Hiç

61

Salvatore kızın dudaklarına yapışıp onu susturmamak için kendisiyle savaş veriyordu.
Robert güldü. "Ilgaz şımartma kızım bunu böyle."
Ilgaz burnunu çekti. "Bir şey yapmıyorum ki baba. Sadece rahat etsin diye-"
Devamını getirmedi. Salvatore'un ağzına soyduğu elmayı soktu.
Salvatore şaşkınlıkla elmayı yerken,"Ilgaz güzelim biraz başımı da ovar mısın?"diye sordu.
Eliyle şakaklarına baskı yaptı. "Çatlıyor."

Ilgaz telaşla dizlerinin üstüne koyduğu tabağı yana bırakarak ayağa kalktı ve koltukta uzanmış adamın baş ucuna giderek şakaklarına ve alnına masaj yapmaya başladı.
Salvatore gülümsedi. "Elinde şifa var şifa!"dedi keyifle.
Zeynep ve Robert adamla beraber gülümsüyordu.  Ilgaz eğilip adamın alnına dudaklarını bastırdı ve işine devam etti.
"Aslına bakarsanız,"diye mırıldandı Salvatore. "Böyle aciz olmak hiç hoşuma gitmez, Ilgaz ağlıyor diye şımarıyorum."
Robert kahkaha attı. Salvatore kaşlarını çattı. "Yalan mı söylüyorum baba? Ne zaman bir sıkıntımda böyle bir halde-"

Ilgaz,"Salvatore konuşarak kendini yorma!"diye sözünü kesti. Salvatore başında dikilen kıza baktı. "Yorulmuyorum ki."

"Olsun, sen sus."

Salvatore iç çekti ve susup gözlerini yumdu. Ilgaz'ın tatlı masajına odaklandı. Sonrasında Ilgaz ellerini çekince lacivertin en koyu tonu gözlerini araladı.
Zeynep,"Bak oğlum karının değerini bil."dedi keyifle. "Senin için kaç saattir uğraşıyor."

Ilgaz utanarak tekrar adamın ayak ucuna oturdu ve az önce koyduğu tabağı dizlerinin üstüne getirip yarım elmayı soymaya devam etti.
Salvatore söylendi. "Öpmedikten sonra ne yapayım bunca şeyi."

Robert bugün çok kahkaha atmıştı. Ilgaz alınganlıkla adama baktı. "Ne yani bunca şey önemsiz mi?"

Salvatore kızın gözlerine bakarak kafasını yavaşça iki yana salladı. "Sadece dudakların kutsal."

Ilgaz göz devirdi. Elmayı soyarak adama uzattı. "Ye şunu."

Salvatore gülerek elmayı aldı. "Emir almam."diye bilerek kızdırdı Ilgaz'ı.
Ilgaz adamın ayaklarına bir tane tokat attı.
Salvatore güldü. Zeynep'in telefonu çalınca kaşlarını çatarak,"Kim arıyor?"diye sordu Robert.
"Elizabeth."dedi yaşlı kadın ayağa kalkıp açarken.
"Alo efendim kızım?"
Bahçeye çıktı.
O sıra Maria uyanan Leonardo'yu annesine getirip verdi.
Leonardo dudak bükmüş ağlayacak gibiydi.
Ilgaz çocuğunun büktüğü dudağına bir öpücük kondurdu.
Bu manzarayı izleyen Salvatore'un içi eridi.
"Ağlama Leo."dedim sakince adam. "Erkeksin sen."
Ilgaz göz devirdi.
Robert,"Karışma."diye uyardı şakayla oğlunu. "Dilediğince ağlasın."
Salvatore ellerini açarak,"Biraz bana versene seveyim."dedi. Ilgaz,"Emin misin, ağrın yok mu?"diye sorunca sesini sert tuttu. "Ver."
Ilgaz oğlunu uzatarak adamın eline verdi.
"Ne giymişsin Leo sen böyle?"diye sordu Salvatore keyifle. "Ayı mı oldun sen?"
Çocuğun üstünde kahverengi ayı tulumu vardı.
Robert keyifle ayağa kalktı. "Neyse gençler. Size doyum olmaz. Yaşlı adamın uykuya ihtiyacı var. İyi geceler."

**
Ilgaz üç saattir üç bebeği var gibi bir ona, bir buna koşmaktan yorulmuştu.
Leonardo ve Yaşam sonunda tekrar uyumuştu ve yatakta uzanmış adamın yanına gelebilmişti.
"Nasılsın? Yaran acıyor mu?"diye sordu üstündeki tshirti çıkararak. Salvatore kısa bir an kıza ve çıplak üst bedenine bakarak,"İyiyim."dedi. Ilgaz pijamasını giyerek kafasını salladı. "Sana yalvardım dikkatli ol diye, bak." Adamın karnındaki yarayı işaret etti. "baya dikkatli olmuşsun!"

Salvatore göz devirdi. "Ölmedim ama değil mi? Gayet dikkatliyim."

Ilgaz adamın yanına uzanarak sinirle,"Aptalsın."dedi.
Salvatore kızı kolundan çekerek,"Bana hakaret etme."diye uyardı.
Ilgaz adamın sert sesinden korkmadı. Diretti. "Ama öylesin."
Salvatore gülümsedi. "Sen de çok seksisin."