskun Ilgaz'a baktı Robert. "Sen kimsin güzel kızım?"

Kenan Ateş'e,"Güzel kızım mı dedi o?"diye fısıldadı.
Ateş belli belirsiz kafasını salladı. Şok üstüne şok geçiriyordu.

Ilgaz hala rezilliğin verdiği utancı yaşarken,"Ben Ilgaz."dedi. "Eşsiz'in yakın arkadaşıyım. Yarından itibaren de Ateş grubun yeni mimarlarındanım."

Robert gözlerini kısarak kızı inceledi.
Ateş adamın bakışlarını anladı ama konuşmadı.

"Hmm..."dedi Robert eliyle keçi sakalını kaşıyarak. "İngilizce biliyor musun?"

Kafasını salladı Ilgaz. "İngilizce bilmeyeni bu devirde dövüyorlar efendim."dedi gülerek. Sonra boğazını temizleyerek yine çenesi düştüğü için utandı.

Robert kıza birkaç soru daha sordu. "Ailen neci? Kardeşin falan var mı?"

"Annem emekli müdür, babam da emekli öğretmen. Ancak hala özelde çalışıyor. Altı kardeşiz biz. En küçükleri benim."

"Kaç yaşındasın?"

"Eylül ayında yirmi yedi olacağım."

"Ailen nerede şimdi?"

"Annem İzmir'de, babam İstanbul'da. Ayrılar efendim maalesef."

Çağla şaşkınlıkla kocasının kulağına fısıldadı. "Ne oluyor, bu da kim?"

"Çok, çok güçlü bir adam."diye geçiştirdi Ateş onu. "Ne olduğunu da o gidince anlatacağım."

Robert keyiflendi. "Hangi okuldan mezunsun bakayım sen? İyi bilirim Türkiye'yi. Bizim hanım oralı."

"Dokuz Eylül üniversitesi ve Ege üniversitesi mezunuyum. Birinde mimarlık okudum diğerinde iç mimarlık. Sizin hanım nereli?"

"Antepli."

"Aa, çok severim orayı."

"Demek iki okuldan mezunsun." Yaşlı adam keyiflenmişti.
Aradığı gelini bulduğunu düşünüyordu.
"Kaç kardeşim demiştin güzel kızım? Ağabeyin var mı?"
"Altı kızız maalesef." Gülümsedi. Robert güldü ve Ateş'e dönerek,"Buldum."dedi.

Ilgaz, Eşsiz'e yaklaşarak,"Görücüye gelmişler gibi hissettim."diye fısıldadı.

Ateş yutkundu. "Emin misiniz efendim?"diye sordu.
Şimdi uğraş bakalım uğraşabilirsen. "Dilerseniz birçok tanıdığım var. Hemen karar vermeyin."

Dilini şaklattı Robert. "Buldum."dedi ve iç çekti. "Hemde en iyilerinden buldum."

HiçWhere stories live. Discover now