74

1.6K 107 8
                                    

"Salvatore, biraz daha sakin olur musun?"dedi Dawson iç çekerek. Salvatore öfkeyle önündeki sandalyeyi duvara fırlattı. "Orospu çocuğu bana baban mı karın mı seç diyor!"

Elini sinirle saçlarından geçirip düşündü. "Yerini bulmam lazım."dedi. "Yerini bulmam lazım!" Bağırmasıyla sesi boş ofiste yankınlandı.
Dawson yutkundu. O sırada koşarak yanlarına gelen Mark sevinçle,"Patron bulduk!"diye bağırdı. "İkisini de aynı yere götürmüşler!"

**

Ilgaz bıçak kolunda derin bir kesik açtığında can acısıyla öyle bir çığlık atmıştı ki Robert'ın nefesi kesilmişti.
Öfkeyle bağırdı. "Kadını bırakın orospu çocukları!"

Genç kızı bir sedyeye bağlamış üstüne imzalarını atarlarken Robert kafasındaki üç silahla sandalyeye oturtulmuştu.
Ilgaz hüngür hüngür ağlıyor, canı çok yanıyordu.
Her yeri kandı.
Kendi kanı.

Silver kocaman gülümsedi ve keskin çakısını alarak kızın açık karnına sürttü.
Ilgaz kafasını iki yana sallayarak bağırdı. "Baba!"dedi hıçkırarak. Sesindeki acı Robert'ın yüreğini parçalıyordu.
Silver, bıçağı kızın karnına bastırıp hafif bir kesik bırakırken Ilgaz,"Ne olur dur!"diye yalvarmaya başlamıştı.
Eli kolu bağlı olduğu için kıpırdayamıyordu. Sadece çırpınıyordu.
Silver kahkaha atarak Robert'a baktı. "Gelinin ilgimi çekti."dedi. Sonra yüzünü buruşturdu. "Ama birkaç hafta önce doğum yapmış. İğrenç. Yapmasaydı emin ol gözünün önünde sikerdim onu."

Ilgaz hıçkırdı. Gözlerinden oluk oluk yaşlar, yaralarından kanlar akıyordu.
Kan kaybından öleceğini düşündü.

Robert,"Seni adi pezevenk!"diye hırladı. "Dua et de Salvatore seni bulmasın!"

Ilgaz hüngür hüngür ağlarken Silver omuz silkti ve kızın çıplak bacaklarına yöneldi. "Buraya ne çizsem?"diye düşündü eliyle sakallarını kaşıyarak. "Sanırım mutlu bir aile babası çizeceğim. Eskilerin acımasız prensi şimdilerin pamuk prensi. Aa! Bu kişi Salvatore!"

Bıçağın keskin ucunu kızın baldırına bastırarak dediğini yaptı ve kızın ayağına kocasının adını kazımaya başladı. Ilgaz çırpındığında sinir oldu ve karnına sertçe yumruk geçirip kızın nefesini kesti. "Sessiz ol!"diye gürledi.
Ilgaz yediği yumrukla öksürük krizine girerken Robert delirecekti.
"Orospu çocuğu!"diye tükürüklerle bağırdı. "Seni doğduğuna pişman edeceğim!"

Silver göz devirdi. "Sen önce bağlı olduğun sandalyeden kalk." Baldırına yazdığı ismin altına derin bir çizik attı. "Merak etme güzelim, hayatın boyunca iz olarak kalmayacaklar. Çünkü bir hayatın yok. Buradan çıkışın da yok."diyerek gülümsedi.

Ilgaz hıçkırdı tekrar. "İmdaat!!!"diye bağırdı belki oldukları dairede birileri duyardı da polisi arardı.
Silver kahkaha attı. "Kimse seni duymaz güzelim." Kızın yanağına elini koyup okşadı. "Ne kadar da güzelsin. Salvatore'un senin için uğruna karanlığından vaz geçmesi o kadar mantıklı geliyor ki... Aklıma bir fikir geldi!"dedi. "Seni Joker'e benzetelim!"

Keyifle kızın yüzüne doğru ilerletti bıçağı ve kaldırarak dudaklarına götürdü. Ilgaz çığlık attı. Kafasını hızla iki yana sallarken adama engel olmaya çalışıyordu. Adamın elini kapıp tüm gücüyle ısırdı. Bu Silver'i çok öfkelendirmişti. Yüzüne tokatını geçirip "Uslu dur!"diye bağırdı Silver.
Kızın saçlarına yapışıp onun çırpınmalarını durdurdu ve dediğini tam yapacaktı ki dairenin kapısı birden açıldı ve içeriye kurşun yağdı.
İlki Silver'in karnına denk geldi. Adamdan sıçrayan kan Ilgaz'ın yüzüne gelince Ilgaz kusmak istedi. Ağzına giren kanı tükürdü.
Silver geriye doğru sendeleyerek elindeki bıçağı düşürdü. Robert kahkaha attı. "Demiştim Ilgaz!"dedi keyifle. "Salvatore geldi!"

HiçWhere stories live. Discover now