91

1.5K 95 30
                                    

Ilgaz birkaç haftadır şirkete gitmiyordu ve evde sürekli olarak Elizabeth'in kavgası dönüyordu.
Genç kız adama,'Ne zaman?'diye sormaktan yorulmuştu.
Salvatore ise sadece 'yakında' diyerek kalkıp gidiyordu.

O gün Ilgaz yine çok sıkılmıştı. Eve bir kuaför çağırtmış saçlarını omuzlarında kestirmişti.
Güzel de bir fön çekmişti kuaför.
Robert annesinin kucağında saçlarıyla oynarken Leonardo da hemen yanında,"Sei così bello."diyordu. Ilgaz oğlunu anlamasa da güzel bir şey dediğinin farkındaydı. Yaşam öteki üçlü koltukta uyuyorken kapı çaldı.
Jenni koşarak açtı.
Salvatore çok yorgundu. Ceketini kapıdaki kadına vererek elleriyle saçlarını karıştırdı ve karısı ile çocuklarının yanına gitti.

"Ilgaz?"
Ilgaz arkasını dönerek gülümsedi. "Hoş geldin."

Salvatore karısının saçlarını fark etmiş kaşlarını kaldırarak kızı incelemişti.
Bu kız daha ne kadar güzelleşebilirdi? İmkânsız değil miydi?

Çapkın bir tavırda,"Ilgaz."dedi.

"Efendim?"

"Saçını mı kestirdin?"
Ilgaz gülümseyerek kafasını salladı.

"Salvatore, Leonardo bana bir şey diyor ama ne diyor bilmiyorum. Leo, babaya da der misin bana ne dediğini?"

Leonardo kafasını salladı,"Sei così bello."

Salvatore gülümsedi. "Çok güzelsin diyor sevgilim."

"Yaa..."dedi Ilgaz sevgiyle. Oğluna eğilerek yanaklarına öpücükler kondurdu. "Teşekkür ederim prensim."

Leonardo kıkırdayarak annesini öptü.
Biraz sonra Robert annesinin kucağında uyumuştu. Jenni bebeği alıp odasına giderken Leonardo bahçede Mark ile top oynuyordu.

Ilgaz çaprazında ki koltukta oturan kocasına bakarak,"Nasıl olmuş saçım?"diye sordu.
Salvatore kafasını karısına çevirdi ve onu beğeniyle süzdü.
"Yani..."dedi kaşlarını hafif çatıp derin bir nefes alarak. "İyi."

Ilgaz kaşlarını havaya kaldırarak,"Bu nasıl iyi demek? Kötüyse söyle, üzülmem."diye adamı tersledi.

Salvatore omuz silkti. "İyi işte."

Ilgaz oflayarak bacak bacak üstüne attı ve koltuğun kenarına koyduğu telefonunu alarak arkadaşlarına attığı saçına gelen yorumları okudu.
Birden hafifçe kıkırdayınca Salvatore ona baktı. "Ne oldu?"

Ilgaz onu cevaplamadı. Genç adam kafasını başka yere çevirip gülümsedi. "Ilgaz,"dedi. "ne oldu?"
Ilgaz adama bakmadan göz devirdi.
Genç adam ayağa aniden kalkarak kızın yanına geçti ve telefonunu elinden çekerek,"Ilgaz."dedi. Ilgaz adamın üstüne atladı. "Ver telefonumu!"

Salvatore kafasını iki yana sallayarak kızı engelledi ve telefon ekranına bakarak,"Kim bu Emre?"diye sordu. Kaşları istemsiz çatılmıştı.
Ilgaz adamın kucağına atılıp elinden telefonunu çekti ve sinirle,"Manitam!"dedi.
Salvatore sinirle,"Ilgaz."diyerek burnundan soludu.

"Telefonumu karıştırman, özellikle de ben izin vermeden, hiç hoş bir durum değil."

"Emre kim?"

"Arkadaşım."

"Nereden?"

"Türkiye'den."

Salvatore kızın dalga geçmesiyle iyice gerilip,"Sana neden prenses gibi olmuşsun yazıyor?"diye homurdandı.

Ilgaz elini saçlarından geçirdi.
"Saçlarımı attım, senin aksine iltifat etmesini biliyor."

Salvatore öfkeyle,"O kadar da güzel olmamış ki saçın!"dedi. Ama bu yalanın tillahıydı. Gözleri istemsiz olarak sürekli Ilgaz'a gidiyor, inceleme isteği ile doluyordu.
Ilgaz adamın dediği cümleyle buz kesti. "Öyle mi?" Dedi. Bu ne ayıptı böyle?

HiçWhere stories live. Discover now